AK Partili Güler'den Gazetecilere 'Düşmanlık' Suçlamasıyla Şok Tepki!
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenen bir basın toplantısında, zeytinlik alanlardaki madencilik düzenlemesiyle ilgili sorulan bir soru, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'i adeta çileden çıkardı. Güler'in gazetecilere yönelik sert ve şaşırtıcı...
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin koridorları, her zaman olduğu gibi siyasi gerilimin ve önemli açıklamaların merkezi konumundaydı. Ancak bugün, bu koridorlarda yankılanan bir basın toplantısı, ülkenin gündemine adeta bomba gibi düşen ve aylarca konuşulacak bir krize sahne oldu. Toplantının başından itibaren hissedilen gergin atmosfer, muhalefetin sert eleştirilerine maruz kalan bir yasa teklifinin gölgesinde, beklenmedik bir tırmanışa geçti. Bu gerilimin doruk noktasına ulaştığı anlar ve sonrasında yaşananlar, okuyucuyu koltuğuna bağlayacak detaylarla dolu ve makalemiz, bu çarpıcı anların derinliklerine inerek devam ediyor…
Olayın merkezinde, geçtiğimiz Haziran ayında AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank başkanlığında komisyonda kabul edilen, enerji ve maden alanlarına dair düzenlemeleri içeren kritik bir kanun teklifi bulunuyordu. Muhalefet partileri, bu teklifin özellikle 11’inci maddesiyle zeytinlik alanlarda madencilik yapılabilmesinin önünün açıldığını iddia ederek, düzenlemenin geri çekilmesini talep etmişti. İşte tam da bu gerilimli ortamda, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis'te kameraların karşısına geçti ve gazetecilerin merakla beklediği soruları yanıtlamak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Ancak hiç kimse, sorulacak kritik bir zeytin sorusunun, böylesine sert bir tepkiye yol açacağını tahmin edememişti.
Basın toplantısı sırasında, bir gazeteci tarafından zeytinlik alanlarla ilgili kritik bir soru yöneltildiğinde, ortamdaki gerilim bir anda zirveye ulaştı. Sorunun ardından AKP Grup Başkanı Abdullah Güler'in yüzündeki ifade bir anda değişti ve sert bir yanıtla karşı atağa geçti: "Ya bir teşekkür edin, şu AK Parti’ye bir teşekkür edin ya!" sözleriyle adeta gazeteciyi fırçalayan Güler, devamında şaşırtıcı rakamlar sundu. Güler, "2003'te 87 milyon olan zeytinlik sayısı şu an 210 milyon. Nasıl oldu bu?" diyerek, AK Parti döneminde zeytinlik alanlarının rekor seviyede arttığını savundu.
Bu açıklamalar, Türkiye'nin doğal kaynaklarına yönelik hassasiyetinin, https://www.avazturk.com
adresinde de sıkça dile getirilen çevresel kaygılarla nasıl çarpıştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Güler, bu çarpıcı sayıların ardından, muhalefetin ve belirli medya organlarının toplumu "yalan, sahte bilgilerle manipüle ettiğini" iddia etti. Kanun tekliflerinin gayet açık olduğunu belirten Güler, Termik santral havzasındaki linyit kömürüne ulaşmak amacıyla "50 bine yakın zeytin ağacının çok özel yöntemlerle taşınması suretiyle düzenleme yaptıklarını" vurguladı. Güler, söz konusu düzenlemenin, zeytin ağaçlarını tamamen yok etmek değil, aksine onları koruyarak başka alanlara taşımak üzerine kurulu olduğunu savundu. Ancak bu açıklamaları yaparken bile, ses tonundaki ve beden dilindeki öfke dikkatlerden kaçmadı.
AK Parti Grup Başkanı, kendisine yöneltilen eleştirilere ve medyada çıkan haberlere karşı tepkisini daha da sertleştirdi. "Şimdi onu aldılar, 'bütün zeytinlikleri yok ediyorlar' diye yalan söylüyorlar" diyen Güler, geçtiğimiz günlerde bu konuyu manşet yapan bir gazeteyi de hedef aldı. "Geçen bir gazete de milletvekillerini manşet yapmış. Zeytinlikleri yok edecekler falan diye..." sözleriyle sitemini dile getiren Güler, bu tür haberleri kaleme alanları "gazeteci falan değil düşman" olarak nitelendirerek, adeta şok etkisi yarattı. "Sen bu ülkeye düşmanlık yapıyorsun" diyerek suçlamalarını en üst perdeden dile getiren Güler, tüm bilim insanlarının ağaçların "taşınabilir ve uygun" olduğunu söylediğini iddia etti. Ardından, "Şimdi sen insanları niye kışkırtıyorsun. Bu ülkeye düşmanlığının sebebi nedir? Söyleyin de bilelim ya..." diyerek, gazeteciye adeta meydan okudu.
Ve nihayet, bu gergin basın toplantısının ardındaki asıl acı gerçek ve AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in sözlerindeki şok edici derinlik tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Güler'in "düşman" suçlaması, sadece bir gazeteciye yöneltilmiş öfkeli bir çıkış olmaktan öteye geçerek, aslında iktidarın eleştiriye karşı tahammülsüzlüğünü ve muhalif sesleri nasıl "ülkeye düşmanlık" olarak kodladığını gözler önüne seriyordu. Zeytinlikler gibi çevresel ve toplumsal hassasiyeti yüksek bir konuda dahi, farklı bir görüşün ya da eleştirel bir sorunun, doğrudan "vatan hainliği" ya da "düşmanlık" yaftasıyla karşılanması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve demokratik tartışma ortamının ne denli kırılgan bir zeminde olduğunu gösteriyordu. Bu çarpıcı olay, resmi açıklamaların ve politik söylemlerin ardındaki gerçek gerilimin, çatışmanın ve baskı algısının en somut kanıtı olarak tarihe geçerken, Güler'in bu sözleri, siyasetin kutuplaşma ve hedef gösterme ikliminde geldiği ürkütücü noktayı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.