AKP'nin "Gerçeklikten Kopuşu": Siyaset Sahnesinde Ahlak ve Millete Saygı Kalmadı mı?
Halk TV yayınında Ayşe Böhürler'in açıklamalarına Turhan Çömez'den sert tepki! AKP'nin yalan siyasetine, medya gücüne ve halktan kopuşuna dair çarpıcı değerlendirmelerle Türkiye siyasetinin nereye gittiği masaya yatırıldı.
Türkiye siyaseti, gerçeklikten kopuş ve halkla kurulan bağın zayıflaması tartışmalarıyla çalkalanıyor. Son olarak Halk TV ekranlarında yaşanan bir tartışma, iktidar partisinin iddia edilen ahlak ve erdem yoksunluğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Ayşe Böhürler'in Gazi Osmanpaşa Belediyesi'nin AKP'ye geçişini "iyi olmuş" diyerek muhafazakar kimlikle ilişkilendirmesi, Turhan Çömez'in sert eleştirilerine neden oldu. Çömez, AKP'nin gerçekleri çarpıtma ve halkı kandırma alışkanlığını vurgulayarak, bu durumun vahim boyutlara ulaştığını ifade etti.
Meseleye "habersizlik" gibi iyi niyetli bir yaklaşımla bakmadığını belirten Çömez, bu tür iddiaların "bilerek uydurulduğunu" dile getirdi. Geçmişte bir bakanın "aya dört şeritli yol yapıyoruz desek inanacak bir millet var burada" dediğini hatırlatan Çömez, medeni ülkelerde bu tür söylemlerin siyasi kariyerin sonu olacağını ancak Türkiye'de durumun farklı olduğunu belirtti. Aslı olmayan, mesnetsiz bilgilerin gururla, inançla ve rahatlıkla anlatıldığını aktaran Çömez, bunun siyasetçilerin özgüvenlerinden kaynaklandığını, çünkü "ne söylersek söyleyelim nasıl olsa bir alıcısı var" diye düşündüklerini öne sürdü. Bu tutumun millete karşı inanılmaz bir saygısızlık olduğunu vurgulayan Çömez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunların milletle falan derdi de yok. Bunlar tamamen saraya bakıyorlar çünkü siyasi kariyerlerinin istikballerinin sadece ve sadece Erdoğan'ın iki dudağı arasında olduğunu biliyorlar". Bu bağlamda, "yalan söylemek, hikaye uydurmak, dedikodu yapmak, gerçekleri saptırmak hiçbir önemi yok" haline geldiğini kaydeden Çömez, "Bir zamanlar Erdemliler Hareketi diye yola çıkmışlardı ne erdem kalmış ne ahlak kalmış ne de millete saygı kalmış" ifadelerini kullandı. Bu durumun AKP'nin içine düştüğü ruh halinin çok önemli bir fotoğrafı olduğunu düşündüren Çömez'in bu yorumları, Avaztürk.com okuyucularının da dikkatini çekecek nitelikteydi.
Çömez'in eleştirileri sadece iktidar partisiyle sınırlı kalmadı; medya profesyonellerinin tutumuna da değinildi. Bir gazetecinin, milletvekilinin uyduruk bir tabloyu tamamen farklı sunmasına sessiz kalmasının, eleştiri yapmamasının Türkiye'de parlamenter rejimin ayaklar altına alındığının ve tamamen bir saray rejiminin kontrolü altında olduğunun göstergesi olduğunu söyledi. Çömez, böyle bir yalanı kendi uydurmuş olsa kahırından öleceğini ve milletvekilliğinden istifa edeceğini belirtti. Halkın önünde göz göre göre yalanların söyleniyor olması ve AKP'li çevrelerin buna sessiz kalması, partinin içine düştüğü durumun net bir göstergesi olarak yorumlandı.
Muhalif kanallara çıkmaya cesaret edemeyen AKP'lilere defalarca çağrı yapıldığını belirten Çömez, "TRT'de bir kare haberimiz çıkmıyor, yandaş kanallara almıyorsunuz. O zaman bizim bağımsız ve demokrat diye tanımladığımız gazetelere, televizyonlara gelin beraber konuşalım" diyerek açık tartışma davetini yineledi. Ayrıca, "Gelin pazara çıkalım, çarşıya çıkalım, millet ne söylüyor görün" çağrısını da her toplantısında ve Meclis'teki konuşmalarında yaptığını, ancak bu davetlerin umurlarında olmadığını dile getirdi. Çömez, iktidara yakın isimlerin milletten korktuğunu ve bu tür yüzleşmelerden kaçtığını ima etti. Medyanın rolü ve siyasi söylemin sorumluluğu üzerine yapılan bu derinlemesine analiz, Avaztürk.com için önemli bir tartışma konusu oluşturdu.
Ayşe Böhürler'in "Gazi Osmanpaşa zaten muhafazakar bir ilçe, iyi de olmuş" yorumuna ise Turhan Çömez'den sert bir cevap geldi. Çömez, AKP'nin gerçeklikten koptuğunu ve Türk siyasetini okuyamadığını belirtti. Artık Türkiye'de muhafazakar, laik, cumhuriyetçi, demokrat veya milliyetçi kesim ayrımının kalmadığını savunan Çömez, günümüzde doğruyla yanlışın, güzelle çirkinin, iyiyle kötünün ve ülkenin değerlerini savunanlarla ihanet edenlerin ayrımının geçerli olduğunu vurguladı. Son anketlere atıfta bulunan Çömez, kendini cumhuriyetçi, Atatürkçü, demokrat, laik veya milliyetçi görenlerin neredeyse %80'i bulurken, muhafazakar veya Erdoğan'ın istediği gibi "kindar ve dindar" görenlerin neredeyse %5'in altında kaldığını belirtti. Bu istatistikler, AKP'nin hala 2002'li yılların şartlarında kaldığını ve halkın değer yargılarının değiştiğini okuyamadığını gösteriyor. Avaztürk.com bu değişimin toplumdaki yansımalarını yakından takip ediyor.
AKP'nin elinde inanılmaz bir devlet gücü, para gücü ve medya gücü olduğunu belirten Çömez, tüm bunlarla dünyayı ikna edeceklerini düşündüklerini ifade etti. Erdoğan'ın Covid zamanında İngiltere'de aşıların paralı olduğunu iddia etmesi gibi yüzlerce yalan örneği olduğunu belirten Çömez, İngilizlerin dahi bu iddiaları yalanlamaya utandığını ve kendisinden "cumhurbaşkanımız böyle bir laf etti, burada da bu işin parasız olduğunu söyleyin" diye rica ettiklerini aktardı. Geçen seçimlerde Erdoğan'ın montaj videolar için "olsun, yapmış arkadaşlar" demesi de, siyasi etikten yoksun bir değerlendirmeyle yola çıkıldığının kanıtı olarak sunuldu. Bu siyasi ahlak yoksunluğunun AKP'yi hatalara sürüklediğini savunan Çömez, "nasıl olsa muhafazakar kesim bize oy verir" ve "çoğunluğumuz var" özgüveniyle sahaya çıktıklarında halktan "inanılmaz bir tokat yiyeceklerini" iddia etti. Bu iddialar, Avaztürk.com'un siyasi kulislerdeki nabzını tutmasına yardımcı oluyor.
Çömez, özellikle kadınların ikna edilmesinin zor olacağını vurguladı. Çocuğu aç olan, buzdolabı boş, tenceresi kaynamayan bir kadını ikna etmenin imkansız olduğunu belirten Çömez, AKP'lilerin hala muhafazakar kimlikle ve dini retoriklerle milletin oylarını devşirebileceklerini zannettiklerini söyledi. Ancak "o devir çoktan geçti" diyerek Türk milletinin feraset ve basiretinin onlara "utanmadınız mı bizimle dalga geçmeye, gözümüzün içine baka baka yalan söylemeye, çocuklarımız aç yatarken siz lüks ve safahat içinde yaşamaya?" diye sorarak sandıkta tokat vuracağını öngördü. Emeklinin akşam saat 5'ten sonra ezilmiş ve çürümüş ürünleri almasına gönüllerinin nasıl razı olduğunu sorgulayan Çömez, "Bunlar yalanlarında boğulacaklar ve sandığın dibine yok olup gidecekler" diyerek sözlerini noktaladı. Bu sert eleştiriler ve geleceğe yönelik öngörüler, Avaztürk.com'un yakından takip ettiği konular arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Erdoğan'ın "kadınları ikna etmemiz lazım" sözlerine atıfta bulunarak, "zor ikna edersin Sayın Erdoğan" diyen Çömez, iktidarın halkın gerçek dertlerinden, özellikle ekonomik sıkıntılardan bihaber olduğunu vurguladı. Milletvekili transferlerinin hangi çıkar ilişkileriyle yapıldığı, hangi alanların açıldığı gibi konuların tarih tarafından sorgulanacağını ve yargılanacağını belirten Çömez, AKP'nin gerçeklikten kopmuş, siyasi realiteden uzaklaşmış bir güruha dönüştüğünü savundu. Yola Erdemliler Hareketi olarak çıkan kadroların düştüğü bu hale dikkat çeken Çömez, "hiç merak etmeyin millet öyle bir feraset ve basiret sahibi ki bunların tarih sahnesinden yok olup gitmesini hep beraber izleyeceğiz" dedi. Hala "muhafazakar bizim mahalle, laik cumhuriyetçi milliyetçi öteki mahalle" ayrımı içerisinde olduklarını belirten Çömez, "ya millet aç Ayşe Hanım aç" diyerek son sözünü tamamladı.