Siyaset dünyasında adeta bir bomba etkisi yaratan ve Fatih Altaylı tarafından dillendirilen "CHP'nin kasasındaki kilitli anket"in şaşırtıcı detayları ortaya çıkmaya başlarken, bu özel araştırmanın sadece parti oy oranlarını ölçmekle kalmayıp, asıl olarak politika belirleme, hedef kitle tespiti ve söylemlerin seçmen üzerindeki etkisini analiz etme amacını taşıdığı belirtiliyor; Türkiye'nin siyasi haritasını baştan çizecek bu çarpıcı bulguları derinlemesine incelemek için okumaya devam edin.

Söz konusu anketin "künyesi" olarak nitelendirilen ayrıntılar, araştırmanın ciddiyetini ve kapsamını gözler önüne seriyor zira bu çalışma, 52 ilde ve 650 ilçede toplam 10.532 kişiyle yüz yüze görüşmeler yapılarak gerçekleştirilmiş olup, bu denli geniş bir örneklemle hata payının "çok çok düşük" olduğunun altı çiziliyor; anketin zamanlamasıyla ilgili olarak, "Avrasya Anket (Kemal ÖZKİRAZ)" YouTube kanalında Kemal Özkiraz'ın ifade ettiğine göre, yaklaşık 10.600 kişilik bir araştırmanın 3-4 günde bitirilemeyeceği ve uzun bir zaman alacağı göz önüne alındığında, bu anketin muhtemelen CHP'nin komisyon tartışmalarına girmesinden önceki bir döneme ait olduğu tahmin ediliyor, bu detaylı analizleri incelemeye devam edin.

Anketin en dikkat çekici bulgularından biri, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) farklı yaş gruplarındaki üstünlüğü olarak öne çıkıyor zira Fatih Altaylı'nın aktardığı verilere göre, 18-20 yaş grubunda CHP'nin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) tam 21 puan önünde olduğu belirtilirken, genç kuşakların tercihindeki bu keskin farkın siyasi geleceğe dair önemli ipuçları verdiği, AKP'nin önde olduğu tek yaş grubunun ise 25-45 yaş arası olduğu ve burada da sadece 9 puanlık bir farkla üstünlük sağladığı ifade ediliyor; yaşlı seçmen kitlesindeki değişim ise daha da sarsıcı zira 55 yaş üstü seçmende AKP'nin CHP'nin 9 puan gerisinde kaldığı ve bu durumun, AKP'nin en sadık seçmen kitlesinde dahi büyük bir oy kaybı yaşadığına, hatta Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) bu grupta ciddi bir yükseliş kaydetmiş olabileceğine işaret ettiği gözlemleniyor, bu demografik kaymaları anlamak için okumaya devam edin.

Bu yaş grubu analizlerinin genel tabloya yansıması ise AKP için alarm zillerini çalıyor zira Fatih Altaylı'nın paylaştığı bilgilere göre, AKP'nin Türkiye genelindeki oy oranının "kararsızlar dağıtılmadan önce" %21'e kadar gerilediği iddia edilirken, Kemal Özkiraz, bu sonucun "hiçbir şey yapmadan Tayyip Erdoğan'ın kendisinin siyaseti bırakmasına yetecek bir sonuç" olduğunu dile getirerek, kararsızlar dağıtıldıktan sonra dahi bu oranın en fazla %28-29'a yükselebileceğini, bunun sokaktaki ve anket firmalarındaki gözlemlerle de örtüştüğünü ve özellikle enflasyon ile ekonomik krizin etkisiyle AKP'nin en sadık kitlesi olan yaşlı seçmeni kaybetmekte olduğunu belirtiyor; tüm bu düşüş trendlerinin ardındaki dinamikleri keşfetmek için okumaya devam edin.

Öte yandan, son dönemde CHP'nin oy oranlarında hafif bir düşüş gözlemlendiği ve bu durumun özellikle "komisyon meselesi" olarak adlandırılan tartışmalı sürecin iletişiminin kötü yönetilmesiyle ilişkilendirildiği belirtiliyor zira Kemal Özkiraz, CHP yönetiminin bu konuda "aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" misali bir ikilemle karşı karşıya kaldığını, yani komisyona katılmanın daha milliyetçi seçmeni, katılmamanın ise sol ve Kürt seçmenini kaybettireceğini ifade ederken, parti içinde "belediye başkanlarını kurtarmak" veya "yeni anayasa" gibi iddiaların ortaya atılmasıyla seçmen nezdinde güven kaybı yaşandığını ve CHP'nin neden katıldığını seçmenine henüz yeterince anlatamadığını dile getiriyor; bu iletişim krizinin partiye etkilerini daha detaylı incelemek için okumaya devam edin.

Parti içindeki bu dışa yansıyan sorunların yanı sıra, muhalefet cephesinde sinsi bir iç savaşın da yaşandığına dair endişeler dile getiriliyor zira Kemal Özkiraz, Ekrem İmamoğlu'nu destekleyen bazı hesapların Özgür Özel'e saldırmasından ve Ekrem İmamoğlu'nun tweet atmasının ardından aynı hesapların söylemlerini değiştirmesinden duyduğu rahatsızlığı belirtirken, bu durumun partiyi "AKP'lileştirme" tehlikesi taşıdığına ve parti trollerinin insafına terk edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyor; dahası, Ali Haydar Fırat'a yönelik "baş troller" tarafından yapılan saldırıların ardında, geçmişte AKP'ye hizmet etmiş veya "kullanışlı aparatlar" olarak tanımlanan ve Adnan Oktar'ın medya yapılanmasında yer aldığı belirtilen Emrah Gültunç gibi isimlerin olduğu iddia edilerek, bu şahısların parti içerisinde yapay ikilikler yaratmaya çalıştığı ve "müesses nizamın adamları" olarak CHP'yi tabandan tavana bölmeyi hedeflediği vurgulanıyor; bu karanlık ağın nasıl işlediğini görmek için okumaya devam edin.

Sonuç olarak, bu gizemli anketin ortaya koyduğu tablo, Türkiye siyasetinde derin ve köklü değişimlerin kapıda olduğunu açıkça gösteriyor; AKP'nin oy oranının %21'lere düşmesi, yani kararsızlar dağıtılsa bile en fazla %28-29'larda kalması ve en sadık kitlelerini kaybetmesi, mevcut iktidar bloğunun erime sürecine girdiğini işaret ederken, muhalefet cephesinin iç barışını sağlaması ve dışarıdaki "düşman" olarak tanımlanan, "ülkeyi böl parçala yönet" stratejisiyle idare eden "organize kötülüğe" karşı tek vücut olması gerektiği vurgulanıyor; aksi takdirde, parçalanmış bir muhalefet karşısında, bu "organize kötülüğün" ülkeyi yönetmeye devam edeceği ve bu kritik gelişmeleri anbean takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebileceğiniz bu süreçte, tüm muhalif kesimlerin geçmişteki ihanetlerden ders çıkararak ikinci turda dahi birlik olması gerektiği, aksi takdirde Türkiye'nin siyasi kaderinin belirsizliğini koruyacağı aşikardır.