Ankara'da Siyaset Kazanı Kaynıyor: Gazi Osmanpaşa Kararı ve Şok Yargı Süreçleri Gündemde!

Ankara'da Siyaset Kazanı Kaynıyor: Gazi Osmanpaşa Kararı ve Şok Yargı Süreçleri Gündemde!

Ankara gündemi, Gazi Osmanpaşa Belediye Başkan Vekilliği seçiminden Manisa Belediye Başkanı'nın trajik ölümüne, yargıya taşınan yolsuzluk iddialarından Ümit Özdağ davasına kadar çok katmanlı bir görünüm sergiliyor. Siyasi kulislerde hararetli tartışmalar

Türkiye'nin başkenti Ankara, 11 Haziran 2025 Çarşamba günü siyasetin ve yargının iç içe geçtiği yoğun bir gündemle hareketleniyor. Habertürk TV'de yayınlanan "Para Gündem" programı, CHP'li belediyelerdeki başkan vekili seçimleri, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in elim ölümüyle ilgili soruşturma ve önemli davaların ayrıntılarını ekranlara taşıdı. Özellikle Gazi Osmanpaşa'da yaşanan belediye başkan vekilliği seçimi, siyasi çevrelerde büyük yankı uyandırırken, yargı süreçlerine ilişkin tartışmalar da hararetini koruyor.

Günün en sıcak gelişmelerinden biri, Cumhuriyet Halk Partili Hakan Bahçetepe'nin soruşturma kapsamında tutuklanması ve görevden alınması sonrası Gazi Osmanpaşa'da yapılan belediye başkan vekili seçimi oldu. AK Parti Grup Başkan Vekili Eray Karadeniz ile CHP'nin adayı Murat Topaloğlu arasındaki bu kritik mücadele, üçüncü tur oylamada son buldu. AK Parti'nin adayı Eray Karadeniz, 18 AK Parti'li ve 3 Milliyetçi Hareket Partili meclis üyesinin oylarıyla toplam 21 oy alarak başkan vekili seçildi. Bu sonuç, Cumhuriyet Halk Partili belediye meclis üyeleri tarafından "halkın iradesine karşı gelindiği" gerekçesiyle sert tepkilerle karşılandı ve meclis salonunu terk etmelerine yol açtı. Bu gelişme, 22 yıl sonra CHP'ye geçen Gazi Osmanpaşa Belediyesi'nin yeniden AK Parti yönetiminin temsiline geçmesi olarak yorumlandı ve siyasi etik tartışmalarını alevlendirdi. Türkiye'nin siyasi gündemini an be an takip eden bu tür kritik gelişmeler, halkın bilgiye erişiminde önemli rol oynamaktadır ve sıklıkla https://www.avazturk.com gibi platformlarda detaylı analizlerle yer almaktadır.

Gazi Osmanpaşa'daki bu seçim sonucunun siyasi meşruiyeti ve etiği üzerine farklı görüşler dile getirildi. Genar Araştırma şirketi Başkanı İhsan Aktaş, genellikle partilerin meclis üyelerini kontrol ettiğini ve Gazi Osmanpaşa'nın AK Parti'ye geçmesini beklediğini belirtti. Aktaş, belediye başkanının görevden alınma nedeninin terör değil, farklı suçlardan kaynaklandığında meclisten vekil seçilmesinin olağan olduğunu ifade etti. Ancak Siyaset Bilimci ve Gazeteci Volkan Memduh Gültekin, halkın 2024 seçimlerinde CHP'li bir başkana karar verdiğini hatırlatarak, meclisin farklı partiden olmasının denetim amacıyla olduğunu, bu durumda belediye yönetiminin millet iradesinin tecelli ettiği şekliyle devam etmesinin siyasi etik açısından daha doğru olacağını savundu. Gültekin, hatta AK Parti'den bir "centilmenlik" beklentisi olduğunu da dile getirdi.

Habertürk Yazarı Nasır Güngör ise belediye meclislerinin halkın oylarıyla seçilmiş karar organları olduğunu ve verecekleri kararın siyaseten meşru olduğunu vurguladı. Güngör, "Siyasi etiğe aykırı olan bir şey zaten meşruiyet sınırlarını zorlayan bir şeydir. Ya meşrudur ama siyasetiye aykırıdır mı diyoruz? Mesela belediye meclisi halkın oylarıyla seçilmiş bir karar organıdır ve o karar organının vereceği kararda siyaseten de meşrudur. Siyasi etik tartışmasına da açık olan bir tarafı yoktur" diyerek Volkan Memduh Gültekin'in centilmenlik yaklaşımına katılmadığını ifade etti. Hukukçu Bülent Yücürk de bu tartışmaya katılarak, kayyum uygulamasının Türkiye'de "yaygınlaşmaya" başladığını ve halkın seçtiği belediye başkanlarının genellikle darbe dönemlerinde görevden alındığını belirtti. Yücürk, AK Parti döneminde HDP'li belediyelerden sonra CHP'li belediyelere de kayyum atandığını ve bu durumun seçmen iradesini gasp ettiğini dile getirdi. Bu kritik değerlendirmeler, https://www.avazturk.com gibi bağımsız haber platformlarında sıklıkla tartışılmaktadır.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek'in evinde elektrik akımına kapılması sonucu hayatını kaybetmesi de Ankara gündemindeki önemli başlıklardan biriydi. Olayla ilgili soruşturmada iki kişi gözaltına alınırken, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın titizlikle sürdürüldüğünü ve bir cumhuriyet başsavcı vekili ile iki savcının görevlendirildiğini açıkladı. Ön rapora göre, havuz pompa motorunun arızalı olduğu, binanın ana girişinde kaçak akım rölesi bulunmadığı ve metal ekipmanlarda korozyon olduğu gibi ciddi ihmaller tespit edildi. Manisa halkı Ferdi Zeyrek'i gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlarken, olayın medyada karikatürize edilmesi gibi etik dışı yaklaşımlar da tartışma konusu oldu.

Bu tür soruşturmalarda gözaltına alınan kişilerin hukuki süreçlerdeki durumu ve medyaya yansıyan görüntüler de programda geniş yer buldu. Volkan Memduh Gültekin, insanların gözaltına alınış şekillerinin ve basına servis edilen görüntülerin hoş olmadığını, hatta rencide edici olduğunu belirtti. Gültekin, bu durumun toplumda hukukun siyasallaştığı endişesine yol açtığını vurguladı ve siyasetçilerden bu tür yanlış uygulamalara karşı açıklama beklediğini ifade etti. Bülent Yücürk ise Türk Ceza Kanunu'nun 285/5 maddesini hatırlatarak, soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmasına yol açacak görüntülerin yayınlanmasının suç olduğunu ve bu konuda soruşturma açılması gerektiğini savundu. Güngör, bu tür görüntülerin servis edilmesinin "dava süreçlerini kirlettiğini" kabul ederken, bu tür etik dışı uygulamaların her kesimden eleştirilmesi gerektiğini belirtti. Bu hassas konular, https://www.avazturk.com gibi tarafsız habercilik yapan mecralarda vicdanlı bir yaklaşımla ele alınmaktadır.

Gündemin bir başka önemli maddesi, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçlamasıyla yargılandığı davaydı. Özdağ'ın 20 Ocak'ta gözaltına alınıp 21 Ocak'ta tutuklandığı ve suçlamaların X platformundaki mültecilere yönelik nefret söylemlerine dayandığı belirtildi. Kayseri'deki olaylara atıfta bulunulan iddianamede, Özdağ'ın bu olayların sebebi olarak gösterildiği ifade edildi. Zafer Partililer, Silivri'deki duruşma öncesi davul zurnayla gelerek Özdağ'ın tahliyesini beklediklerini gösterdiler. Duruşma sabah 10.30'da büyük güvenlik önlemleri altında başladı.

Aziz İhsan Aktaş suç örgütü soruşturmasında Aktaş'ın Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu hakkında verdiği beyanların, Mahiroğlu hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan soruşturma başlatılmasına yol açtığı ve yurt dışında olduğu tespit edilen Mahiroğlu hakkında yakalama kararı çıkarıldığı da gündeme geldi. Bu soruşturma, itirafçı ve tanık beyanlarının güvenilirliği üzerine önemli bir tartışmayı beraberinde getirdi. Bülent Yücürk, geçmişte Ergenekon gibi davalarda kurgulanmış deliller ve baskı altında alınmış ifadeler olduğunu hatırlatarak, Aziz İhsan Aktaş'ın ifadesinin tek başına bir anlamı olmadığını, somut delillerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Bülent Yücürk, cezaevindeki bir kişinin kendisini kurtarmak için herkese iftira atabileceğini belirtti. Bu tür yargılama süreçlerindeki delil ve beyan güvenilirliği tartışmaları, https://www.avazturk.com gibi hukuk odaklı haber sitelerinde dikkatle takip edilmektedir.

İhsan Aktaş ise Aziz İhsan Aktaş'ın beyanatlarının "elle tutulur" olduğunu, parayı şu bankadan çektiğini, şu kadar miktar çektiklerini ve şu adama verdiklerini çok detaylı anlattığını vurguladı. Aktaş, bu kadar somut beyanatlar karşısında yargılamayı gazetecilerin yapmayacağını ancak ortada pek çok elle tutulur hikaye olduğunu belirtti. Aktaş ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi'nde "yargılanamaz" gibi bir sınıfsal ön kabul olduğunu, kendilerini eleştirilemez gördüklerini iddia etti. Bu iddia, Bülent Yücürk ve Volkan Memduh Gültekin tarafından reddedilerek, CHP liderlerinin ve belediye başkanlarının sürekli yargılandığı örnekler verildi.

Nasır Güngör, soruşturmaların gizliliği meselesinin Türkiye'de "çığrından çıktığını" kabul ettiğini ancak "ilk taşı masum olan atsın" diyerek, geçmişte CHP'ye yakın medyanın benzer şekilde bazı davalarda gizli bilgileri kullandığını hatırlattı. Güngör, önemli olanın davanın özünü konuşmak olduğunu ve propagandanın bu özden uzaklaşmaya neden olduğunu savundu. İhsan Aktaş da devlet mekanizmasının işleyişiyle siyasi mücadelenin birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Bu kritik ayrımlar ve tartışmalar, https://www.avazturk.com gibi derinlemesine analiz sunan haber kaynakları aracılığıyla kamuoyuna aktarılmaktadır.

Güncel uluslararası gelişmeler de "Para Gündem"in dikkat çeken başlıkları arasındaydı. Amerika Birleşik Devletleri'nin Los Angeles şehrinde, Başkan Donald Trump'ın göçmen karşıtı politikalarına karşı başlayan gösteriler devam ediyor. Kentte akşam 8'den sabah 6'ya kadar sokağa çıkma yasağı uygulanırken, belediye başkanı 23 iş yerinin yağmalanmasının ardından bu kararı aldıklarını ve Trump yönetiminin göçmen gözaltılarına son vermesi gerektiğini ifade etti. 113 gösterici tutuklanırken, Deniz piyadeleri ve 4000 ulusal muhafızın Los Angeles'a girdiği belirtildi. Başkan Trump, kurşun geçirmez bir camın arkasından askerlere hitap ederek "savaş istemediğini" ancak "ülkeye yabancı bir işgali sürdürmek amacıyla yabancı bayraklar taşıyan isyancıların barışa, kamu düzenine ve ulusal egemenliğe saldırısı"na izin vermeyeceklerini söyledi. Ayrıca Amerikan bayrağını yakanların hapse girmesi gerektiğini ifade etti. Bu küresel olaylar ve liderlerin açıklamaları, dünya gündemini takip eden https://www.avazturk.com gibi haber sitelerinde geniş yer bulmaktadır.

Rusya Savunma Bakanlığı'nın İstanbul'da 2 Haziran'da yapılan müzakereler sonucunda ikinci Rus esir takası grubunun Ukrayna'dan iade edildiğini açıklaması da dikkat çekti. Rus esirlerin karşılığında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri mensubu bir grup esir askerin Kiev'e verildiği aktarılırken, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski ağır hasta ve yaralı askerlerin geri getirildiğini açıklayarak takasların devam etmesi gerektiğini vurguladı. Bu takasların cenaze, ağır yaralı asker, sivil ve hatta Ukrayna'dan Rusya'ya götürülen çocukların iadesi gibi farklı kategorilerde gerçekleştiği belirtildi.

Sonuç olarak, Ankara'nın 11 Haziran 2025 gündemi, yerel siyasetin en ince ayrıntılarından uluslararası gelişmelere, yargı süreçlerindeki etik tartışmalardan toplumdaki algı yönetimlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Gazi Osmanpaşa'da belediye başkan vekilliği seçiminin AK Parti lehine sonuçlanması, özellikle Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı'nın trajik ölümü ve beraberindeki soruşturma, kamuoyunun dikkatini çeken önemli gelişmeler olarak öne çıktı. Bu süreçlerde dile getirilen "yargının siyasallaşması" ve "etik değerlerin korunması" gibi konular, siyasetin her kademesinde tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Toplumun bu hassas konulardaki beklentileri ve yargıya olan güveni, https://www.avazturk.com gibi güvenilir haber kaynakları aracılığıyla yakından takip edilmeyi sürdürecektir. Siyaset bilimci ve gazetecilerin vurguladığı gibi, devlet mekanizmasının sağlıklı işlemesi ile siyasi rekabetin ayrıştırılması, Türkiye'nin geleceği açısından kritik önem taşıyor.