CHP Liderinden Bomba Anket Açıklamaları Gündeme Damga Vurdu!

CHP Liderinden Bomba Anket Açıklamaları Gündeme Damga Vurdu!

CHP lideri Özgür Özel, kamuoyunu şoke edecek anket sonuçlarını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve milletvekili dağılımında tarihi değişimler kapıda mı? Detaylar için hemen tıklayın!

Türkiye siyaseti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in SÖZCÜ Televizyonu'nda yaptığı son anket açıklamalarıyla adeta çalkalanıyor. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu veriler, gelecek seçimlere dair önemli sinyaller verirken, CHP'nin yükselişini net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Gündemar araştırmasından gelen çarpıcı sonuçlar, siyasi dengelerde ciddi bir dönüşümün işaretçisi olarak değerlendiriliyor ve bu gelişmelerin tüm detaylarını öğrenmek için makalemizin devamını okumaya devam edin.

Özgür Özel'in aktardığı Gündemar araştırma verilerine göre, "Bu pazar bir milletvekili seçimi olsa hangi siyasi partiye oy verirsiniz?" sorusuna verilen yanıtlarda, kararsızlar ve protesto oyları dağıtıldıktan sonra CHP'nin oy oranı %38 olarak belirtiliyor. Aynı ankette Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) %28,6 ile CHP'nin gerisinde kalırken, DEM Parti %8,3, Zafer Partisi ise dikkat çekici bir %6,4 oy oranına sahip gözüküyor. Bu sonuçlar, MHP, İyi Parti ve Yeniden Refah Partisi'nin de yer aldığı dağılımla devam ederken, farklı bir grafik ise CHP'yi %37,2, AK Parti'yi %28,9 ve DEM Parti'yi %9,5 olarak gösteriyor ki bu, partinin güçlü duruşunu pekiştiriyor ve daha fazla ayrıntı için yazımızın ilerleyen bölümlerine göz atmaya devam edin.

Anketin en çarpıcı detaylarından biri ise olası ittifak senaryoları üzerine kurgulanan sorular. Özgür Özel'in aktardığına göre, "AK Parti, MHP ve Dem Parti'nin birlikte ittifak kurduğu bir seçimde hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna yanıt olarak, CHP'nin oy oranının yine %38 bandında olduğu gözlemleniyor. Bu, mevcut siyasi yapı içinde CHP'nin olası ittifaklara rağmen güçlü bir çekim merkezi olduğunu ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur senaryosunda ise veriler daha da ilgi çekici bir tablo çiziyor: Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti, MHP ve DEM Parti ittifakının adayı, Ekrem İmamoğlu'nun ise CHP'nin adayı olması durumunda, Ekrem İmamoğlu'nun oy oranı %60,9 olarak tahmin edilirken, Recep Tayyip Erdoğan'ın oy oranı %39,1'de kalıyor. Bu oranlar, kamuoyundaki beklentilerin çok ötesinde bir farkı işaret ederken, siyasetin nabzını tutmaya devam edin.

CHP'nin kendi yaptırdığı araştırmalar da bu tabloyu destekler nitelikte. Özgür Özel'in ifadelerine göre, yerel seçim sonuçlarını çok iyi tahmin eden, güvendikleri bir yöntemle 10.000, hatta son ayda 15.000 denekle yapılan araştırmalarda, kararsızlar dağıtıldığında partinin %40'a yakın oy aldığı ve AK Parti'yi %34 ölçtükleri belirtiliyor. Ayrıca Özel, başka şirketlerin de benzer sonuçlar verdiğini, Cumhuriyet Halk Partisi'nin Panorama gibi kararsızları dağıtmayan anketlerde bile 1.7 puan farkla önde olduğunu ve bu ay hiçbir ankette geride görmediklerini vurguluyor. İktidara müzahir bazı kalemlerin AK Parti'yi önde gösterdiği bir anket olsa da Özel, bunun genel tabloyu yansıtmadığını dile getirerek, siyasi arenadaki bu çekişmeli süreci anlamak için okumaya devam edin.

Medya alanındaki eşitsizliklere de değinen Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi'ni veren sadece 2.5 kanal olduğunu, geri kalan medya kuruluşlarının ise sürekli iktidarı desteklediğini belirtiyor. TRT'den "merkez medya" olarak bilinen kanallara kadar tümünün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı her konuşmasında yayınladığını, hatta "uykusunda konuşsa" bile canlı verdiklerini ifade ediyor. Milletvekillerine yönelik "aktörler çetesiyle" saldırılar ve büyük bir baskı altında olduklarını vurgulayan Özel, tüm bu zorluklara rağmen CHP'nin "aslanlar gibi mücadele ettiğini" ve etmeye devam edeceğini söylüyor. Partinin karşılaştığı "en büyük tehdidin" gelecek seçimi kaybetme tehdidi olduğunu belirten Özel, bu tehdidi bertaraf etmek için "hep birlikte birbirimize inanmak, güvenmek, dayanışmayı arttırmak, meydanları kalabalıklaştırmak ve doğru işleri yapmak" gerektiğini vurgulayarak, bu zorlu mücadelenin tüm boyutlarıyla nasıl sürdüğünü öğrenmek için okumaya devam edin.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara yürüdüğünü ve buna engel olmak için her şeyin denendiğini belirten Özgür Özel, 19 Mart darbesi olarak nitelendirdiği İBB'ye kayyum atama girişiminin mücadeleyle geri döndüğünü hatırlatıyor. Partinin önümüzdeki seçimi kazanmak için cesaretle ve kararlılıkla her şeyi yapacağını dile getiriyor. Aday belirlemekten program hazırlamaya, sandık görevlilerini hazırlamaktan sahada aktif olmaya kadar geniş bir yelpazede çalıştıklarını vurguluyor. Bu ay içinde 81 ilde 1328 milletvekili ve PM (Parti Meclisi) üyesinin ziyaretleri gibi müthiş bir aktivasyonla çalıştıklarını ve bunun karşılığını hem sahada hem de anketlerde gördüklerini ifade ediyor. Parti içi suni gündemlerle meşgul olunmaması gerektiğini, Atatürk'ün partisinin iktidar yapılmasının tek gayeleri olduğunu, Atatürk'ün resmini indirecek kimsenin olmadığını ve Özgür Özel'in Atatürkçülüğünden şüphe edilmemesi gerektiğini belirterek, bu azimli yürüyüşün hangi noktalara ulaşacağını görmek için okumaya devam edin.

Özgür Özel, CHP'nin artık tek bir cumhurbaşkanı adayı olmadığını, milyonlarca cumhurbaşkanı adayı olduğunu ifade ediyor. "Aday Silivri'de olduğu için gidemediği meydana Cumhuriyet Halk Partililer gidecek, çalamadığı kapıyı Cumhuriyet Halk Partililer çalacak" sözleriyle, partililerin ortak bir amaç uğruna nasıl kenetlendiğini vurguluyor. Partinin kapılarının herkese açık olduğunu, üye olmayan tüm demokratların Türkiye'nin ortak geleğine sahip çıkmak için dayanışmaya davet edildiğini belirtiyor. "İktidar yürüyüşümüzü kimsenin engellemesine izin vermeyeceğiz, adı ne olursa olsun, kim olursa olsun" diyerek kararlılıklarını ortaya koyuyor. Ayrıca anayasa değişikliği komisyonu gibi "suni gündemlerle" meşgul olunmaması gerektiğini, asıl mücadelenin sahada devam edeceğini ve partiyi iktidara taşımaktan başka şanslarının olmadığını dile getirerek, CHP'nin bu kapsayıcı siyaset anlayışının temellerini anlamak için okumaya devam edin.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'deki tüm kimlikleri (Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Gürcü, Pomak, Boşnak) kapsayan bir parti olduğunu özellikle vurgulayan Özgür Özel, bu ülkeye cumhuriyet dışında bir çatı tarif edilemeyeceğini belirtiyor. Kendisinin Selanik doğumlu anneanne ve Üsküp doğumlu dedenin torunu olduğunu, diğer dedesinin ise altı kuşak Manisalı, Osmanlı defterdarlığından gelen bir soydan geldiğini ifade ederek kökenlerinin çeşitliliğini ortaya koyuyor. Özel, MHP kadar Türk milliyetçisi, DEM kadar Kürtlerin geleceğini ve eşitliğini savunan, Suriye'deki sığınmacılardan değil Türkiye'deki Arap kökenli vatandaşları sımsıkı saran bir anlayışa sahip olduklarını belirtiyor. Hiçbir kimliğin kimseyi düşman edemeyeceğini ancak "Türk Kürt Arap diyerek" başka bir çatı tarif edenlerin karşısında dimdik durduklarını vurguluyor. Türkiye'deki etnik kökeni, dini, mezhebi ne olursa olsun herkesin temsilcisi olduklarını ve herkesin temsilcilerine saygı duyduklarını dile getirerek, Atatürk'ün partisi olarak siyasetin her kanadına alan açtıklarını ve bu geniş vizyonun daha fazla detayını öğrenmek için okumaya devam edin.

Özgür Özel, CHP'nin kimlik siyaseti yapmadığını, Cumhuriyetin, demokrasinin, uygarlığın ve çağdaşlığın siyasetini yapan bir parti olduğunu belirtiyor. Partinin içinde Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, Zeydan Karalar, Vahe Seçer, Ahmet Özer, Sezgin Tanrıkulu, Nurhayat Altaca Kayışoğlu gibi farklı kökenlerden ve kimliklerden gelen isimlerin bulunduğunu örnek gösteriyor. Özellikle Dersimli Alevi Kürt kızı Nurhayat'ı ve Türkan Elçi'yi anarak, "çok milliyetçilik taslayanlardan hepsinden çok milliyetçi" olduğunu çünkü Atatürk milliyetçisi olduğunu vurguluyor. Atatürk'ün anayasal tanımındaki kapsayıcı milliyetçiliğe sahip çıkıldığında, Türkiye'nin ikinci yüzyılında dünyanın lider ülkesi olabilecek birlikteliğine sahip çıkıldığını dile getiriyor. Çanakkale şehitliklerinde Türk ve Kürt'ün kardeşliğinin görülebileceğini, birlikte ölen dedelerin torunlarının artık ölmemesi gerektiğini ve kurulan cumhuriyetin demokratik bir cumhuriyet haline getirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bu dönüşümün önündeki en büyük engelin bugün Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ancak onun da demokrasiye dönük bir adım atmasının hem kendisi, hem partisi hem de Türkiye için yararlı olacağını belirtiyor. Eğer o adımı atmazsa, hep birlikte atacaklarını söyleyerek, CHP'nin bu vizyoner yaklaşımının somut başarılarına nasıl dönüştüğünü görmek için son paragrafımıza ilerleyelim.

Tüm bu veriler ve açıklamalar ışığında, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sadece anketlerdeki yükselişiyle değil, aynı zamanda sahada yürüttüğü kapsamlı ve kararlı çalışmalarıyla da iktidara doğru emin adımlarla ilerlediği gözleniyor. Şile'de büyük mitingler yapabilmeleri, Bayburt'ta bile on binlerce kişiyi toplayabilmeleri, Konya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dolduramadığı meydanları korkmadan doldurmaları, partinin geniş kitlelere ulaşma kapasitesinin ve halk desteğinin somut göstergeleri olarak öne çıkıyor. İktidara yürüyüşünü sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi, bu geniş katılımlı stratejisiyle sadece anketlerde değil, sahadaki enerjisiyle de yeni bir dönemin habercisi oluyor ve bu heyecan verici gelişmelerin tamamını https://www.avazturk.com adresinden takip edebilirsiniz, zira partinin tüm Türkiye'yi kucaklayan bu vizyonu, geleceğin siyasetini şekillendirmeye aday görünüyor.