CHP'de İnanılmaz Kumpas İddiaları: Kılıçdaroğlu'ndan Şok Edici İntikam Planı!
CHP kulislerini sarsan iddialar, partideki gelecek tartışmalarını alevlendiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu'nun kayyum kararı sonrası Genel Başkanlık koltuğuna dönme ve "hesaplaşma" planları, mahkeme sürecinin gizemini artırıyor. Bu özel haberde tüm detayları ve
Değerli okuyucularımız, Türkiye siyasetinin kalbi, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) yaşanan gelişmelerle hızla atmaya devam ediyor. Zanka TV'de yayımlanan bir programda dillendirilen ve kulislerde büyük yankı uyandıran iddialar, parti içindeki gerilimi doruk noktasına taşıdı. Bu haber, CHP'nin geleceğine dair şaşırtıcı ve karanlık bir tablo çizerken, okudukça daha da derinleşen bir serüvene dönüşecek. Sakın ola, son paragraftaki çarpıcı gerçeği kaçırmayın!
CHP Genel Merkezi'ne yakın kaynaklardan edinilen bilgilere göre, partide beklenen "mutlak butlan" kararı ve olası bir kayyum sürecinin ardından, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sahneye geri döneceği konuşuluyor. Zanka TV ekranlarında yer alan bilgilere göre, Mansur Yavaş'ın olası bir kayyum durumunda "herhangi bir göreve talip olmayacağım" dediği bir görüşmede, Kemal Kılıçdaroğlu'na "ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusu yöneltilmiş. İsmail Saymaz'ın aktardığına göre, Kılıçdaroğlu'nun mevcut delegelerle kurultaya gitmeyip, olağan kurultay sürecini başlatacağı ve bu sürecin belki de bir buçuk yıl süreceğini ifade ettiği belirtiliyor. Daha da şaşırtıcısı, Nevzat Çiçek gibi bazı gazeteciler, Kılıçdaroğlu'nun her şeyinin hazır olduğunu, görevlendireceği kişilerin ve tüm kadronun belirlendiğini öne sürüyor. İddialara göre Kılıçdaroğlu, "sırtımdan beni hançerleyen bu yeni CHP'lilerle, yeni görevdekilerle hesaplaşacağım, çünkü onları göreve ben getirdim" demiş. Bu sözler, parti içindeki derin kırılmayı gözler önüne seriyor.
Bu iddiaların merkezinde, mahkemeden çıkması beklenen "mutlak butlan" kararı yatıyor. Zanka TV'deki konuşmacıların aktardığına göre, mahkemenin bu kararı büyük bir ihtimalle vereceği ve böylece son kurultayın yok hükmünde sayılacağı belirtiliyor. Bu durumda, eski yönetimin yeniden göreve geleceği ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun görev süresi çerçevesinde Genel Başkanlık koltuğuna oturacağı, bunun da yaklaşık bir buçuk yıl süreceği öngörülüyor. Ancak bu durumun çok daha derin sonuçları olabileceği belirtiliyor. Konuşmalarda, Recep Tayyip Erdoğan'a atılan "aynı mahkemeleri yönetiyordu" iftiralarının bu kararla çöpe gideceği, hatta bu mahkemeyi yöneten birisi varsa, bunun Erdoğan değil Kemal Kılıçdaroğlu olacağı gibi cüretkar iddialar bile ortaya atılıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, siyasi arenadaki perde arkası ilişkiler ve olası manipülasyonlar daha da önem kazanırken, gelişmeler için sürekli takipte olmak adına https://www.avazturk.com adresi gibi güvenilir haber kaynaklarını mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Zira Kılıçdaroğlu'nun kendi vizyonunun ise "partiyi hırsız dolandırıcı o bu falan değil onlardan ayıklayacağım bir kurultaya gideceğim ve daha güçlü bir ekibe bırakıp çekileceğim" şeklinde olduğu ifade ediliyor.
Ancak programda bu iddialara karşı oldukça sert eleştiriler de yöneltiliyor. Programın sunucusu (Ferit), Kılıçdaroğlu'nun bu lafları söylemiş olması durumunda "yazıklar olsun" diyerek sert tepki gösteriyor ve "Atatürk'ün partisine sen 13 defa seçime gir kaybet, ondan sonra da sana karşı seçim kazananları öyle 3-5 oy farkla da değil hırsızlıkla suçla, yazıklar olsun" ifadelerini kullanıyor. Sunucu, eğer bu iddialar doğru değilse, yalanı uyduranlara ve iftirayı atanlara da yazıklar olsun diyerek, onları gördüğünde yüzlerine tüküreceğini söyleyecek kadar ileri gidiyor. Özellikle "Cumhuriyet Halk Partisi'ni hırsızlardan temizleyeceğim demek ne demek ya? Kimsin sen be?" sözleriyle Kılıçdaroğlu'na meydan okuyor. Ayrıca, Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin dahi yeni CHP yönetimini eleştirdiğini belirten Mehmet abi, "yıllarca %21-22'lerde ne halt ettiniz ya? Erdoğan aynı Erdoğan, bunlar geldi bu yönetim partiyi %37'ye kadar çıkardı, İstanbul'daki 26 ilçeyi kazandı, o zaman neredeydiniz?" diyerek sert sorular yöneltiyor.
Peki, bu karmaşık tablo karşısında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ne yapması bekleniyor? Zanka TV'deki konuşmacılar, Kılıçdaroğlu'nun çıkıp kamuoyuna net bir mesaj vermesi gerektiğini savunuyor. Mehmet abi, Kılıçdaroğlu'nun "Kurultayda şaibe yoktur. Özgür Özel yeni genel başkandır, hatta Ekrem İmamoğlu da bu partinin şu andaki cumhurbaşkanı adayıdır. Ben de onları destekliyorum, yanlarındayım ve bu kurt şaibe falan yoktur. Mahkeme aman ha, ben bu oyunlara gelmem, bizi birbirimize çakıştırmayın" demesi durumunda tüm sorunların biteceğini belirtiyor. Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamayı yapmamasının, onun "bir yerlere angaje" olduğu iddialarını güçlendirdiği düşünülüyor. Sunucu, Kılıçdaroğlu'nun "partiyi hırsızlardan temizleyeceğim" demişse, bu hırsızlığı belgeleriyle kanıtlaması gerektiğini, aksi takdirde "sahtekar" olacağını net bir dille ifade ediyor.
Siyasetin bu derin hesaplaşmasında, eski defterlerin de açıldığı görülüyor. Sunucu, Kılıçdaroğlu'nun "sırtımdan bıçaklandım" sözlerinin seçimlerdeki yolsuzlukla ilgili olmadığını, aksine 2023 seçimlerine giderken yanındaki bazı kişilerin kendisini terk etmesiyle ilgili olduğunu belirtiyor. Hatta, Kılıçdaroğlu'nun da geçmişte Deniz Baykal'ı ve Önder Sav'ı "arkadan hançerlediğini" hatırlatarak, siyasetin doğasının bu olduğunu vurguluyor. Devlet adamlığı vasfına vurgu yapan sunucu, son dönemde Özgür Özel'e daha fazla destek verdiğini belirtirken, hayatını kaybeden Ferdi Zeyrek'in vefatının Türkiye Cumhuriyeti'nde "tek devlet adamı vasfı olan siyasetçi" olduğunu gösterdiğini iddia ediyor. Bu bağlamda, Kılıçdaroğlu'nun bu iddialardan sonra devlet adamı denilip denilemeyeceği sorgulanıyor.
Mahkeme sürecinin geleceği de tartışma konusu. Konuşmacı, "namuslu bir mahkeme heyeti"nin ayın 30'unda karar vermeyeceğini, adli tatil nedeniyle Eylül'ün 15'ine atacağını, böylece hakimin gelecekte çocuklarına temiz bir isim bırakacağını iddia ediyor. Ancak eğer her şey önceden biçilmişse ve yukarıdan talimat geliyorsa, talimatın "mutlak butlan kararı vermeyin, sadece kongreyi iptal edin, biz orayı kendi adamımızı koyacağız" şeklinde olabileceği de öne sürülüyor. Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun "Ben partimi kayyuma mı bırakacağım kardeşim ben buradayım" dediği de biliniyor. Sunucu, geçmişte Kılıçdaroğlu'na destek verdiklerini, onu "dürüst, şerefli, haysiyetli, onurlu adam" sandıklarını ancak CHP içinde öyle "namussuz şerefsizler" olduğunu ki, sırf Kılıçdaroğlu seçilmesin diye gidip Tayyip Erdoğan'ı desteklediklerini iddia ediyor. Hulki Cevizoğlu, Mehmet Ali Çelebi ve Muharrem İnce gibi isimlerin Kılıçdaroğlu'nun oylarını çalmasaydı, onun ilk turda seçilmiş olacağını belirtiyor.
İşte tam da bu noktada, akıllara kazınacak o kritik soru beliriyor: Kemal Kılıçdaroğlu hakkında dillendirilen tüm bu iddialar, özellikle de "partiyi hırsızlardan temizleyeceğim" ve "sırtımdan hançerlendim" gibi sözlerin perde arkasındaki gerçek ne? Eğer Zanka TV'de detayları verilen tüm bu anlatılanlar doğruysa, eğer bu anlatılan Kemal Kılıçdaroğlu, bizim seçilsin dediğimiz o Kılıçdaroğlu ise, o zaman büyük bir yanılgı içinde olduğumuz ortaya çıkıyor. Konuşmacının ifadesiyle, "Allah Türkiye'yi de Türk halkını da korumuş". Çünkü bu Kılıçdaroğlu, iddia edildiği gibi davranıyorsa, "Tayyip Erdoğan'ı bize 50 kere aratırdı". Erdoğan'ın içindekini dışına vuran, gizlisi saklısı olmayan bir lider olduğu, yalan söylediğinde bile bunu itiraf ettiği belirtilirken, Kılıçdaroğlu'nun ise "suyun şarlamazından insanın hırlamazından kork" sözündeki gibi çok daha tehlikeli, derinden işler çeviren bir figür olduğu imasıyla karşı karşıyayız. Meğer esas kumpasın, siyasetin gizli derinliklerinde mi yattığı sorusu, herkesi tedirgin ediyor.