Türk siyasetinin en köklü partilerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), son dönemde yakaladığı rüzgarla adından sıkça söz ettirirken, parti içinde patlak veren bir "kayyum" tartışması gündeme bomba gibi düştü. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla alevlenen bu tartışma, partinin iç dinamiklerini derinden sarsarken, Halk TV ekranlarında gazeteci Sinem Fıstıkoğlu'nun sunduğu programa konuk olan Eski Milletvekili Cemal Enginyurt'tan gelen sert çıkışlar, tansiyonu zirveye taşıdı. Enginyurt, bu iç hesaplaşmanın kimlere hizmet ettiğini sorgularken, CHP'nin tarihi bir fırsatın eşiğinde olduğunu ve bu rüzgarın kaybedilmemesi gerektiğini vurguladı. İşte bu gerilimli tablonun ardındaki tüm detaylar ve Cemal Enginyurt'un çarpıcı uyarıları, haber makalemizin devamında sizleri bekliyor.

Halk TV ekranlarında canlı yayında konuşan Cemal Enginyurt, Cumhuriyet Halk Partisi'nin son yerel seçimlerde kazandığı büyük başarıyı ve Özgür Özel liderliğindeki yeni dönemdeki yükselişini överek sözlerine başladı. Partinin "yelkenleri açtığını, yelkenlerin rüzgarla dolduğunu ve yola gittiğini" belirten Enginyurt, Özgür Özel'in "atom karınca misali" sadece Anadolu'da değil, Avrupa'da da yoğun bir çalışma içinde olduğunu ve milletin umuduna dönüştüğünü ifade etti. Ancak bu olumlu tablonun gölgesinde yaşanan bir gelişme, Enginyurt'u derinden endişelendiriyordu. Gazeteci Sinem Fıstıkoğlu'nun sorusuyla gündeme gelen, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "ben mutlak butlan kararı çıksın istemem ama çıkarsa da partiyi ne yapayım kayyuma mı bırakayım geri dönerim kabul ederim kararı demesiyle" başlayan tartışma, CHP içinde büyük bir infiale neden olmuştu. Enginyurt, Kılıçdaroğlu'nun 2023 seçimlerinde ülkücüyle devrimciyi, Alevi'yle Sünni'yi, Kürt'le Türk'ü, dindar'la laiki, zenginle fakiri Halil İbrahim sofrasında buluşturan ve %48 oy alarak 25 milyon insanın desteğini kazanmış bir lider olduğunu hatırlatarak, kendisine yönelik hakaretlere karşı olduğunu da net bir şekilde dile getirdi.

Ancak Cemal Enginyurt, Kılıçdaroğlu'nun "kayyum" söyleminin partiye verdiği zararı da gözler önüne serdi. Enginyurt, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından onaylanmış bir kongrenin mahkeme kararıyla iptal edilemeyeceğini, YSK'nın da itiraz süresinin (60 gün) çoktan geçtiğini, hatta aradan 2 yıl geçtiğini vurguladı. Hatta Kılıçdaroğlu'nun "Kayyum gelse ne olur? Kayyum 45 gün içerisinde kongreye gitmek zorunda. Sen şunu söyleyebiliyor musun Kemal Kılıçdaroğlu olarak beni atarlarsa 45 gün içerisinde ben de söz veriyorum partiyi kongreye götüreceğim diyor musun demiyorsun ne diyorsun 1,5 yıl boyunca ya da 1 yıl boyunca önce ilçe delegeleri sonra mahalle delegeleri sonra ilçe delegeleri sonra il delegeleri il başkanları seçimi kongreye gideriz yani bir yıl burada neyi bir yıl kalıyoruz bizim bir yıl kongreyle uğraşacak bir yıl kavgayla uğraşacak bu milletin hali yok bu milletin hayallerini yıkmayalım çocuklarımızın hayallerini yıkmayalım" sözleriyle, bu sürecin partiyi uzun süreli bir iç çekişmeye sürükleyeceğine dikkat çekti. Bu tür siyasi arenadaki gelişmeleri takip etmek ve derinlemesine analizlere ulaşmak için, https://www.avazturk.com gibi güvenilir haber kaynakları büyük önem taşımaktadır. Enginyurt, "Yelkenleri şişirmiş giden bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin iç tartışmayla yakaladığı bu havayı, yakaladığı bu ivmeyi de kaybettirmemek lazım" diyerek, bu tartışmanın partiye zarar verdiğini açıkça ifade etti.

Peki, bu iç tartışma kime hizmet ediyor? Cemal Enginyurt'a göre cevap çok net: "Şu an geldiğimiz nokta Erdoğan'ın istediği noktadayız.". Enginyurt, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bizans'ta oyun bitmez, CHP'de kavga bitmez" sözlerini hatırlatarak, bu iç çatışmanın, iktidarın ülkenin asıl sorunlarını unutturma çabasına hizmet ettiğini iddia etti. "Erdoğan istiyor ki ben CHP'yi bitireyim iç hesaplaşmaya dönüştüreyim" diyen Enginyurt, bu sayede emeklinin, asgari ücretlinin sorunlarının, %50 ÖTV zammının, %40'ın üzerindeki vergi artışlarının, akaryakıta 10 günde gelen 10 liralık zammın ve hatta polisin dahi isyan ettiğinin unutulmasını hedeflediğini belirtti. Enginyurt, iktidarın güvenliğinin teminatı olan polis teşkilatının bile "hak hukuk adalet" aradığını, mobbinge ve düşük maaşlara isyan ettiğini vurgulayarak, bu ülkenin asıl gündeminin bunlar olması gerektiğini söyledi.

Cemal Enginyurt, tüm CHP'lilere birlik ve beraberlik çağrısında bulunarak, parti içinde yaşanan bu iç tartışmanın son bulması gerektiğini haykırdı. "44 yıl sonra devleti yönetme imkanına sahip oluyoruz, 44 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi iktidar oluyor, 44 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi %40'ı geçti" sözleriyle, partinin yakaladığı tarihi fırsatın altını çizdi. Bayburt, Yozgat, Konya gibi AKP'nin kalesi olarak bilinen İç Anadolu şehirlerinde dahi %20'nin üzerine çıkan oy oranları ve on binlerce insanı meydanlara toplayan mitinglerle, CHP'nin milletin umuduna dönüştüğünü belirten Enginyurt, bu umudun kırılmaması gerektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu'nu çok seven ve değer veren biri olduğunu ifade eden Enginyurt, kendi siyasi duruşunun "Kemalci" veya "Özgürcü" olmak yerine, "Cumhuriyet Halk Partisi birinci olsun istiyorum", "Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı olsun istiyorum", "CHP iktidar olsun istiyorum" ilkesine dayandığını belirtti. Kendi cebinden para harcayarak ayda 202 bin kilometre yol yaptığını, otel ve yemek masraflarını dahi kendisinin karşıladığını ve kimseden lojistik destek almadığını dile getiren Enginyurt, tek derdinin "torunuma çocuklarıma güzel bir Türkiye özgür bir Türkiye bırakmak" olduğunu vurguladı. Hatta 2019'da MHP milletvekili olarak Ekrem İmamoğlu'na karşı en fazla mücadele eden isimlerden biri olmasına rağmen, bugün "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diyerek İmamoğlu'na yapılan haksızlık karşısında mücadele edeceğini söyledi.

Cemal Enginyurt'un tüm bu çırpınışlarının ve sert çıkışlarının ardındaki asıl, nefes kesen mesaj ise tek bir noktada düğümleniyor: CHP'nin içindeki bu "kayyum" tartışması, Erdoğan'ın Bizans oyununun bir parçasıdır ve bu oyun bozulmazsa, milletin umutları bir kez daha yıkılacaktır! Enginyurt, "Bu milletin sillesi kötü olur, bu milletin tokatı kötü olur" diyerek, 1999 yılında Deniz Baykal liderliğindeki CHP'nin barajı aşamayarak yaşadığı hezimeti hatırlattı. Partiye gönül vermiş insanların, tıpkı Londra'daki Sevda abla ve Genco gibi, "birleştirin ne olur", "biz bunu hak etmiyoruz" diye ağladığını aktaran Enginyurt, "Burada olan CHP'ye oluyor, burada Cumhuriyet Halk Partisi'ne oluyor, Erdoğan'ın istediği oluyor" sözleriyle tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne serdi. Bu nedenle Enginyurt, tüm CHP'lileri sağduyuya davet ederken, asıl hedefin Erdoğan'ın "Bizans'ta oyun bitmez, CHP'de kavga bitmez" sözlerinin ardındaki karanlık oyunu bozmak olduğunu vurguladı. Enginyurt'a göre, şu an tam bir lider olan Özgür Özel'in Anadolu ve Avrupa'da kabul gördüğünü ve CHP'nin yakaladığı bu ivmenin asla kaybedilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Eğer bu hayali bir defa yıkar yok edersek millet cezalandırır" uyarısıyla, tarihi sorumluluğun altını bir kez daha kalın çizgilerle çizdi.