CHP'de Tarihi Gerilim Zirvesi: Kim Kimi Betona Gömmek İstiyor?
CHP kulislerini sarsan kritik zirve! Gazeteci Timur Soykan'ın kaleminden, Ekrem İmamoğlu'ndan Kemal Kılıçdaroğlu'na, Özgür Özel'den Mansur Yavaş'a kadar tüm aktörlerin geleceği belirleyecek sözleri ve partideki derin ayrışmanın tüm şaşırtıcı detayları bu
CHP'nin içindeki sarsıntılar bitmek bilmiyor; aksine derinleşiyor ve adeta bir kasırgaya dönüşüyor. Parti, 30 Haziran'da görülecek kurultay davası öncesinde adeta kaynıyor ve bu kritik dönemeçte yaşananlar, gazeteci Timur Soykan'ın 27 Haziran 2025 tarihli "Beni Betona Gömmek İstiyor" başlıklı köşesinde tüm detaylarıyla ortaya çıktı. Bu olağanüstü haberde, Ekrem İmamoğlu ve CHP heyetinin eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı ve parti geleceği açısından dönüm noktası niteliğindeki görüşmesinin perde arkasını tüm çarpıcı detaylarıyla bulacaksınız. Partideki mevcut yönetimin Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte hareket etmediği ve Kılıçdaroğlu'nun "mutlak butlan" kararını beklediği bu süreç, liderlerin gergin diyaloglarına sahne oldu. Bu haber, okudukça tansiyonunuzu yükseltecek ve partinin nereye gittiği sorusuna heyecan verici yanıtlar arayacak. Detaylar ilerleyen paragraflarda daha da netleşecek...
Parti içi gerilimin tavan yaptığı bir dönemde, Ekrem İmamoğlu'nun Kemal Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel'in bir araya gelerek bir yol haritası oluşturmalarını talep etmesiyle başlayan süreç, yeni bir boyut kazandı. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu'na doğrudan, "Siz bizim genel başkanımızsınız, Özgür Özel ile bir yol haritası belirleyin, isterseniz siz Özgür Özel'i veya o sizi arasın" mesajını iletmişti. Ancak Özgür Özel'in "Ben defalarca gittim, CHP Genel Başkanı olarak ararsam ve olumsuz yanıt verirse hoş olmaz" karşılığını vermesi üzerine, partide görev almış tecrübeli isimlerden oluşan bir heyet kurulmasına karar verildi. Bu heyette, yıllarca Kılıçdaroğlu'nun en yakınında bulunan Engin Özkoç ile birlikte Mansur Yavaş, Vahap Seçer ve Zeydan Karalar gibi partinin deneyimli siyasetçileri yer aldı. Heyet, 24 Haziran günü saat 15.00'te, Kılıçdaroğlu'ndan randevu alarak Ankara'daki ofisine gitti.
Kılıçdaroğlu ile yapılan tarihi görüşmede, heyetin beklentileri ile Kılıçdaroğlu'nun duruşu arasındaki derin fark hemen ortaya çıktı. Yıllarca Kılıçdaroğlu'nun yanında olan Engin Özkoç'un ilk olarak konuşması istendi ve Engin Özkoç, "Sayın genel başkanım" diye söze başlayarak, ülkede ve dünyada çok kritik bir süreç yaşandığını anlattı. Sözü kurultay davasına getirerek, "Erdoğan'ın iktidarın baskısıyla bir süreç olmasın, bizim belirlediğimiz genel başkanlarımız belirlediği bir istikamette süreci ilerletelim" dedi. Özkoç, bu sürecin partiye çok hasar vereceğini, liderlerin ve belediye başkanlarının zor durumda olduğunu vurgulayarak, Kılıçdaroğlu'na "Tekrar gelin Özgür Özel ile bir araya gelin" çağrısında bulundu. Ancak Kılıçdaroğlu'nun yanıtı çok netti: Doğrudan mahkemenin verdiği karara uyulmazsa kayyum atanacağını söyledi ve "Ben kabul edeceğim" dedi. Bu sırada https://www.avazturk.com adresi de partideki bu gerilimli süreci yakından takip ediyor ve kamuoyuna aktarıyordu.
Kılıçdaroğlu'nun bu sert çıkışının ardından sözü Vahap Seçer aldı. Seçer, "Siz bizim genel başkanımızsınız, bu süreçle ilgili halkın hassasiyetleri var, bu dava ile CHP'yi parçalamak istiyorlar, biz de kayyum olmasın diye uğraşıyoruz" diyerek Kılıçdaroğlu'nu ikna etmeye çalıştı. Seçer ayrıca, Özgür Özel ile Kılıçdaroğlu'nun birlikte veya ayrı bir yemek yemesini teklif ederek, Özel'in Kılıçdaroğlu'na bir teklifi olacağını belirtti. Ancak Kılıçdaroğlu'nun duruşu son derece rahattı ve teklife karşı çıktı. "Genel merkezde genel başkan da oradadır. Hem genel başkan belli olduktan sonra nasıl yapacaklar, atama yapamazlar, faturaları ödeyemezler, milletvekillerini atayamazlar, nasıl yapacaklar?" ifadelerini kullanarak, olası bir kayyum atamasının pratikte nasıl işleyeceğini sorguladı. Bu sözler, heyetin üzerindeki gerilimi daha da artırdı.
Kılıçdaroğlu'nun bu rahat ve kayıtsız tavrı, özellikle Mansur Yavaş'ı derinden etkilemiş ve öfkelendirmişti. Yavaş, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden sonra "Bu süreç sizin dediğiniz gibi olursa parti bölünür, ben siyaset yapmaktan vazgeçerim" diyerek sert bir tepki gösterdi. Ancak Kılıçdaroğlu'nun rahatlığı değişmedi. Hatta heyete, "Özgür Özel'e söyleyin moralini bozmasın, mahkemeden sonra görüşürüz" mesajını iletti. Bu durum, heyetin mevcut parti yönetimi ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun birlikte bu süreci yönetmesinden tamamen umudunu kesmesine neden oldu. Bu "ara dönemin" ne kadar süreceği ise büyük bir soru işaretiydi.
Heyet içerisinde de süreçle ilgili farklı öngörüler vardı. Engin Özkoç, kurultay sürecinin yaklaşık "10 ay" süreceğini belirtirken, Kemal Kılıçdaroğlu ise kendi planını belli etmekten çekinmedi ve bu sürecin "bir buçuk yıl" süreceğini ifade etti. Özkoç, Kılıçdaroğlu'nun bu öngörüsüne karşı çıkarak, "Bu süreç partiyi çok yıpratır, Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürer" diye tepki gösterdi. Ancak Kılıçdaroğlu aynı rahatlıkla devam etti, "Neden öyle olsun? Bizim gelmemiz kötü olmaz" diyerek adeta kendi yol haritasını çiziyordu. Heyet, bu umutsuz görüşmenin ardından Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti ve Kılıçdaroğlu'nun tüm bu çarpıcı sözlerini kendisine aktardı. İşte bu noktada, haberin belki de en can alıcı detayı ortaya çıktı:
Heyetten Kılıçdaroğlu'nun sözlerini duyan Ekrem İmamoğlu, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı ve çok üzüldü. İmamoğlu'nun ağzından dökülen sözler, partideki iç savaşı en net şekilde ortaya koyuyordu. O anki üzüntüsü ve hayal kırıklığıyla birlikte, İmamoğlu'nun Kılıçdaroğlu için sarf ettiği şu ifade, partideki gerilimin ulaştığı son noktayı gösteriyordu: "Beni burada betona gömmek istiyor!". Bu sözler, Kılıçdaroğlu'nun "mutlak butlan" kararını beklemesi ve mevcut parti yönetimiyle hareket etmemesiyle birlikte, CHP'nin geleceğinin ne denli belirsiz ve çalkantılı olduğunu gözler önüne seriyor. Partinin kaderini belirleyecek bu davanın ve liderler arasındaki bu derin ayrışmanın sonuçları, tüm Türkiye'nin merakla beklediği en büyük siyasi soru işareti olmaya devam ediyor.