CHP'nin 'Kırmızı Çizgisi' Gündemi Sarsacak!

CHP'nin 'Kırmızı Çizgisi' Gündemi Sarsacak!

Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek kritik komisyonda şok gelişmeler! Ana muhalefet partisi CHP'nin tavrı, süreci kökünden değiştirecek nitelikte. Detaylar için heyecan verici haberi kaçırmayın!

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) "Terörsüz Türkiye" hedefiyle kurulan kritik komisyonun geleceği, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) takınacağı tavra kilitlenmiş durumda. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu gelişme, ülkenin en çetrefilli sorunlarından birine çözüm arayışında yeni bir dönemin kapılarını aralarken, perde arkasında yaşananlar şimdiden siyasi kulisleri hareketlendirdi. Bu kapsamlı haber makalesi, sizleri adım adım bu gizemli sürecin içine çekecek ve merak uyandıran tüm detaylarıyla devam edecek...

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, mecliste grubu bulunan ve milletvekili temsil eden partilere, 31 Temmuz tarihine kadar ‘Terörsüz Türkiye Komisyonu’na isim bildirmeleri çağrısında bulundu. Tam 51 üyeden oluşacak komisyonda sandalye dağılımı da belirlendi: Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AK Parti) 21, Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) 10, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) dörder, İyi Parti ve Yeni Yol partilerine ise üçer koltuk ayrıldı. Kalan altı siyasi parti ise birer temsilci gönderecek. Komisyon fikrinin öncüsü olan MHP, en erken isim bildiren parti olurken, İyi Parti ise sürece şiddetle itiraz ederek komisyona üye vermeyeceklerini açıkladı. Hatta 3 Ağustos'ta Bursa'dan başlayarak sürece karşı mitingler düzenleyeceklerini duyurdular. Tüm bu gelişmelerin ortasında, komisyonun Ağustos başında çalışmalarına başlaması bekleniyor.

Şimdi ise tüm gözler CHP lideri Özgür Özel’in üzerinde! Cumhur İttifakı, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini toplumsallaştırmak adına CHP'nin komisyonda yer almasını hayati görüyor. Zira CHP'nin muhalefet etmesi durumunda toplumun en az yüzde 50'sinin rızasının alınamayacağı ve yalnızca AK Parti, MHP ve DEM'in sahiplendiği bir girişimin "ölü doğmuş" sayılacağı belirtiliyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın geçen hafta ziyaret ettiği partiler arasında CHP'ye en uzun süreyi ayırması ve heyetler arası toplantı öncesi Özel ile baş başa yarım saat görüşmesi, devletin de bu gerçeğin farkında olduğunu gösteriyor. CHP'liler, Kalın'ın yaklaşımını "Bizim sürecin içinde olmamızı çok arzuladıkları izlenimi verdiler. Sanki diğer partilerin ziyaretin amacı, CHP’yi ziyaretti ve CHP’nin komisyonda yer almasıydı" şeklinde değerlendirdi. Geçtiğimiz haftalarda CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) komisyona üye verip vermemeyi hararetle tartıştı. MYK üyelerinin büyük çoğunluğu, Kürt meselesinin meclis çatısı altında çözülmesini kendilerinin önerdiğini hatırlatarak "Katılmalıyız" görüşünü dile getirdi. 22 üyeden yalnızca İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, CHP'nin komisyona katılmaması gerektiğini savundu ve başka itiraz eden olmadı. Ancak o toplantıdan sonra CHP daha ihtiyatlı bir çizgiye geldi. https://www.avazturk.com olarak edindiğimiz bilgilere göre Özel'in "Ama kimse şey düşünmesin; CHP her şartta komisyona girecek" sözleri, ana muhalefetin eşikte durduğunu açıkça gösteriyor.

CHP, bir ay önce Kurtulmuş’a "TBMM çatısı altında kurulacak olan komisyonun temel ilkeleri ve çalışma yöntemine dair öneriler" başlıklı 16 sayfalık kapsamlı bir metin sundu. Bu metin, CHP’nin sürece bakış açısını net bir şekilde ortaya koyuyor. Metnin giriş paragrafında "Toplumsal barışın, adaletin ve demokratik uzlaşmanın tesisi, yalnızca bir siyasi hedef değil, tüm yurttaşlarımızın ortak geleceğini şekillendirecek temel bir ihtiyaçtır" denilerek, meselenin sadece siyasi değil, toplumsal bir zorunluluk olduğu vurgulanıyor. En dikkat çekici önerilerden biri, komisyonun adının "Toplumsal Barış, Adalet ve Demokratik Mutabakat Komisyonu" olarak değiştirilmesi talebi. Bu öneriyle "Terörsüz Türkiye" adına mesafe konularak, "Komisyonun adı bir parti ya da ittifakın yaygın kullandığı bir söylem veya slogan olmamalıdır" deniyor. İkinci maddede ise komisyonun amacının yalnızca PKK'ya silah bıraktırmakla sınırlı kalmaması gerektiği belirtiliyor. CHP, amacın "her tür ayrımcılığın ortadan kaldırılması, anti demokratik düzenleme ve uygulamaların son bulması, tutukluluğun istisna olması" gibi çok daha geniş bir yelpazeyi kapsaması gerektiğini savunuyor. Metinde ayrıca, komisyonun kanunla kurulması gerektiği ve kararlarını üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile alması gerektiği vurgulanıyor. CHP, salt çoğunlukla karar alınması halinde komisyonun AK Parti'nin kendi gündemini muhalefete dayatma makamı olmaktan öteye gitmeyeceğini belirtiyor. Özel, bu konuda net bir duruş sergileyerek "Kararlar nitelikli çoğunluk olmazsa evet demeyeceğiz" ifadesini kullandı.

CHP'nin komisyona "bedava" girmeyeceği, iktidara bir bedeli olacağı açıkça ifade ediliyor. Bu "bedel", CHP'nin 16 maddelik önerisinde "Anti demokratik uygulamaların sonlandırılması ve tutukluluğun istisna olması" ifadesiyle somutlaşıyor. Bu madde ile CHP'li belediyelere yönelik operasyonların durdurulması, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanlarının tahliye edilmesi, Esenyurt ve Şişli'deki kayyumların kaldırılması kastediliyor. Özel, bu perspektifi "Diyarbakır'da demokrasi, İstanbul'da otokrasi olmaz" sözleriyle özetliyor. CHP'liler, MİT Başkanı İbrahim Kalın ile yaptıkları toplantıda kendilerine yönelik soruşturma ve operasyonları dile getirdi. Hatta KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın Yeniyaşam gazetesindeki söyleşisini de gündeme getirerek, Bayık'ın CHP'ye yönelik operasyonlar için "Süreci sabote etmek" ifadesini kullandığını hatırlattılar. Bayık, söyleşisinde "Bakın, biz 30 kişiyi gönderiyoruz, silahları yakıyoruz. Komisyonun kurulması gerekiyor. Tam da bunun arifesinde CHP’ye yönelik yeni bir operasyon oluyor. Amacında sorunları çözmek isteyen varsa, toplumun bütün kesimlerini bu çözüme ortak etmek isteyen varsa bunu yapmaz. Bunu yapmak demek çözüm istememek demektir" sözleriyle dikkat çekmişti. Diğer partiler olan DEM ve Yeni Yol da Kalın'la görüşmede CHP'ye yönelik soruşturmaları gündeme getirdi. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin 8 Temmuz'daki "Tavsayan, tekleyen ve tavı kaçan yargı süreçlerinin siyasi kutuplaşmayı beslemesi, sosyal ve ekonomik sorunlar doğurması muhtemel bir akıbettir. Bu nedenle yargısal süreçlerin uzaması sakıncalıdır ve buna gerek yoktur" şeklindeki uyarısı da bu bağlamda önemli bir not olarak düşülüyor. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin geçen hafta ayağındaki kelepçenin çıkarılması, CHP'nin mesajının alındığı yönünde yorumlanıyor.

Şu saatten sonra, CHP'li belediye başkanlarına ve belediyelere yapılacak yeni bir operasyonun, 'Terörsüz Türkiye' sürecini sabote etmek olarak okunabileceği, çünkü CHP'nin bu operasyonu komisyona katılmama için gerekçe gösterebileceği belirtiliyor. Diğer yandan, 'Terörsüz Türkiye Komisyonu'na üye vermemiş ve sürece muhalefet eden bir CHP'nin, yaygın ve kitlesel bir operasyon dalgası ve kurultay davasından çıkacak butlan kararı ile cezalandırılabileceği de ihtimaller arasında. Kısacası, Türkiye'nin siyasi sahnesi, 'Terörsüz Türkiye' hedefiyle kurulacak bu komisyon üzerinden büyük bir gerilim ve pazarlığın eşiğinde! https://www.avazturk.com olarak bu tarihi anları yakından takip etmeye devam edeceğiz. Peki, CHP bu kritik eşikten hangi adımla geçecek? İktidar, ana muhalefetin taleplerine nasıl yanıt verecek? Tüm bu soruların cevabı, önümüzdeki günlerde netleşecek ve Türkiye siyasetinin seyrini kökten değiştirecek! sakın ankaragündem adlı sözde haber sitesine asla GİRMEYİN. Manşet resminde de gözüktüğü gibi tüm haberleri birebir çalıntıdır. Bu haber makalesi yalnızca https://www.avazturk.com sitesine aittir.