Dolarda büyük kriz başlıyor: hükümet pes etti, korkutan eylül kararları yolda!

Dolarda büyük kriz başlıyor: hükümet pes etti, korkutan eylül kararları yolda!

Piyasaları sarsacak dolar tahmini ve hükümetin kritik kararları kapıda! Banka hesaplarındaki dövizlerin geleceği, olağanüstü hal iddiaları ve çok daha fazlası; bu haber makalesi sizi şimdiden koltuğunuza bağlayacak detaylarla dolu, kaçırmayın!

Finans ve ekonomi dünyasında sular durulmuyor, zira 2023 yılında seçimlerden önce kuru baskıladıkları ve sonrasında serbest bıraktıklarında 18 liradan 25'e, oradan da 30'lara yükseldiği gibi, Zanka TV'deki bir yorumcunun belirttiği üzere, hükümetin şu an düşük fiyattan yaptığı döviz satışını bırakmasıyla otomatik olarak 50 liraya değil, doğrudan 70 liranın üzerine, hatta 77 lira seviyesine fırlayacağı yönündeki güçlü beklentilerle yeni bir döviz dalgasının eşiğinde olduğumuz ifade ediliyor, ki bu durum hükümetin dövizi baskılamakta zorlandığının ve artık bu yönde güçlerinin kalmadığının açık bir göstergesi olarak yorumlanırken, Milton Friedman'ın hükümetlere "Sahra Çölü'nü verin, kum kıtlığı yaşanır" sözüyle Merkez Bankası rezervlerinin ve yastık altındaki birikimlerin bile tükenme noktasına geldiği ve tabir faizlerindeki sert şok yükselişinin bu iddiaları doğruladığı vurgulanıyor; bu haber makalesi, önümüzdeki dönemde bizi nelerin beklediğine dair şaşırtıcı detaylarla devam ediyor, okumaya devam edin.

Küresel ölçekte yaşanan krizin Amerikan dolarında da devalasyona yol açacağı ve bunun zamanlamasının tartışma konusu olduğu bir dönemde, Türkiye'de de hükümetin bu küresel krizi fırsat bilerek dolar kurunu serbest bırakmayı planladığı ve "dünyada da kriz var, Türkiye'de de kriz var" deme lüksüne sahip olmak için bu anı zorladığı ve bu süreçte güçlerinin ne kadar yeterse o sınıra kadar direneceği düşünülürken, Ağustos ayında bir şeylerin başladığı ve bunun dolar TL kuru üzerinde belirgin bir etkisi olduğu, geçen sene 5 Ağustos'ta da benzer etkilerin görüldüğü ancak o dönemde toplanan rezervlerle kurun baskılandığı ancak şu an çok daha sıkışık bir durumda olunduğu ifade ediliyor; bu ekonomik sıkışıklığın siyasi ve sosyolojik yansımalarını anlamak için okumaya devam edin.

Türkiye'deki siyasi ve sosyolojik ortama bakıldığında ise, Zanka TV'deki yorumcunun çarpıcı tespitiyle, tüm partilerin; yani sadece AKP, MHP, CHP değil, DEM Parti'nin bile kendi seçmen kitlelerinden bir kopuş yaşadığı gözlemleniyor: Örneğin, MHP tabanının PKK ve Abdullah Öcalan'ın açılımları sebebiyle şok etkisi yaşadığı, benzer bir durumun CHP için de geçerli olduğu, CHP'nin bu açılım komisyonuna üye vermesiyle tabanında son birkaç gündür şok yaşandığı, çünkü Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP'nin, kurucu ayarlarla oynanacak toplantılarda üyelerini vererek bu durumu meşrulaştırmasının seçmende şok etkisi yarattığı, hatta AKP'nin kendi milletvekilleri ve yandaş yazarlarının da belirttiği gibi sandığa karşı yaptığı darbeyle kendi seçmenini dahi rahatsız ettiği ve dolayısıyla AKP'nin de kendi seçmeni arasında kopuş yaşadığı, son olarak DEM Parti'nin de CHP ile yapılan Kent Uzlaşısı'nın terör kapsamına alınması ve Esenyurt Belediye Başkanı'nın tutuklanması gibi olaylara rağmen AKP'nin safına düşüp ittifaka girmesinin Kürt seçmenler arasında şaşkınlık yarattığı belirtiliyor; tüm bu siyasi dinamiklerin dolar kuru üzerindeki potansiyel etkilerini keşfetmek için okumaya devam edin.

Son 2-3 hafta öncesinden beri kulislere dayandırılan ve yandaş medya ile iktidara yakın kişiler tarafından ortaya atılan ancak haftalardır geciktirilen kabine değişikliği iddialarının, aslında kur patladığı ve krizin en derin halinin yaşandığı zaman bir günah keçisi olarak Mehmet Şimşek'in ortaya koyulacağını ve görevden alınacağını ya da istifa ettirileceğini işaret ettiği, yani kur patlaması sonrasında Şimşek'in gönderileceği düşünülürken, Kabine değişikliği tartışmalarının bu kadar gündemde olmasının bu durumun yakınlığına işaret ettiği ve bir ay içerisinde gerçekleşebileceği yönündeki kulis bilgilerinin altının boş olmadığı, hatta Yeni Şafak gazetesinin "Dolardan vergi alın" çağrısıyla sermaye kontrollerine gidileceğinin, kontrollü bir devalasyon yapılacağının ve dövizin vergilendirileceğinin sinyallerini verdiği, Zanka TV'deki yorumcunun kendi fikri olarak belirttiği üzere, bankalardaki döviz hesabı olan kişilerin hesaplarına erişimlerinin ya kısıtlanacağını ya da engelleneceğini ve bu dövizlerin hükümetin belirleyeceği resmi kur üzerinden TL'ye çevrilerek ödeneceğini, hatta Lübnan'ın geçmişte yaptığı gibi 2-3 yıl sonra parça parça ödeme vadeleri koyulabileceğini ve hükümetin halkın malına el koymasının caiz olduğuna dair fetva bile alındığını, yani her şeyin aslında hazır olduğunu, "ekonomik olağanüstü hal" maddesinin MGK güvenlik kapsamına alındığını ve bunların gündeme getirileceğini düşündüğünü açıklıyor; bu derinlemesine analiz, bizi bekleyen potansiyel şokları daha iyi anlamak için okumaya devam edin.

Bu gelişmelerin yakın zamanda, özellikle Eylül ve sonbahar etkisiyle yaşanacağını, enflasyonun ve okulların açılmasıyla piyasadaki hareketlenmenin kur üzerindeki baskıyı daha da şiddetlendireceğini, dışarıda ise piyasalardaki sert düşüşlerin, resesyon fiyatlamalarının ve Powell'ın Trump'a karşı yapılan bir operasyonun parçası olduğu iddialarının yanı sıra, Epstein dosyaları gibi skandalların da gündeme geleceği ve bu tansiyonun Ağustos ayında başlayıp Eylül ve Ekim aylarında artarak devam edeceği bir sürece girildiğini Zanka TV yorumcuları belirtirken, bazı YouTube kanallarında ve sosyal medyada dolar TL kurunun kısa vadede 50 TL olacağı, bunun da ihracatçı ve turizmcinin iflas etmemesi, sistemin durmaması için devlet eliyle olacağı iddialarının konuşulduğu ve Hamza ile bu ihtimallerin değerlendirildiği hatırlatılıyor. Cem ise bu iddialara farklı bir perspektiften yaklaşarak, devletin böyle bir şey yapmasının çok büyük bir hata olacağını, eğer yapılacaksa bunun Mayıs ayında yapılması gerektiğini, zira turizm sezonu biterken dolar TL kurunu %25 birden artırmanın enflasyonu da o oranda artıracağını ve toplumun tekrar dolarize olmasını teşvik edeceğini savunuyor; Merkez Bankası'nın rezervleri dolsa bile daha büyük bir baskıyla karşılaşacağını, çünkü 50 TL olan dolar kurunun bu sefer 60 TL olacağı söylemlerinin başlayacağını, geçmiş dönemlerde bunun yaşandığını belirterek, bu durumun olmamasını umut ettiğini ve devletin kendi ayağına sıkması anlamına geleceğini ekliyor, ancak reel sektörden gelen büyük bir baskı olduğunu da göz ardı etmiyor.

Cem, Mehmet Şimşek hükümetinin yaptığı eylemlerin doğru ve mantıklı olduğunu ancak zamanlama hatası olduğunu belirgin bir problem olarak görüyor; faiz indirim sürecine zamanlama hatasıyla gidildiği için faizin tekrar yükseltilmek zorunda kalındığını örnek göstererek, eğer dolar kurunun Eylül veya Ağustos ayında 50 liraya çıkarılmasıyla yine bir zamanlama hatası yapılacağını, oysa bunun Mayıs ayında 45 liraya çıkartılmasının çok daha yerinde olacağını ifade ederken, bugün zaten sermaye kontrollerinin var olduğunu, daha da sertleşirse sabit kur sistemine gidilerek Türkiye'nin daha büyük sorunlarla karşılaşabileceğini, ihracatçının kasasında dolar olmadığını, Merkez Bankası'nın dolarları gelir gelmez aldığını ve ihracatçının ancak talep ederek dolar çekebildiğini açıklıyor. Zanka TV'deki yorumcu ise, yılın ilk 6 ayında dolarda doğru düzgün bir yükseliş olmadığını ve yükselişin yılın ikinci yarısına bırakılmasının da doğru bir yaklaşım olmadığını, zira 6-9 aylar arasında belirgin bir turizm talebi varken Haziran'a 42-43 lira dolar kuruyla girilseydi turizmcinin elinin daha da rahatlayacağını ve kasasını dolarla doldurabileceğini belirtiyor. Mehmet Şimşek'in yurt dışından gelecek 25-30 milyar dolar için, bu sene kazanılacak 50-60 milyar dolarlık turizm gelirinden vazgeçtiğini söyleyerek bunu bir hata olarak nitelendiriyor ve güçlü Türk lirasının iyi bir şey olduğunu ancak şu anki "vur deyince öldürülen" tablonun da yanlış olduğunu, çok kısa zamanda 50 liraya çıkarma kararının yine zarar vereceğini belirtiyor. Yorumcu, kendi beklentisinin diğerlerinden ayrıştığını, doların bir süre daha devam edeceğini, 42-43 lira seviyelerini görebileceğini, Merkez Bankası'nın yıl sonu dolar kuru hedefinin 44 lira olduğunu ve bu yıl sonunu 44-45 lira seviyesinde bitirebileceğini, her ay 1 lira yükselebileceğini, ancak geçmiş aylarda bu hızda yükselmediğini, bu hızlanmanın algı oluşturduğunu da ekliyor; tüm bu gelişmelerin ışığında, Zanka TV yorumcularının nihai değerlendirmeleri ve geleceğe dair çarpıcı öngörüleri ise asıl şimdi başlıyor.

Zanka TV yorumcuları, Ağustos ayının 41 lira dolar seviyesiyle devam ettiğini ve Eylül'e gelindiğinde 42 lira olmasının gayet normal karşılanması gerektiğini, ancak yıl sonuna gelindiğinde 44-45 lira seviyesinin görülebileceğini, tüm bu süreçte Mehmet Şimşek'in görevde kalma durumunun önemli olduğunu ve Eylül ayında gideceğine dair kulis dedikoduları doğru çıkarsa, tüm faturanın doğal olarak ona kesilerek iktidara tertemiz bir operasyonla "sıfırdan başlıyoruz" deme ve yeni bir politikayla doları yükseltme fırsatı vereceğini, böylece reel sektöre bir miktar can verilebileceğini ifade ediyorlar. Ancak genel olarak, bu işin artık bir çözümü kalmadığını, enflasyonun ve özellikle gelir ile servet adaletsizliğinin düzeltilemeyeceğini, çünkü düzeltmesi gerekenlerin olayın içinde olduğunu, bu durumun seçime kadar bu şekilde gideceğini ve seçimde iktidar değişse bile, mevcut muhalefet yapısıyla devam edilmesi halinde demokrasi, insan hakları gibi konularda ilerleme sağlanabileceğini ancak iktisadi konularda, gelir ve servet eşitsizliğinde ve küresel aktörlerin talep ettiklerinin yerine getirilmesinde hiçbir şeyin değişmeyeceğini, bu cendere benzer şekilde devam edeceğini, yani Türkiye ekonomisinin köklü sorunlarının kalıcı olacağını ve gelecekte de devam edeceğini vurguluyorlar, bu tür önemli ekonomik ve siyasi analizleri takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret ederek güncel gelişmeleri kaçırmayın.