Döviz kurlarında son durum: Kamu bankaları döviz satışlarına yeniden başladı mı?
Döviz kurlarında yaşanan son gelişmeleri sizin için derledik. Kamu bankalarının TL’yi desteklemek için döviz satışlarına yeniden başladığı iddia ediliyor. Peki bu durum TL’nin değerini nasıl etkileyecek? İşte detaylar…
TL, bu yıl dolar karşısında yüzde 28’in üzerinde değer kaybetti. Bu durum, yeni ekonomi yönetiminin piyasa dostu adımlar atmasına rağmen gerçekleşti. Merkez Bankası, faizleri artırarak ve döviz rezervlerini koruyarak TL’yi savunmaya çalıştı. Ancak bu adımlar, TL’nin değer kaybını durdurmak için yeterli olmadı.
Bloomberg’in haberine göre, kamu bankaları bugün liradaki düşüşün önüne geçmek için döviz piyasasına müdahale etti. Habere göre, devlet bankaları öğlene kadar yaklaşık 1 milyar dolar sattı. Bu satışlar, Dolar/TL’nin 26,07 seviyesini aşmasını engelledi. Kamu bankaları ise konuyla ilgili yorum yapmadı.
Merkez Bankası uzun aradan sonra faizi yüzde 8,5'ten yüzde 15 seviyesine yükseltmişti. Para Politikası Kurulu toplantısının özeti ise bugün yayımlandı. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan da toplanan rezervlerin dövizi baskılamak için satış amaçlı kullanılmayacağını belirtti. Erkan "Kuru baskılamak için rezerv satışı yapılmayacak" dedi.
Bu iddialarla birlikte sabah yükselişine devam eden döviz kurları öğle saatlerine gerilemeye ama hemen sonrasında yeniden yükselmeye başladı. An itibari ile bankalarda ABD dolar kuru 26,832 TL'den satılırken, Euro 29,2514 TL'den, Sterlin ise 34,0084 TL'den satılıyor.
Kamu bankalarının döviz satışları, yeni ekonomi yönetiminin piyasa mekanizmasına saygı duyduğu ve döviz kurlarını serbest bıraktığı mesajının tersine bir hareket olarak görülüyor. Bu durum, piyasalarda güven sorunu yaratmaya ve TL’ye baskı yapmaya devam ediyor.
Döviz kurlarındaki dalgalanma, Türkiye’nin ekonomik sorunlarını da derinleştiriyor. Enflasyon, cari açık ve borç ödemeleri gibi konularda zorlanan Türkiye, döviz kurlarının istikrar kazanması için çaba gösteriyor. Ancak bu çaba, kamu bankalarının döviz satışları gibi gizli ve geçici yöntemlerle değil, yapısal reformlarla sağlanabilir.