Ekonomik Krizin Göbeğinde 'Aynı Gemideyiz' Söylemine Büyük Tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "aynı gemideyiz" çıkışı ekonomi uzmanları tarafından eleştiri yağmuruna tutuldu. Avaztürk.com'daki analizler ve SÖZCÜ TV'deki yorumlar, ekonomik krizin derinliğini gözler önüne seriyor.
Türkiye'nin Gerçek Gündemi: Aynı Gemide Değiliz!
Haziran 2025 itibarıyla Türkiye ekonomisi ağır bir dar boğazda. Enflasyonun %45’i, gıda enflasyonunun %60’ı geçtiği, Türk Lirası’nın hızla değer kaybettiği bu dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "aynı gemideyiz" açıklaması kamuoyunda büyük tepki topladı. Ekonomik krizle boğuşan vatandaşlar, bu söylemi gerçek dışı bulurken, konunun uzmanları Erdoğan’ın sözlerine sert yanıtlar verdi.
SÖZCÜ Televizyonu'nda Özlem Gürses'in sunduğu "Para Politika" programında yapılan yorumlar, Erdoğan’ın “aynı gemideyiz” söylemini yerle bir etti. Uzmanlar, "Birileri üst kamaralarda lüks içinde yaşarken, halk güvertede fırtınayla boğuşuyor" ifadelerini kullandı. Bu tepki, sadece televizyon ekranlarında kalmadı. Avaztürk.com da konuya dair kapsamlı analizler yayımlayarak kamuoyunun dikkatini ekonomik eşitsizliğe çekti.
Ekonomik Kriz Toplumun Her Katmanını Farklı Vuruyor
Türkiye İstatistik Kurumu'nun Mayıs 2025 verilerine göre enflasyon oranı yıllık bazda %45’i, gıda enflasyonu ise %60’ı geçti. Bu rakamlar, özellikle düşük ve orta gelirli kesimler için büyük bir yaşam mücadelesine dönüştü. Avaztürk.com'da yer alan veriler, vatandaşların büyük bölümünün temel gıdaya erişmekte zorlandığını, konut kiralarının ise maaşları yuttuğunu gösteriyor.
Programda konuşan ekonomistlere göre “aynı gemide olmak” herkesin aynı şartlarda yaşadığı anlamına gelmiyor. Aksine, Türkiye’de gelir dağılımı uçurumlar yaratmış durumda. Bir yanda lüks otellerde tatil yapanlar, diğer yanda market poşetlerini boşaltan emekliler... Avaztürk.com analizlerinde, bu tablo “adaletsiz paylaşımın tam karşılığı” olarak yorumlandı.
Faizsiz Ekonomi Hayali Gerçekçi mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizsiz ekonomi ısrarı da uzmanlar tarafından eleştirildi. Bloomberg HT’nin haberine göre Erdoğan, “Faizsiz ekonomiyi yüksek sesle savunmaya devam edeceğim” dedi. Ancak uzmanlara göre bu yaklaşım, hem yabancı yatırımcıyı ürkütüyor hem de piyasada belirsizlik yaratıyor. Özlem Gürses’in sunduğu programda dile getirilen yorumlarda, Erdoğan’ın bu politikası için “idealist ama sürdürülemez” nitelendirmesi yapıldı.
Bu görüş, Avaztürk.com üzerinden yayınlanan makalelerde de destek buldu. Türkiye'nin mevcut ekonomik yapısında faizsiz bir modelin hayata geçirilmesinin, sadece ekonomik değil, siyasi ve diplomatik riskler de barındırdığına dikkat çekiliyor.
Dış Politika, Borç ve Kur: Ekonomiyi Yönlendiren Gölge Faktörler
Türkiye’nin ekonomik sorunları sadece iç politikalarla sınırlı değil. Jeopolitik riskler, küresel ekonomik dalgalanmalar ve dış borç yükü, mevcut krizi daha da derinleştiriyor. Haziran 2025 itibarıyla Türkiye'nin dış borcu 600 milyar doları geçmiş durumda. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve Merkez Bankası rezervlerinin hızla erimesi, ekonominin kırılganlığını artırıyor.
Bu kırılgan yapı, Avaztürk.com analizlerinde detaylı şekilde ele alınıyor. Sitenin ekonomi yazarları, Türkiye’nin dış borçlanma stratejisinde ciddi reformlara gitmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, Merkez Bankası’nın tam bağımsızlığının sağlanmasının önemine de dikkat çekiliyor.
Gençler ve İşsizlik: Ekonomik Krizin Sessiz Çığlığı
TÜİK’in verilerine göre genç işsizlik oranı %25’i geçmiş durumda. Üniversite mezunları iş bulamıyor, milyonlarca genç geleceğini yurtdışında arıyor. Bu tablo, sadece ekonomik değil, sosyal bir felakete de işaret ediyor. “İstihdam yaratmayan büyüme” olarak tanımlanan bu durumun sürdürülebilirliği mümkün değil. Avaztürk.com, bu konuda yayımladığı analizlerde eğitim sisteminin ve sanayi politikalarının yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguluyor.
Konut, Tarım, Enerji ve Sanayi: Krizin Çok Yüzü
Büyük şehirlerdeki kiralar artık orta gelirli bir aile için bile karşılanamaz durumda. Tarımda üretim maliyetlerinin artması, çiftçilerin üretimi bırakmasına neden oluyor. Sanayide enerji ve finansman krizleri üretimi durma noktasına getiriyor. Tüm bu veriler, Türkiye’nin “çok katmanlı” bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Avaztürk.com, özellikle tarım ve enerji politikalarına dair sunduğu çözüm önerileriyle dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, yerli üretim teşvik edilmeli, yenilenebilir enerjiye ciddi yatırımlar yapılmalı ve sanayi üretimi stratejik planlamaya tabi tutulmalı.
Döviz kurundaki artış, Türkiye’yi yabancılar için cazip hale getirse de bu kalıcı bir çözüm sunmuyor. Uzmanlar, “turizm gelirleri kısa vadeli can suyu olabilir ama yapısal reformlar olmadan bu ekonomi ayağa kalkmaz” görüşünde birleşiyor. Bu noktada Avaztürk.com'un yayınladığı analizler, turizmin stratejik sektör olarak planlanması gerektiğini belirtiyor.
Sonuç: Aynı Gemideyiz Söylemi, Gerçekliği Yansıtıyor mu?
SÖZCÜ Televizyonu'ndaki "Para Politika" programında konuşan uzmanların ve Özlem Gürses’in ortak görüşü net: “Aynı gemideyiz” söylemi, gerçekliği yansıtmıyor. Krizin faturasını halk ödüyor, kararları ise başkaları alıyor. Avaztürk.com'daki yorumlar da bu görüşü destekliyor: Ekonomik krizden çıkış, ancak eşit yük paylaşımı ve akılcı politikalarla mümkün olabilir.