En Düşük Maaşa Sıfır Zam Tehlikesi Kapıda
Türkiye'de enflasyonun gerçek yüzü ve emeklilerin geleceği tartışılıyor. Uzmanlar, en düşük emekli maaşına zam yapılmaması riskini masaya yatırdı. Tüm detaylar haberimizde.
Türkiye, ekonomik darboğazdan çıkış yolları ararken, milyonlarca çalışanı ve emekliyi yakından ilgilendiren kritik gelişmeler yaşanıyor. Enflasyonun, yoksuldan alıp varlıklı kesimlere kaynak aktaran bir "emme basma tulumba" gibi işlediği belirtilirken, bu sürecin en ağır faturasını düşük gelirli vatandaşlar ödüyor. Bu çarpıcı haber makalesi, ekonominin derinliklerine inerek, mevcut durumu tüm detaylarıyla gözler önüne serecek ve emeklilerin gelecek 6 ayını nasıl şekillendirebilecek çok önemli bir ihtimali, haberin sonlarına doğru tüm açıklığıyla ortaya koyacak.
SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan "Para Politikası" programında, kalkınma politikaları ve yoksulluk ekonomisi konusunda yazılarıyla bilinen, aynı zamanda Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ARGE grubuna danışmanlık veren değerli akademisyen Profesör Doktor Aziz Çelik, programın sunucusu Özlem Hanım'ın soruları üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon verilerinin şaibeli olduğunu ve manipüle edildiğini iddia etti. Çelik'e göre TÜİK, verilerini şeffaf bir şekilde açıklamıyor, hatta yargı kararlarına dahi uymuyor ve verilerinin arkasındaki detayları kamuoyuna sunmuyor. Bu durumun, Türkiye'de enflasyon verilerini tartışmalı hale getirdiğini belirten Prof. Dr. Çelik, TÜİK'in adeta "en büyük işveren" konumunda olduğunu ve işçi, emekli, memur gibi milyonlarca kişinin kaderini tayin ettiğini ifade etti. Çelik, "bu kadar uzun süre bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede herkes detaylı mikro verisini, meta verisini açıklamak zorundadır" diyerek veri şeffaflığının önemine vurgu yaptı. Uzman isim, doğalgaza yapılan %25'lik zammın enflasyon hesabına bilerek geç dahil edildiğini ve bunun resmi enflasyon oranını düşük göstermek amacıyla yapıldığını, aksi takdirde açıklanan %1.37'lik aylık enflasyonun %1.8'i bulabileceğini dile getirdi. Prof. Dr. Aziz Çelik, bu hamlelerin, çalışanlara ve emeklilere verilecek "üç kuruşluk zamdan kaçınma" amacı taşıdığını öne sürdü.
Mevcut durumda, 6 aylık enflasyon verisi %16.7 olarak açıklanmışken, memur ve memur emeklisine bu oranın %15.6 olarak yansıyacağı belirtiliyor. Ancak en düşük emekli aylığının durumu henüz belirsizliğini koruyor. Prof. Dr. Aziz Çelik'in aktardığına göre, hükümetin özel bir yasa çıkarmaması halinde, şu anda 14.469 lira olan en düşük emekli aylığı otomatik olarak artmayabilir ve sıfır zam alabilir. Çelik, geçmişte de en düşük emekli aylıklarının enflasyon kadar artırılmadığını hatırlatarak, 14.469 liranın üzerindeki işçi ve BAĞKUR emeklilerinin %16.7, memurların ise %15.6 oranında zam alacağını ifade etti. Ayrıca, kamu işçilerine %17 gibi düşük zamlar dayatılırken, asgari ücrete ise zaten zam yapılmayacağının açıklandığına dikkat çekildi. Bu durum, enflasyonun faturasının, alım gücü sabit olan ücretli kesimin üzerine aktarılması anlamına geliyor. Bu bağlamda, ekonomi politikalarına yön verenlerin halkın refahını gözetmediği yönündeki eleştiriler giderek yükselirken, daha fazla bilgi ve analiz için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Profesör Doktor Aziz Çelik, mevcut ekonomi politikasının özünü, talebi bastırarak ve emek gelirlerini düşürerek enflasyonu düşürmek olarak özetledi. Bu politikanın, ciddi bir yoksullaşmaya yol açtığını ve bunun 2024 seçimleri gibi önemli siyasal sonuçları olabileceğini düşündüğünü belirtti. Özlem Hanım'ın "milyonlarca çalışan 6 ay daha nasıl yaşayacak" sorusuna ise Prof. Dr. Çelik, yetkililerin şu anda bunu pek umursamadığı, seçim olmadığı için vatandaşın bu durumu unutacağını düşündüğü yanıtını verdi. Ancak Çelik, Türkiye'nin yakın tarihine bakıldığında bu kadar büyük ekonomik krizler arkasından 1989-1991, 2002 ve 2024 dönemlerinde vatandaştan "boş tencere" tepkisi geldiğini belirterek, boş tencerenin her zaman iktidarı devirmese de etkisinin küçümsenmemesi gerektiğini vurguladı.
Geçtiğimiz Ocak ayında en düşük emekli aylığının 14.469 lira olarak belirlenmesi ve 14.470 lira bile yapılmaması, yani 1 lira bile artırılmaması, izlenen ekonomi politikasının ne kadar acımasız olduğunun en önemli kanıtı olarak gösteriliyor. Çelik, 22.104 lira asgari ücretle ya da 14.469 lira emekli aylığıyla özellikle de kentsel alanlarda hayatını sürdürmenin mümkün olmadığını dile getirerek, refah payı gibi iyileştirmelerin bile tartışmalı olduğunu söyledi. Yetkililerin "hesap kitap yapıyoruz" gibi açıklamalarını "saçma değerlendirmeler" olarak nitelendiren Çelik, bunların aslında izlenen ekonomi politikasının üzerini örtmeye dönük olduğunu belirtti.
Ve şimdi, milyonların merakla beklediği o kritik soru: En düşük emekli maaşına gerçekten zam yapılmayacak mı? Profesör Doktor Aziz Çelik'ten gelen uyarılar, bu senaryonun hiç de uzak olmadığını gösteriyor. Çelik, hükümetin özel bir yasal düzenleme yapmaması durumunda, halihazırda 14.469 TL olan en düşük emekli maaşının olduğu yerde kalabileceğini ve emeklilerin önemli bir bölümünün sıfır zam alabileceğini ifade ediyor. Bu durum, zaten zorlu bir süreçten geçen milyonlarca emekli için adeta bir soğuk duş etkisi yaratabilir ve ekonomik koşullar altında ezilen bu kesimin geleceğini daha da belirsizliğe sürükleyebilir. Seçim olmaması ve yoğun propaganda aygıtının etkisiyle bu durumun kamuoyunda yeterince ses getirmemesi riski de bulunuyor.