Erbakan'dan hükümete çok sert 'yoksulluk' uyarısı!

Erbakan'dan hükümete çok sert 'yoksulluk' uyarısı!

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunarak iktidarı topyekûn eleştirdi. Açlık sınırından rekor kıran şirket kapanışlarına, artan borçlardan faiz oranlarına kadar tüm verileri...

Türkiye, ekonomik tabloya dair yeni ve endişe verici verilerle sarsılırken, Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan'dan ekonomi yönetimine yönelik çok sert ve dikkat çekici bir eleştiri dalgası yükseldi. Partisinin "İl Başkanları ve İl Sorumluları Toplantısı'nda" gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Erbakan, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğazın yalnızca rakamlarla ifade edilemeyecek kadar derin olduğunu vurguladı. Bu derinlemesine haber makalesi, ülkenin ekonomik gidişatına dair kamuoyunda merak uyandıran yeni tartışmaları ve bunların perde arkasını aydınlatmaya devam ederken, bu tür kritik analizler için www.avazturk.com gibi platformlar halkın sesi olmaya devam ediyor. Erbakan'ın sözleri, mevcut ekonomik programın halk üzerindeki etkilerine dair çarpıcı gerçekleri gözler önüne serdi.

Erbakan, konuşmasında ülkenin finansal durumuna ilişkin vahim bir tablo çizerek, 80 bin lirayı aşan yoksulluk sınırının çok altında maaş alan memurların ocak ayında aldığı yüzde 11,55'lik maaş zammının çoktan eridiğini belirtti. Esnafın maliyet artışları ve yüksek vergilerle boğuştuğunu, açlık sınırının 27 bin liraya dayandığını ve en düşük emekli aylığının ise yalnızca 14 bin 469 lira olduğunu vurguladı. Asgari ücretin, yani 22 bin liranın, yoksulluk sınırının yarısı bile olmadığını ve İstanbul'da ortalama kiraların 30 bin liraya ulaştığı bir ortamda bu ücretle geçinmenin adeta imkansız hale geldiğini söyledi. Bu rakamlar, Türkiye'de gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve hayat pahalılığının ulaştığı ürkütücü boyutları gözler önüne serdi.

Ülkenin ekonomik altyapısının da ciddi yara aldığını gösteren Erbakan, çiftçilerin artan maliyetler, düşük fiyatlar ve doğal afetler nedeniyle zor durumda olduğunu, toplam çiftçi borcunun 1 trilyon liraya ulaştığını açıkladı. İşsizlik oranının yüzde 32'ye fırladığını ve 13 milyon işsiz bulunduğunu dile getiren Erbakan, bireysel kredi borçlusu sayısının 42.3 milyona, toplam borcun ise 4.4 trilyon liraya yükseldiğini kaydetti. Ülkede icra ve iflas dosya sayısının 23 milyonu geçtiği bilgisi ise, birçok vatandaşın çaresizlik içinde olduğunu gösteren acı bir gerçek olarak öne çıktı.

Erbakan'ın sözleri, işletmelerin ve ticaretin de büyük bir çöküş yaşadığını ortaya koydu. 2024 yılında 1504 konkordato başvurusu ile rekor kırıldığını belirten YRP lideri, 2025'in ilk 5 ayında bu sayının 2119'a ulaştığını açıkladı. 2024 yılında yaklaşık 24 bin şirketin kapandığını, karşılıksız çeklerin ise yüzde 210 arttığını vurguladı. TOBB ve TESK verilerine göre 2024'te 145 bin işletmenin kepenk indirdiğini, 2025'in ilk 5 ayında ise 49 bin esnafın daha kapananlar arasına katıldığını ifade etti. Bu tablonun, yüz binlerce yeni işsizin habercisi olduğunu dile getiren Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "2025 yılı, 2024'ten daha iyi olacak" söyleminin, bu acı gerçekler karşısında geçerliliğini yitirdiğini dile getirdi.

Ekonomi yönetiminin politikalarını da ağır bir dille eleştiren Erbakan, Mehmet Şimşek döneminde vergilerin yüzde 200, trafik cezalarının ise yüzde 100 arttığına dikkat çekti. Akaryakıtın 20 liradan 53 liraya, dövizin 18 liradan 40 liraya, faizlerin ise yüzde 8'den yüzde 50'ye yükseldiğini vurguladı. Tüm bu artışlara rağmen enflasyonun düşmediğini belirten Erbakan, Mayıs 2025 enflasyon rakamlarını karşılaştırdı: TÜİK'e göre yüzde 35,41, İstanbul Ticaret Odası'na göre yüzde 46,57 ve ENAG'a göre ise yüzde 71,23. Bu farklı oranlar, enflasyonun halk nezdindeki gerçek etkisinin resmi rakamların çok üzerinde olduğunu gösterdi. Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2021'de yaptığı bin liralık market alışverişinin bugün 5 katına çıktığını hatırlatarak, bu gerçekler karşısında hâlâ 'sabır' çağrısı yapılmasının, halkın yaşadığı ekonomik krizin ciddiyetini gölgeleyemeyeceğini net bir şekilde ortaya koydu.

Ekonomik eleştirilerinin ardından siyasi mesajlarını da ileten Erbakan, sandığın 2026 yılında vatandaşın önüne gelmesi gerektiğini belirterek erken seçim çağrısını yineledi. İttifak konularına da değinen Erbakan, daha önce AKP ile ittifak yapmayacaklarını belirttiklerini hatırlatarak, sağ kökenli muhafazakar diğer partilerle ittifak kurabileceklerine işaret etti. Saadet Partisi ile gerçekleştirecekleri görüşmenin mevcut durumda bir ittifak amacı taşımadığını, ancak seçime yakın bir dönemde bu konunun yeniden masaya yatırılabileceğini ifade etti. Ayrıca, orman yangınlarıyla ilgili çok ciddi bir araştırma yapılması gerektiğini belirten Erbakan, ihmal veya sabotaj şüphelerinin ortadan kaldırılması ve sorumluların cezalandırılması gerektiğini dile getirdi.

Fatih Erbakan'ın bu keskin açıklamaları, Türkiye'nin ekonomik geleceğine dair derin endişelerin bir yansıması olarak kayıtlara geçti. Ülkenin içinde bulunduğu bu zorlu süreçte, resmi açıklamalardan çok daha ağır bir ekonomik tabloyla karşı karşıya olunduğu, halkın her geçen gün daha da yoksullaştığı ve bu durumun bir tesadüf değil, tercih edilen yanlış ekonomi politikalarının kaçınılmaz sonucu olduğu Erbakan'ın sözlerinden anlaşıldı. Enflasyonun sadece bir rakam değil, halkın sofrasındaki ekmeği küçülten, borçları büyüten ve umutları solduran acı bir gerçek olduğu bir kez daha gözler önüne serilirken, bu ekonomik bunalımın ardında yatan gerçekleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne sererken, bu zorlu süreci aşmak için gereken radikal adımların atılması gerektiği açıktır ve tüm bu gelişmeleri takip etmek için www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Erbakan'ın haykırışı, Türkiye'nin köklü bir değişim ihtiyacının altını çizen son derece ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.