Konuşmasında, Türkiye'nin iç güvenlik politikaları, terörle mücadelede gelinen nokta, toplumsal birliktelik ve yerel yönetim uygulamaları gibi kritik başlıklar üzerinde duran Erdoğan, ülkenin yeni bir evreye girdiğini belirtti.

Türkiye Yüzyılı'nda Yeni Bir Safhadayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında Türkiye’nin içinde bulunduğu tarihi sürece dikkat çekti. “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun sadece bir slogan değil, aynı zamanda somut adımlarla şekillenen büyük bir dönüşüm projesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu vizyonun her geçen gün daha da somutlaştığını ifade etti.

Erdoğan, özellikle bölücü terör örgütüyle mücadelede gelinen noktayı değerlendirdi ve önemli bir dönüm noktasına işaret etti.

“Bölücü örgütün feshi ve silahları bırakma kararını açıklaması ile birlikte artık Türkiye Yüzyılı’nda yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız” diyen Cumhurbaşkanı, bu gelişmenin sadece bir güvenlik başarısı değil, aynı zamanda milletin birliğini ve devletin kararlılığını gösteren büyük bir zafer olduğunu belirtti.

Toplumsal Birlik ve Kardeşlik Vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer başlık ise toplumsal birlik ve kardeşlik mesajıydı.

“Bu safha, birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirme safhasıdır” diyen Erdoğan, Türkiye’nin artık enerjisini iç çatışmalara değil, kalkınma, büyüme ve küresel rekabet gibi alanlara yönlendirmesi gerektiğini ifade etti.

Toplumun her kesiminden insanı kucaklayan bir siyaset anlayışıyla yollarına devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Biz bu milletin tamamını seviyoruz. Kürt'üyle, Türk’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Arap’ıyla, Boşnak’ıyla biz büyük bir milletiz” diyerek Türkiye’nin kültürel zenginliğinin altını çizdi.

Terörle Mücadelede Yeni Yaklaşım

Cumhurbaşkanı, yıllardır sürdürülen terörle mücadelenin hem askeri hem diplomatik hem de toplumsal düzeyde çok boyutlu yürütüldüğünü hatırlattı.

Gelinen noktada, terör örgütlerinin halk nezdinde destek bulamadığını ve milletin artık bu yapılara karşı net bir tavır aldığını vurguladı.

“Artık milletimiz teröre karşı tek ses, tek yürek olmuştur. Bu süreçte yapılan reformlar, atılan adımlar ve gösterilen siyasi irade, Türkiye’nin terörle mücadelede kalıcı başarıyı yakalamasına vesile olmuştur,” diyen Erdoğan, bundan sonraki dönemde ise barışın, huzurun ve kalkınmanın öncelik kazanacağını ifade etti.

Kayyum Politikalarına Yeni Bir Bakış

Konuşmasında yerel yönetimlere dair uygulamalara da değinen Erdoğan, belediyelere atanan kayyumlar konusuna açıklık getirdi.

Geçmiş dönemde bazı belediyelerin terör örgütleriyle organik bağlar kurduğuna, kamu kaynaklarını illegal yapılar lehine kullandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, devletin bu nedenle kayyum uygulamasına gitmek zorunda kaldığını hatırlattı.

Ancak gelinen aşamada, güvenlik ve denetim mekanizmalarının daha etkin çalıştığını ifade eden Erdoğan, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: “Belediyelerdeki kayyum uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz.”

Bu açıklama, normalleşme sürecinin bir göstergesi olarak yorumlanırken, hükümetin artık olağanüstü uygulamalardan ziyade, hukuk devleti ilkesine uygun şekilde rutin denetim ve idari tedbirlerle yoluna devam edeceğinin sinyali olarak değerlendirildi.

Milletimizin İradesine Saygı Esastır

Erdoğan, demokrasinin temel ilkelerinden biri olan halk iradesine saygının altını çizdi. Milletin sandıkta verdiği kararın baş tacı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Halkımızın seçtiği belediye başkanlarına elbette saygı duyarız. Ancak bu yetkiyi kötüye kullanan, halk için değil terör örgütleri için çalışan kimseye de göz yummayız,” dedi.

Bu bağlamda, demokratik kazanımların korunmasının yanı sıra kamu güvenliği ve anayasal düzenin de tavizsiz şekilde korunmaya devam edeceğini söyledi.

Yeni Dönemde Öncelikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni dönemine ilişkin temel öncelikleri de sıraladı. Bu başlıklar arasında ekonomik istikrar, hukuk reformları, dijital dönüşüm, yerli ve milli teknoloji atılımları ile dış politikada etkin diplomasi yer aldı.

Türkiye’nin bölgesel ve küresel alanda daha etkin, daha saygın ve daha güçlü bir aktör olması için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

Ayrıca, sosyal politikalar konusunda da toplumun tüm kesimlerini kapsayan adımlar atacaklarını belirten Erdoğan, gençler, kadınlar, emekliler ve dar gelirli vatandaşlar için planlanan destek mekanizmalarının daha da güçlendirileceğini ifade etti.

Türkiye’nin Önündeki Fırsatlar

Erdoğan, konuşmasının sonunda Türkiye'nin karşı karşıya olduğu fırsatlara ve potansiyele de dikkat çekti. Enerji kaynaklarından, ulaşım altyapısına, tarım politikalarından savunma sanayisine kadar birçok alanda atılan adımların meyvesini vermeye başladığını vurguladı.

“Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, Türkiye’nin adını duymayan kalmamıştır. Türkiye artık sadece izleyen değil, yön veren bir ülkedir. Ekonomide, diplomaside, savunmada, insani yardımlarda her alanda örnek bir ülke haline geldik,” diyerek Türkiye’nin 21. yüzyılda sadece bölgesinde değil, dünyada söz sahibi olma hedefini yineledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’deki grup toplantısında yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin iç ve dış politikasında yeni bir dönemin işaret fişeği niteliğinde oldu.

Terörle mücadelede kazanılan başarılar, kayyum uygulamalarında normalleşme yönünde verilen mesajlar ve Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında çizilen gelecek perspektifi, siyasal ve toplumsal açıdan önemli değerlendirmeler içeriyor.

Erdoğan’ın vurguladığı "birlik ve beraberlik" teması, sadece güvenlik politikalarının değil, aynı zamanda toplumsal uzlaşı ve dayanışmanın da temel taşı olacağını gösteriyor.

Türkiye’nin önünde yeni bir sayfa açılırken, bu dönemin hangi reformlarla şekilleneceği ise önümüzdeki günlerde daha net ortaya çıkacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demokrasi serüveni, terörle mücadelede gelinen son nokta, Türkiye Yüzyılı vizyonu ve yerel yönetimlere dair kapsamlı değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, konuşmasının başında milletvekillerini, misafirleri ve tüm vatandaşları selamlayarak, grup toplantısının ülke adına hayırlı neticeler doğurmasını temenni etti.

14 Mayıs’ın Tarihsel Önemi

Konuşmasının giriş bölümünde, 14 Mayıs tarihine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu günün Türkiye'nin çok partili demokratik hayata geçişinin simgesi olduğunu ifade etti.

1950’de halkın “Yeter, söz milletindir” diyerek Demokrat Parti’yi iktidara taşıdığını, merhum Başbakan Adnan Menderes’in ise ezanın özgürce okunmasını sağlayarak büyük bir hizmete imza attığını vurguladı.

Anadolu halkının yoksulluktan kurtulup kalkınmayla tanışmasının da bu dönemde başladığını belirten Erdoğan, 14 Mayıs’ın, milletin iradesiyle yazılmış bir demokrasi destanı olduğunu söyledi. Menderes ve dava arkadaşlarını rahmetle andı.

Yeni Bir Döneme Giriyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 2023 seçimlerinin ikinci yıl dönümünde, Türkiye'nin yeni bir aşamaya geçtiğini ilan etti. “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun temel hedeflerinden biri olan milli birlik ve beraberliğin pekiştirildiğini belirten Erdoğan, bölücü örgütün silah bırakma kararını olumlu karşıladıklarını ifade etti.

Bu süreci, terörün kalıcı olarak sonlandırılması, demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması ve ülkenin kendi sorunlarını kendi iradesiyle çözebileceğini gösteren tarihi bir gelişme olarak niteledi.

Geçmişin Hatalarından Alınan Dersler

Türkiye'nin 40 yılı aşkın bir süredir terör belasıyla mücadele ettiğini hatırlatan Erdoğan, bu sürecin sadece can kayıplarıyla değil, ekonomik yıkımlarla da sonuçlandığını söyledi.

Terörle mücadele için harcanan kaynakların trilyon dolarlarla ifade edildiğini belirten Cumhurbaşkanı, bu süreçte birçok iyi niyetli girişimin dış müdahaleler nedeniyle sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Kendilerinin bu alanda birçok risk aldıklarını, ancak zaman zaman karanlık odakların sabotajlarına maruz kaldıklarını da sözlerine ekledi.

Demokrasi ve Refah İçin Yeni Fırsatlar

Erdoğan, artık terörle değil kalkınma ve yatırım hamleleriyle anılmak isteyen bir Türkiye resmi çizdi. Silahların susmasının ve terörün sona ermesinin, milletin huzur ve refah içinde yaşaması için büyük bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Bu sürecin başarıyla yürütülebilmesi için tüm tarafların yapıcı yaklaşım göstermesi gerektiğini belirterek, 86 milyon vatandaşın bu kazanımın asıl sahibi olduğunu söyledi.

Siyasi Desteklere Teşekkür

Cumhurbaşkanı, konuşmasında siyasi uzlaşmanın önemine dikkat çekerek, sürece destek veren tüm siyasi aktörlere teşekkür etti.

Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ve sürece katkı sağlayan diğer parti temsilcilerine minnetlerini iletti.

Aynı zamanda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ve diğer muhalefet partilerinin yapıcı tutumlarını da takdirle karşıladığını ifade etti.

Diplomasi Trafiği ve Uluslararası Barış Çabaları

Türkiye’nin uluslararası alanda da barış ve istikrarın savunucusu olduğuna dikkat çeken Erdoğan, son dönemde yürütülen diplomatik temasların yoğunluğuna değindi.

Suudi Arabistan, Suriye, ABD gibi aktörlerle yapılan görüşmelere işaret eden Erdoğan, bölge barışının tesisi için çalıştıklarını ifade etti.

Trump ile olan görüşmesini aktaran Erdoğan, Gazze’deki insanlık dramının sona ermesi için de Trump’ın desteğine güvendiğini belirtti. Türkiye'nin, ateşi körükleyen değil söndüren bir ülke olarak küresel ölçekte güven kazandığını vurguladı.

Yerel Yönetimler ve Yeni Dönem Reformları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının önemli bir bölümünü ise yerel yönetimlerin durumuna ayırdı. Bazı belediyelerde verilen yetkilerin kötüye kullanıldığını, yolsuzlukların ayyuka çıktığını ifade eden Erdoğan, özellikle İstanbul’daki soruşturmalara dikkat çekti.

Bu yapının sadece İstanbul’la sınırlı kalmadığını, birçok belediyeyi kapsayan organize bir yapı haline geldiğini belirtti. Bu sebeple, yerel yönetim sisteminin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi.

Yeni bir belediye statüsünün oluşturulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, İl Özel İdaresi yapısının da gözden geçirilmesini önerdi.

Yerel yönetimlerde kayyum uygulamasının yeniden istisnai hale geleceğini ifade eden Cumhurbaşkanı, belediyelerin borç yükü altında ezildiğini ve bu yapının sürdürülemez hale geldiğini söyledi.

Ortak Akıl ve Reform Çağrısı

Sorunların çözümünün ortak akıl ile mümkün olacağını vurgulayan Erdoğan, bu süreçte parti farkı gözetmeksizin tüm taraflara çağrıda bulundu.

Reform sürecinin siyasi hesaplardan uzak, ülke menfaatine odaklı yürütülmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, "Bu çağrımızın hiçbir siyasi, adli gelişmeyle ilgisi yoktur," diyerek yaklaşımının samimi olduğunu vurguladı.

Yeni Dönemin Umudu

Cumhurbaşkanı, konuşmasını Türkiye’nin önünde açılan yeni dönemin umut vadeden bir süreç olduğuna vurgu yaparak bitirdi.

Gençler ve kadınların kalkınmanın öncüsü olacağını, ülkenin dört bir yanının yeni yatırımlarla şaha kalkacağını belirten Erdoğan, girişimcileri ülkenin bakir bölgelerine yatırım yapmaya davet etti.

Türkiye'nin sahip olduğu doğal ve beşerî kaynakların, turizm ve diğer sektörlerde değerlendirilerek ülkenin refahını artıracağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısındaki konuşması, hem iç politikada hem de uluslararası alanda önemli mesajlar içermektedir.

Terörle mücadelede yeni bir sayfanın açıldığı, demokrasinin güçlenmesi adına siyasi partiler arasında uzlaşmanın önemi ve yerel yönetim sisteminin yeniden yapılandırılması gerekliliği, konuşmanın ana başlıklarını oluşturdu.

Erdoğan, bu tarihi sürecin partiler üstü bir yaklaşımla yürütülmesini önererek, Türkiye'nin geleceğine dair umut dolu bir vizyon sundu.