Erdoğan'dan Beklenen Hamle: Onurlu Bir Yenilgi Kabul Edilirse Türkiye'nin Geleceği Nasıl Değişir?
Siyasetin nabzı yükseliyor! Ünlü gazeteci, Viktor Frankl'ın öğretileriyle güncel durumu mercek altına alıyor ve çarpıcı bir beklentiyi dile getiriyor. Bu makale, geleceğe dair tahminleriyle sizi koltuğunuza bağlayacak!
Medya dünyasının deneyimli isimlerinden Memduh Bayraktaroğlu, YouTube kanalındaki son yayınında, izleyicilerine Victor Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" adlı eserinden ilhamla, insan ruhunun en çaresiz anlarda dahi umut taşıyabileceğini anlattı. Bayraktaroğlu, bir psikiyatrist ve toplama kampı tutuklusu olan Frankl'ın yaşam mücadelesini, bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu karamsarlık ve umutsuzluk ortamına güçlü bir pencere açarak yorumladı. Kendisinin de Frankl gibi düşünenlerden olduğunu belirten Bayraktaroğlu, "Bu ülke bu yanlışlıklarla daha fazla gidemez ya birden çöker ekonomisi değil toplumsal olarak çöker bambaşka şeyler olur ya da merak etmeyin akil dürüst namuslu şerefli haziyetli siyasetçiler ve bürokratlar el ele vererek bu güzel ülkeyi Atatürk'ün söylediği şekilde sonsuza kadar ayakta tutarlar" diyerek umudunu yüksek sesle ifade etti. Mevcut siyasi iklimde muhalefetin kötümser, iktidarın ise "yalancı Polyanna" olduğunu iddia eden Bayraktaroğlu, kendi duruşunu yanlışlıkları göstererek ancak ülkenin geleceğine inancını koruyarak tanımladı. Bu ilham verici bakış açısıyla geleceğe dair çarpıcı analizlerin devam ettiğini görmek için okumaya devam edin.
Bayraktaroğlu, Frankl'ın en temel felsefelerinden birini vurgulayarak, "İnsanın her şey elinden alınabilir ancak bir şeyi alınamaz: her koşulda nasıl bir tavır sergileyeceğine karar verme özgürlüğü işte bu insanı insan yapan şeydir" sözleriyle, acı içinde bile anlam yaratabilmenin önemine değindi. Mutluluğun doğrudan aranmaması gerektiğini, zira mutluluğun anlamlı bir hayatın, çalışmanın veya ilişkinin bir yan ürünü olduğunu ifade eden Bayraktaroğlu, Frankl'ın "Hayattan ne beklediğimiz önemli değildir asıl soru hayatın bizden ne beklediğidir" şeklindeki vurucu cümlesinin altını çizdi. Günümüzün hız, rekabet ve boş vaatlerle dolu dijital dünyasında, dış onaya (beğeni, paylaşım, abone) bağımlı olmanın tehlikelerine dikkat çeken Bayraktaroğlu, kendisinin bu akıma kapılmadığını ve içsel memnuniyeti tercih ettiğini dile getirdi. Kendi deneyimleriyle sabitlediği bu duruşun, hayatın başımıza gelenlere değil, onlara verdiğimiz yanıtlarda anlam bulduğunu gösterdiğini belirtti, bu derinlemesine düşüncelerin siyasi yansımalarını anlamak için okumaya devam edin.
Memduh Bayraktaroğlu, kendi hayatından verdiği örneklerle, bir yakını kaybetme, adaletsizliğe uğrama, hastalıklarla boğuşma gibi zorluklar karşısında dahi yaşam sebebini bulmanın her şeye dayanma gücü verdiğini aktardı. Kendi eşiyle birlikte çok acı çektiklerini ancak çocuklarına bu acıları gizlemediklerini, aksine onların bu zorluklar içinde olgunlaştığını ve hatta kendilerinden daha akıllı olduklarını gururla ifade etti. Yaşadığı tecrübeleri paylaşmayı bir akıl verme çabası olarak görmediğini belirten Bayraktaroğlu, genç yaşta çok başarılı olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısıyla karşılaştığını ve düşer gibi olup tekrar toparlandığını anlattı. Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Recep Tayyip Erdoğan hükümetleriyle girdiği mücadeleler nedeniyle defalarca gazetelerden (Günaydın, Milliyet, Akşam, Tercüman) kovulduğunu, 23 yıldır ise Recep Tayyip Erdoğan'ın ve siyasal İslam'ın zihniyetiyle mücadele ettiğini açıkça belirtti. Ancak bu zorlu süreçte, başta Burak Atbay (Korkusuz ve Sözcü gazetelerinin sahibi) olmak üzere, Metin Yılmaz ve İsmail Yılmaz (Nefes Gazetesi sahipleri ve yöneticileri) gibi isimlerin desteğiyle başarılı olduğunu vurguladı. Bu etkileyici mücadelesinin ardındaki nihai mesajı öğrenmek için okumaya devam edin.
Bayraktaroğlu, yayınında izlenme rakamlarının düşmesi gibi dışsal faktörlere takılmadığını, zira Frankl'ın Nietzsche'den yaptığı "Yaşamak için bir nedeni olan her türlü acıya katlanabilir" alıntısını hatırlatarak, kendisinin yaşamak için çok nedeni olduğunu belirtti. Dünyalar iyisi bir sevgilisi ve iki evladı olduğunu söyleyen Bayraktaroğlu, ailesinin kendisine güç verdiğini ve tüm zorluklara katlanmasını sağladığını ifade etti. Dinleyicilerine zorlandıkları her anda kendilerine "Bu acıdan ne öğrenebilirim?", "Bu karanlığın içinden nasıl çıkabilirim?" ve "Hayat şu anda benden ne bekliyor?" sorularını sormalarını öğütleyen Bayraktaroğlu, Frankl'ın belirttiği gibi bazen hayatın bizden sadece onurlu bir yenilgiyi kabul etmemizi beklediğini vurguladı.
İşte bu noktada, Memduh Bayraktaroğlu, siyasi iktidara yönelik en çarpıcı beklentisini dile getirdi: "Canlarım eğer Erdoğan Ekrem İmamoğlu karşısında onurlu bir yenilgiyi kabul edebilseydi ve ülkeyi seçimlere götürebilseydi en azından Özgür Özel'in dediği gibi bu yangınlarda en çok en çok ihtiyaç duyduğumuz yangın söndürme uçaklarından tabii o kadarına ihtiyacımız yok ama ben kaybımızı göstermek için söyleyeceğim 3.000 yangın uçağımız olurdu" diyerek, bu kabulün ülkeye kazandıracaklarına dikkat çekti. Erdoğan'ın onurlu bir yenilgiyi kabul etmek yerine rakibini düşman gördüğünü ve devletin yargı gücünü kullanarak onu yolundan silmek istediğini eleştiren Bayraktaroğlu, kendi yaratıcısından tek bir dua isteğinde bulunduğunu belirtti: "Allah'ım Erdoğan'a onurlu bir yenilgiyi kabul edebilecek vicdanı nasip eyle ya Rabbim". Bu duanın kabul olacağına inandığını ifade eden Bayraktaroğlu, bu tür derinlemesine analizler ve geleceğe ışık tutan haberler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz dedi ve tüm takipçilerini sevgiyle selamlayarak yayınını sonlandırdı.