Erzurum'un Palandöken ilçesine bağlı Yunus Emre Mahallesi'nde yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan trajik bir olay, gönülleri bir kez daha derinden sarsıyor. Eşi tarafından bıçaklanarak acımasızca öldürülen 44 yaşındaki Kadriye B. ve genç kızı 20 yaşındaki Asude Helen B'nin cenazeleri, halkın gözyaşları arasında toprağa verildi.

Bu acı olayın yankıları sadece Erzurum ile sınırlı kalmadı; tüm ülke, kaybettiği iki can için yas tutuyor. Olayın ayrıntıları, toplumun her kesiminden tepkilere neden oldu. 46 yaşındaki Zülküf B. tarafından işlenen bu vahşet, aile içi şiddetin en karanlık yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Erzurum Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsi işlemlerinin ardından, anne ve kızının cenazeleri, duygusal bir törenle Müftü Solakzade Camisi'ne getirildi. Bu acı vedaya, ailenin yakınları, saygın siyasetçiler, yerel yöneticiler ve yürekleri yasla dolu vatandaşlar katıldı. AK Parti Erzurum Milletvekili Abdurrahim Fırat ve Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in de aralarında bulunduğu kalabalık, cenaze namazının ardından anne ve kızını, yan yana, Erzurum Asri Mezarlığı'nda ebediyete uğurladı.

Olayın ardından gözaltına alınan Zülküf B'nin, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra sağlık kontrolü için hastaneye, ardından da adliyeye sevk edildiği bilgisi alındı. Toplum, adaletin en ağır şekilde tecelli etmesini beklerken, bu olay, aile içi şiddetle mücadelede daha etkin önlemlerin alınması gerektiğinin altını bir kez daha çiziyor.

Bu trajedinin yarattığı derin üzüntü ve öfke, sadece bir ailenin değil, tüm bir toplumun yarası haline geldi. Kadriye B. ve Asude Helen B'nin hikayesi, şiddete karşı duruşumuzu gözden geçirmemiz ve kadına yönelik şiddetle mücadelenin sadece yasalarla değil, toplumsal bilinçle de desteklenmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Erzurum'da yaşanan bu acı olay, her birimizin vicdanında derin izler bıraktı. Kadriye ve Asude Helen'in anısına saygı, şiddetin her türlüsüne karşı birlikte mücadele etme kararlılığımızı güçlendirmeli. Onların hikayesi, unutulmamalı ve şiddete karşı sürdürülecek mücadelede bir dönüm noktası olmalıdır. Bu trajedinin tek bir canı daha kaybetmemek adına bir uyanış çağrısı olması en büyük temennimizdir.