Serdar Ortaç’ın kardeşinin H1N1 virüsü nedeni ile hayatını kaybetmesinin ardından insanlar, domuz gribi olarak bilenen bu virüse dair daha geniş çaplı araştırmalar yapmaya başladı. Halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsü, insanlar ve domuzlar tarafından bulaşan grip virüslerinin ortak bir türüdür. Domuz gribi, solunum yolu ile bulaşır ve enfekte olan bir kişinin öksürmesi, hapşırması ya da konuşurken mikropları havaya savurması sonucu diğer insanlara bulaşabilmektedir.

Bu bulaşma yollarının yanı sıra enfekte olmuş bir kişinin dokunduğu nesneden ya da bu nesnenin sorulmasından da domuz gribi yani, H1N1 bulaşabilmektedir. Domuz gribi teşhisin ardından ilk 48 saat oldukça önemlidir. Bu aşamada kişilerin bol su tüketimi ve C vitamini tüketimi arttırılmalıdır.

SEMPTOMLARA DİKKAT EDİN

Son zamanlarda sıklıkla duyulan domuz gribi yetişkinlerde kendisini; öksürük, ateş, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrısı, nefes darlığı, üşüme, titreme, ishal, mide, bulantısı, kusma, baş ağrısı ya da yorgunluk hissi gibi semptomlar ile göstermektedir. Çocuklarda ise domuz gribini semptomlarında; nefes alışverişlerinin hızının düzensizleşmesi ve nefes alıp vermede zorluk yaşanması, vücut sıcaklıklarında ani düşme ve vücutta morarmalar meydana gelmesi, sağlıklı bir şekilde beslenememe, huzursuzluk hissinin yaşanması ve yüksek ateş ile birlikte deride kaşıntı ve döküntünün meydana gelmesi yer almaktadır.

DOMUZ GRİBİNİN TEDAVİSİ

Domuz gribi tedavisinde ilk iki gün enfekte olmuş kişilerin su tüketiminin artırılması, C vitamini desteklerinin artırılması ve sebze tüketiminin arttırılması gerekmektedir. Domuz gribinin ilerlemesi, kişilerin hastaneye yatışını yapılmasını gerektirmektedir. Bu aşamada tedavi doktor kontrolünde devam eder. Kronik hastalığa sahip kişiler domuz gribini daha ağır bir şekilde geçirmektedir. Kronik hastalığı olan ve hastalığın da ağır geçtiği vakalarda ciğer infeksiyonu ve solunum yetmezliği gibi komplikasyonlar sonucu kişilerin hayatını kaybetmesi gözlemlenmektedir.