Halk Pazarda Dilim Karpuz Ararken, Şirketler Neden Batıyor?
Ekonomist Emre Şirin ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomik programını sert bir dille eleştirdi. Enflasyonun artacağı, işsizliğin rekor kırdığı ve şirket iflaslarının yaygınlaştığı...
Türkiye ekonomisi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in iyimser açıklamaları ile Ekonomist Emre Şirin ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe gibi isimlerin dile getirdiği sert gerçekler arasında sıkışıp kalmış durumda. Bakan Şimşek, piyasa katılımcıları anketine dayanarak 12 ay sonrası enflasyon beklentisinin yıllık bazda 7,2 puan düşerek %24,6'ya gerilediğini ve bu iyileşmenin dezenflasyon süreci açısından kritik önemde olduğunu vurgulasa da, sahada tablo bambaşka bir hikaye anlatıyor.
Tele1 kanalında konuşan Ekonomist Emre Şirin, Bakan Şimşek'in bu "pembe tablolar" çizmesini eleştirerek, "piyasa katılımcıları onlara katıldı, ama bir de bunun hane halkı tarafı var bir de reel kesim tarafı var, onlarda enflasyon beklentileri düşmüyor" ifadelerini kullandı. Şirin, "Türkiye'de enflasyon düşmeyecek daha da artacak" diyerek TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) kendi içinde "mucizeler yaratmayı sevdiğini" ve Bakan Şimşek ile "kol kola yeni mucizelere imza atabileceğini" iddia etti. Şirin, Bakan Şimşek'i "dilimle karpuzun satıldığı, taneyle kirazın satıldığı, askıda ekmek kampanyalarının yapıldığı" semt pazarlarına davet ederek, bu şartlar altında sürekli enflasyonun düşeceğinin söylenmesinin inandırıcılığı yok ettiğini belirtti. Daha fazla güncel haber için: https://www.avazturk.com
Ekonomik verilerin şeffaf bir şekilde ortaya konulmadığında hata üzerine hata yapılacağını vurgulayan Emre Şirin, Türkiye'nin cari açıkta artış, dış ticaret açığı, %33'lere varan geniş tanımlı işsizlik gibi ciddi sorunlarla boğuştuğunu dile getirdi. Ülkenin faize ciddi kaynak aktardığını belirten Şirin, "koca bir ülke çalışıp mutlu azınlığın faizini ödüyoruz" diyerek durumu özetledi. Aynı zamanda Türkiye'nin dünyanın en pahalı ülkesi haline geldiğini, insanların "her şeyin en kalitesizliğini, en gramaj olarak düşüğünü en pahalıya satın aldığını" ve toplumun yarısının açlık, önemli bir bölümünün ise yoksulluk sınırının altında yaşadığını ifade etti.
Şirin, sanayide kapasite kullanım oranlarının düştüğünü, ihracatın ithalatı karşılama oranının azaldığını, üretimin düştüğünü ve ihracat pazarlarının kaybedildiğini belirterek, "düşen tek şey alım gücü" tespitinde bulundu. Emre Şirin'e göre, hükümetin "program" dediği şey, "vergi al, enflasyonu düşük çıkar (TÜİK mucize yaratsın), düşük maaş ver, kuru baskıla, sıcak paraya kaynak aktar (faizle, KKM ile)" gibi adımlardan oluşuyor ve bu programın enflasyonu düşüremeyeceği gibi daha da artıracağını savunuyor. Ayrıca, doları baskılamanın maliyetinin serbest bırakmaktan çok daha yüksek olduğunu ve bu politikanın üretimi, turizmi, ihracatı ve beklentileri de bozduğunu söyledi. Daha fazla güncel haber için: https://www.avazturk.com
Ekonomist Şirin, Türkiye'nin gerçek anlamda toparlanabilmesi için Türk lirasının değer kaybı (devalüasyon) yaşaması, şeffaf enflasyon verileri açıklaması, net bir faiz politikası uygulaması, kamuda tasarrufa gitmesi ve daha büyük bir resesyonist etkiye girmesi gerektiğini ifade etti. Ancak tüm bunlardan daha da önemlisinin hukuk ve demokrasi alanı olduğunu, bu alanlarda temel oluşturulmadan atılacak adımların geçici etki yaratacağını ekledi. Nisan ayında "tarihi" seviyede bir portföy çıkışının yaşandığını ve bunun büyük kriz dönemlerinde bile görülmediğini belirten Şirin, Mehmet Şimşek'in dünya turu yapmaktan Türkiye'deki gerçekleri göremediğini, markete gitmesi, pazara çıkması, emekli ve asgari ücretlilerle konuşması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan, iktidara yakın bir isim olarak bilinen Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe'den de ekonomi programına yönelik sert eleştiriler geldi. Dünya Gazetesi'nden Nurdoğan Ergin'in haberine göre Gültepe, "Ekonomi programından memnun değiliz, program acilen hemen yarın revize edilmeli" dedi. Programdan memnun olanların "faizciler, tefeciler, ucuza mal kapatmak isteyenler" olduğunu belirten Gültepe, "yüksek faiz ve düşük kur politikası ihracatçıyı adeta boğuyor" ifadelerini kullandı. Konkordatolarda (iflas ertelemelerinde) "endişe verici bir artış" olduğunu ve Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü kaybettiğini dile getiren Gültepe, enflasyonun ancak üreterek düşeceğini, ancak mevcut koşullarda üretim yapamadıklarını belirtti. Daha fazla güncel haber için: https://www.avazturk.com
Emre Şirin, Mustafa Gültepe'nin bu tespitlerine katıldığını ancak bu açıklamaların daha önce yapılması gerektiğini ifade etti. Şirin, Merkez Bankası'nın politika faizini tabelada %46'da sabit tutsa bile, fonlama maliyetini %49'dan %46'ya çekerek fiili bir faiz indirimi yaptığını ve bunun işsizliğin %33'lere vardığı, firma iflaslarının arttığı bir ortamda kredi kanallarını açma ve seçici kredilerle birçok sektörü destekleme çabası olduğunu belirtti. KGF (Kredi Garanti Fonu) limitlerinin de artırılmasının beklendiğini ekleyen Şirin, "tabelayla uğraşmayın, faiz indirimi başladı" yorumunu yaptı.
Şirin, bu doları baskılama sevdasının ülkeyi şu anki duruma getirdiğini ve turizm sektöründe de Yunanistan'a göre çok pahalı olunduğu için ciddi sıkıntılar yaşandığını belirtti. İhracatçının işine yarayacak bir kur seviyesi verilebileceğini ve faizlerin düşürülebileceğini öngören Şirin, ancak bunun vatandaşın enflasyon problemini körükleyeceğini ve hak ettiği maaşların verilmeyeceğini dile getirdi. TÜİK'in açıkladığı "pembe tablo"ya karşın, İŞKUR kapılarında sıra bekleyen 13 milyon işsiz olduğunu, bu sayının Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını ve aralarında üniversite, yüksek lisans ve doktora mezunlarının da bulunduğunu vurguladı. Şirin, birçok insanın umudunu kaybederek ülkesini terk ettiğini, bunun bir "beyin göçü" olduğunu ve eğitime olan ilgiyi azalttığını, uzun vadeli büyük bir risk oluşturduğunu ifade etti. Daha fazla güncel haber için: https://www.avazturk.com
Ekonomist Emre Şirin, halkın günlük yaşamındaki zorlukları gözler önüne serdi: "pazarda 200 lira kilosu olan erik, 60 liralık domates, 100 liralık kayısı, tanesi 10 liraya satılan kiraz, ekmeğin, simitin geldiği seviye, çay içemeyen insanlar". Geçmişte rahatlıkla yenilen kuru fasulye, mercimek, pirinç gibi temel gıdaların bile lüks haline geldiğini, hatta sebze ve meyvenin dahi alınamadığını, et ve yumurtanın (200-300 lira) ulaşılamaz olduğunu belirtti. Şirin, Mehmet Şimşek'e, bir kahvehaneye gidip emeklilere ve asgari ücretlilere "harika yaşıyorsunuz, sizi de ezdirmedik" demesi çağrısında bulunarak, oradan nasıl bir tepki alacağını merak ettiğini söyledi. Türkiye ekonomisinin bu kısır döngüden çıkabilmesi için gerçeklerle yüzleşmenin ve halkın yaşadığı zorlukları göz ardı etmemenin kritik önem taşıdığı mesajı verildi.