Hitler’e stadyumu terk ettiren siyahi atlet
Adolf Hitler, 1936 yılında Berlin olimpiyatları düzenler. Amacı 'Nazi-Aryen' ırkının ne kadar başarılı olduğunu göstermektir. Fakat siyahi atlet Jesse Owens öyle olmadığını başarısıyla gösterdi.
Owens, 1913 yılında ABD- Alabama’da dünyaya geldi. Ailesi tarım işiyle uğraşıyordu ve maddi durumları iyi değildi. ABD’deki ırkçılıktan bıkan aile 1.5 milyon Afrika kökenli Amerikanla büyük göçe katıldı ve Kuzey ABD’ye göç etti. Marketlerde çalışan Jesse Owens, koşu sporuna ilgisi vardı. Fairmount okulunun koçu Charles Riley onu fark etti ve profesyonel sporcu olması için çalışmalara başladı.
Dünya’ya koşucu olarak geldi
İlk rekorunu liselerarası koşu yarışmasında kıran Owens, dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Cleveland Teknik Yüksekokulu’nda 100 yard (91 m) mesafeyi 9.4 saniyede koşarak dünya rekoru kırmış, 7.56 metrelik uzun atlama derecesiyle 1933 yılı Yüksek Okullar Arası Şampiyonasını kazanmıştı. Fakat ABD’nin her tarafında ırkçılık vardı. Başarılarının ardından bursu devam etmemişti. Siyahiler için yapılmış yurtta kalıyordu. Fakat bu olumsuzluklar Jesse’yi yıldırmamıştı. 1935 yılında Ulusal Atletizm Şampiyonasında üç dünya rekoru kırmıştı. Uzun atlamada kırdığı 8.13 m rekoru 5 yıl boyunca kendisine aitti. Engelli koşuyu da 22.6 saniyeyle dünya rekoru kırarak bitirmişti. Jesse Owens, bu başarılarıyla 1936 yılında düzenlenecek olan Berlin Olimpiyatlarında ABD’yi temsil etmeye hak kazanmıştı.
Hitler stadyumu terk etti
1936 Olimpiyatları Hitler için propaganda imkânı olmuştu. Buradan dünyaya Nazi- Aryen ırkının ne kadar başarılı olduğunu göstermiş olacaktı.
Herkesin gözü Jesse Owens’ın üzerindeydi. Onun için artık bir onur mücadelesi haline gelmişti. 100, 200, 4x100 maratonda ve uzun atlamada ülkesi adına madalya mücadelesi verecekti. 3 Ağustos 1936’da 100 m finalleri koşuluyordu.
Owens, beklendiği gibi diğer yarışçılara fark atarak 10,3 dereceyle altın madalya kazanıyordu. Asıl olay bundan sonra başlıyordu. Siyahi bir sporcunun altın madalya kazanması Hitler’in zoruna gidiyordu. Ödül töreni yapılmadan stadyumu terk ediyordu. Owens, 200 ve 4x100’de de altın madalya kazanınca Hitler stadyumu terk ediyordu.
Owens ve Luz Long’un kardeşliği
Jesse Owens, uzun atlamada rakibi Luz Long’a karşı yarışacaktı. Hitler ise Long’un altın madalyayı kazanacağından emindi. Tarihler 4 Ağustos 1936’yı gösterdiğinde yarışma başlamadan Long, rakibi Owens’a yakınlık kurmaya başlamıştı. Bu hareket Hitler’in anlayışına aykırıydı. Yarışma bittiğinde Jesse, 8,05 dereceyle Luz Long’u yenerek altın madalyanın sahibi olmuştu. Ve Owens’i ilk tebrik eden de Long oldu. Hitler’in olduğu yerde cesaret isteyen bir iş yapmıştı. Bu sefer Hitler stadyumu terk etmemişti. Jesse Owens, bunu fırsat bilerek Hitler’in önünden geçip el salladı. Bu selama Hitler de Nazi selamıyla karşılık vermişti.
Bu yarışma sonunda Luz Long ve Jesse Owens için işler iyi gitmedi. 1939 yılında İkinci Dünya Savaşıyla birlikte Long askere alındı. Ve en zor cephelere gönderildi. Son olarak da müttefiklerin Sicilya’yı işgal etmesiyle hayatını kaybetti.
4 altın madalya kazanan Owens için de durum farklı olmadı. Hayatı adeta zindana dönmüştü. Ülkesine döndüğünde tam bir milyon kişi tarafından karşılandı. Ama Beyaz Saray onu kabul etmedi. Olimpiyatlarda ülkesini temsilen altın madalyalar kazanmıştı ama beyazlar ile aynı otobüse binemiyordu. Sonunda Ford şirketi Afrika kökenli işçileri temsil etmesi için işe aldı. Rekorları tam 25 sene kırılamamıştı. Jesse Owens 1980 yılında 66 yaşındayken hayatını kaybetti.( Owens’ı anlatan 2016 yapımlı “Race”(Rüzgarın Oğlu) adında bir film de bulunuyor.)
AVAZTURK - Muhammed Yenigül