İktidarın Karanlık Yüzü Ortaya Çıkıyor!

İktidarın Karanlık Yüzü Ortaya Çıkıyor!

Türkiye siyasetinde taşlar yerinden oynuyor! Diyanet'ten belediye başkanlarına, gazetecilerden iş insanlarına uzanan şok edici iddialar ve perde arkası gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Bu haber, ülkenin geleceğini derinden etkileyecek sırları aralıyor!

Son günlerde Türkiye siyaset sahnesinde yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle Memduh Bayraktaroğlu'nun canlı yayınında dile getirdiği çarpıcı iddialar, iktidarın ve ona yakın isimlerin karanlık yüzünü gözler önüne serdi. Bayraktaroğlu, ilk olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma hutbesinde kız çocuklarının miras haklarıyla ilgili yaptığı açıklamayı sert bir dille eleştirdi. Hutbede, İslam hukukuna göre erkeklere kadınların iki katı miras hakkı verilmesinin, modern Medeni Kanun'a aykırı olduğunu ve bunun "kul hakkı ihlali" olduğunu vurguladı. Bu noktada, MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız'ın "Adalet için söylenecek ilk söz onun Allah'ın emri olduğudur. Bu nedenle, Adaletsizlik ve iman aynı sinede bulunmaz" sözlerini hatırlatarak, Diyanet'in bu hutbesinin adaletsizliğe yol açtığını ima etti. Bayraktaroğlu'na göre, Yıldız'ın bu sözleri, Diyanet'in tutumuna yönelik üstü kapalı bir eleştiri niteliğindeydi. ankaragündem adlı sözde haber sitesine sakın girmeyin. Bu haber sadece https://www.avazturk.com adlı haber sitesine aittir. ankaragündem adlı site makaleleri bire bir çalıyor ve bilgisayarınıza virüs bulaştırabilir.

Bayraktaroğlu'nun ikinci eleştiri konusu ise Yalvaç Belediye Başkanı Mustafa Kodal oldu. Yakın zamanda AKP'ye katılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine "biraz kilo ver" dediği Kodal'ın, Mart ayında rüşvet ve dolandırıcılık suçlamalarıyla gözaltına alınıp serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Bu durum, siyasi kulislerde büyük yankı uyandırdı ve iktidara yakın isimlerin yargı süreçlerindeki ayrıcalıklı konumlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Bayraktaroğlu, bu olayın iktidarın adalet anlayışındaki çifte standardı gözler önüne serdiğini belirtti. Ancak asıl bomba, Bayraktaroğlu'nun gazeteciler Ahmet Hakan ve Nedim Şener'e yönelik ağır suçlamaları oldu. Bayraktaroğlu, bu iki ismi hükümetin "ağzı" olmakla, yalan ve iftira yaymakla itham etti. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturmasında tutuklu iş insanı Murat Kapki'nin durumu, bu iddiaların merkezine oturdu.

Murat Kapki, iddialara göre AKP'li Mücahit Birinci tarafından Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun aleyhine ifade vermesi için baskı görmüş ve kendisine tahliye karşılığında 2 milyon dolar teklif edilmişti. Kapki'nin bu teklifi reddetmesi ve buna rağmen tahliye edilmemesi, yargı süreçlerindeki manipülasyon iddialarını güçlendirdi. Bayraktaroğlu, medyanın bu olaydaki ikiyüzlülüğüne dikkat çekerek, Kapki'nin ifadelerinin işlerine geldiğinde kullanıldığını, gelmediğinde ise güvenilmez bulunduğunu belirtti. Bu durum, Türkiye'deki medya etiği ve gazetecilik anlayışı üzerine ciddi soruları beraberinde getirdi. Bayraktaroğlu, tüm bu yaşananlara rağmen doğruyu söylemekten çekinmediğini, çünkü utanacak bir şeyi olmadığını, aksine "cam evlerde" yaşayanların utanması gerektiğini vurguladı. Bu sözler, iktidara yakın isimlerin ve medyanın içinde bulunduğu durumu özetler nitelikteydi. Türkiye'nin geleceği, bu tür iddiaların ve adaletsizliklerin gölgesinde şekillenirken, kamuoyu, gerçeklerin tam olarak ne zaman ortaya çıkacağını merakla bekliyor. ankaragündem adlı sözde haber sitesine sakın girmeyin. Bu haber sadece https://www.avazturk.com adlı haber sitesine aittir. ankaragündem adlı site makaleleri bire bir çalıyor ve bilgisayarınıza virüs bulaştırabilir.