İmamoğlu Soruşturmasında Şok Hamle: Demirtaş'tan Kritik Mesaj, Savcı Gürlek'e Ağır İddialar!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) üzerindeki soruşturma siyaset sahnesini derinden sarsıyor! CHP lideri Özgür Özel'den Başsavcı Akın Gürlek'e yönelik akıl almaz ithamlar gelirken, cezaevinden Selahattin Demirtaş'ın İmamoğlu davasına ilişkin kritik...
Türkiye siyaseti, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) üzerinde süren ve kamuoyunun nefesini tutarak izlediği soruşturmalarla adeta nefes kesen bir gerilim yaşıyor. Meclis kulislerinden sokaklara yansıyan tartışmalar, ekonomideki zorluklar ve partiler arası keskin kutuplaşmalarla birlikte, bu hukuki süreçlerin siyasi sonuçları merakla bekleniyor. İktidar ve muhalefet arasındaki diyalog, sıklıkla gergin anlara sahne olurken, yaşanan son gelişmeler, bu gerilimin yeni ve beklenmedik bir boyuta taşındığını gösteriyor. Tüm bu gelişmelerin arka planında, İstanbul'un yönetimini ve siyasi dengeleri derinden etkileyecek sarsıcı iddialar ve çağrılar peş peşe geliyor.
Ülke gündemini meşgul eden bir başka önemli konu ise Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) paketi oldu. Meclis'e sunulan yeni teklifle, motorin ve benzinli otomobillerde uygulanan en düşük ÖTV oranı yüzde 45'ten yüzde 80'e çıkarılırken, muhalefet bu karara sert tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kürsüden elinde bir bidon ve pet şişeyle çıkarak, iktidarın akaryakıt zamlarını önemsemeyen bir kitleyi eleştirdi. Özel, "50 lira verdin mi 1 litre mazot alamıyorsun tek adam rejiminin geldiği nokta bu" diyerek, yaşanan ekonomik sıkıntıların ve çatışmaların mevcut "tek adam rejiminin" sonuçları olduğunu vurguladı. Bu çıkış, iktidarın ekonomik politikalarına yönelik eleştirileri siyasi sisteme bağlayarak genel bir muhalefet çizgisini ortaya koydu.
Ancak, siyasi tansiyonu zirveye taşıyan asıl gelişme, İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinde yürütülen ciddi soruşturma ve CHP lideri Özgür Özel'in bu soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sansasyonel iddiaları oldu. Özgür Özel, daha önce "çok sert kayaya çarptın oğlum" diyerek Gürlek'e meydan okuduğunu hatırlatırken, bu kez daha somut ithamlarda bulundu. Özel, 2019'dan önce, yani İstanbul'un CHP'ye geçmesinden önce, AK Parti döneminde Akın Gürlek'e bir araç kiralandığını veya tahsis edildiğini ileri sürdü. Özgür Özel, Akın Gürlek'in bu iddiayı inkar etmesi halinde belgeleri açıklayacağını belirterek "kamu zararının kendisi sizsiniz" dedi. Dahası, Özel, bir savcı olan Akın Gürlek'in "87 yıl boyunca alacağı bütün maaşları harcamayıp biriktirip verse alabileceği bir lüks yatla da gezdiğini biliyorum" ifadelerini kullandı. Bir savcı ile siyasi parti liderinin böylesine karşı karşıya gelmesinin normal hukuk düzeninde mümkün olmadığını belirten Özel, hukukun üstünlüğünün bir an evvel sağlanması çağrısında bulundu. İstanbul'daki bu tür derinlemesine hukuki ve siyasi krizleri anlamak ve benzeri gelişmeleri takip etmek için https://www.avazturk.com gibi güvenilir haber kaynaklarını düzenli olarak incelemek, kamuoyunun doğru bilgiye erişimi açısından büyük önem taşımaktadır.
Özgür Özel'in bu çıkışlarının hemen ardından, cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan da "hukukun üstünlüğü" çağrısı geldi. Demirtaş, "hamaset değil cesaret zamanı" diyerek beklentilerini sıraladı ve siyaset kulislerinde Ekrem İmamoğlu'nun serbest kalması ya da tutuksuz yargılanması için Demirtaş'ın devreye girmiş olabileceği soruları dolaşmaya başladı. Geçmişte İBB'ye kayyum atanmayacak çünkü Sırrı Süreyya Önder'in devreye girdiği haberlerinin doğrulandığı, ancak kayyumdan "beter olaylar" yaşandığı ve terör soruşturmasının düştüğü hatırlatıldığında, Demirtaş'ın potansiyel etkisi daha da belirginleşiyor. Demirtaş, 19 Mart operasyonuyla (Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınıp tutuklanması) ilgili ilk kez mesaj vererek, "iç cepheyi güçlendirme amacına da adalet duygusunun gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyasi görünümlü yargı tacizlerine kesinlikle son verilmelidir" dedi. Ayrıca, "ortada bir suç isnadı varsa bunun tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorgulanmayacak başsavcılar, savcılar, yargıçlar eliyle yürütülmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir, tahliyeler sağlanmalıdır" ifadeleriyle adeta bir manifesto yayımladı. Bu çağrının, hükümetin "terörsüz Türkiye" sürecinin tamamlanmasını istemesi nedeniyle karşılık bulabileceği konuşuluyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin de daha önce "tutuksuz yargılanma esastır" gibi bir ifade kullanmış olması, Demirtaş'ın bu çağrısına siyasi zemin yaratıp yaratmayacağı sorusunu gündeme getirdi.
Bu gelişmelerin yanı sıra, "terörsüz Türkiye" süreci ve DEM Parti'nin siyasi pozisyonu da tartışılmaya devam ediyor. Abdullah Öcalan'ın "DEM Parti Türkiye Partisi olsun, siyasette daha aktif olsun, yüzde 20'yi geçer" çağrısı, DEM Parti'nin siyasetin merkezine çekildiği yönünde yorumlara neden oldu. DEM Eş Genel Başkanlarının Ekrem İmamoğlu'nu Silivri'de ziyaret edecek olması ve iktidar kulislerinde İmamoğlu iddianamesinin yeni yılla beraber görülebileceği ancak şu an için tutuksuz yargılama gelişmesi olmadığı belirtilmesi, siyasi baskının ve hukuki sürecin iç içe geçtiğini gösteriyor. Ümit Özdağ gibi isimlerin PKK ile müzakereye karşı çıkarak "terörsüz Türkiye evet ama PKK'yla müzakere edilmez" demesi de, ülkenin siyasi dengelerinin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerindeki soruşturma, sadece bir yolsuzluk davası olmaktan çıkmış, Türkiye'deki siyasi güç mücadelelerinin ve beklenmedik ittifakların merkezine oturmuştur. CHP lideri Özgür Özel'in savcı Akın Gürlek'e yönelik eşi benzeri görülmemiş ithamları, yargının bağımsızlığına dair ciddi soru işaretleri yaratırken, cezaevinden Selahattin Demirtaş'ın Ekrem İmamoğlu'nun yargı süreciyle ilgili yaptığı net "tahliye" çağrısı, siyasi denklemi tamamen değiştirme potansiyeli taşımaktadır. Bu süreçte gözler, yalnızca hukuki kararların değil, aynı zamanda siyaset sahnesindeki gizli anlaşmaların ve beklenmedik manevraların ortaya çıkaracağı, İstanbul'un ve Türkiye siyasetinin geleceğini şekillendirecek asıl karara çevrilmiştir. Adalet arayışı ile siyasi hesaplaşmaların iç içe geçtiği bu gerilim, her an yeni bir şok gelişmeyle tüm ülkeyi derinden sarsmaya hazır bir bomba gibi beklemektedir.