Kamu İşçilerinin Öfkesi Sınır Tanımıyor: Grev Davulları Çalmaya Başladı!
Türkiye'nin dört bir yanındaki kamu işçileri, maaş zammı teklifini reddederek tarihi bir direniş başlattı. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'ın kararlı duruşuyla yükselen gerilim, 600.000 işçiyi ilgilendiren grev kararının eşiğinde. Beklenmedik protesto
Türkiye, nefesini tutmuş, yaklaşan büyük bir işçi hareketliliğini izliyor. Kamu işçilerinin aylardır süren ve hayati önem taşıyan zam pazarlığı, tansiyonu en üst seviyeye çıkardı. Yetersiz bulunan zam teklifi karşısında öfkelenen sendikalar ve işçiler, eşi benzeri görülmemiş bir kararlılıkla Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne yürüdü. Bu protesto, sadece bir yürüyüşten çok daha fazlası; ülkenin dört bir yanındaki 600.000 kamu işçisinin "yeter artık" çığlığıydı. İşçilerin ortak sesi, "denizaltı yapacaksın, uçak yapacaksın, iletişimde varsın, enerjide varsın, ülkenin her alanında varsın" diyerek emeklerinin değerinin anlaşılamadığına isyan ediyordu.
Yürüyüşün ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde kritik bir açıklama geldi. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, işçilere hitap ederken sesi kararlılıkla yankılanıyordu. Kamu işçilerinin ortalama ücretinin 35.000 TL olduğunu belirten Atalay, bu rakamı "ayıptır, günahtır, yazıktır" sözleriyle sertçe eleştirdi. Atalay'ın konuşması, salonda ve bakanlık önündeki kalabalıkta büyük yankı buldu. "Grev kararı alacağız, noksansız uyarı haberiniz olsun!" diyerek işveren tarafına net bir mesaj verdi. Bu sözlerin ardından yaşananlar ise Türk çalışma tarihinde nadir görülen bir sahneye dönüştü: İşçiler, bakanlık binasının kapılarına baretlerini astılar. Bu sembolik eylem, emeğin kutsallığını ve işçilerin maruz kaldığı haksızlığı vurgulayan çarpıcı bir protestoydu.
İşçi tarafı, işverenin 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 16, sonraki altışar aylık dilimler için yüzde 20'lik zam teklifini kesinlikle yeterli bulmadı ve reddetti. Bu teklif, kamu işçilerinin yaşam standartlarını yükseltme beklentilerinin çok altında kaldı. Pazarlıklar hızla devam ederken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kuracağı bir komisyonun kamu işçisinin yan haklarına ilişkin talepleri değerlendirecek olması, umutları az da olsa diri tutuyor gibi görünse de, işçilerin asıl gözü kulağı işverenin sunacağı ikinci teklifte. Türkiye'nin gündemini yakından takip edenler için bu gelişmelerin tam analizini bulmak adına https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Herkesin merak ettiği asıl soru ise şu: İşveren, kamu işçisinin taleplerine ne kadar yaklaşabilecek?
Şimdiye kadar sunulan tekliflerin yetersizliği ve yaşanan hayal kırıklığı, işçileri geri dönülmez bir yola itmiş durumda. Kamu işçisinin gözü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kuracağı komisyonun değerlendirmelerinde ve işverenin yapacağı ikinci teklifte olsa da, en büyük gelişme kulislerde değil, doğrudan işçilerin kendi kararlarında yatıyor.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı önündeki tarihi açıklamasında duyurduğu gibi: Kongre salonunda önümüzdeki hafta ve daha sonraki hafta için eylem planı açıklanacak ve bunun hemen ardından "grev kararı alacağız, noksansız uyarız haberiniz olsun" dedi. Atalay'ın sözleriyle, yaklaşık 600.000 kamu işçisini ilgilendiren bu zam pazarlığında, artık geri sayım başladı! Genel Başkan Atalay, "En geç Temmuzun başında kararı almak durumundayız" diyerek takvimi de netleştirdi. Haziran ayının sonunda Demiryol-İş, Karayolları, madenciler ve Makine Kimya gibi bazı sendikalarımızın grev kararı almak zorunda kalacağı, ve bu kararın hemen akabinde, buradaki sendikaların tamamının 15 gün içinde grev kararı almak mecburiyetinde kalacağı açıklandı. Türkiye, kamu işçisinin kaderini belirleyecek, ülke genelinde büyük yankı uyandıracak ve tarihi değiştirebilecek dev bir grev dalgasının eşiğinde duruyor!