Türk siyasetinde taşlar yerinden oynuyor! Kamuoyunun nabzını tutan son anket sonuçları, siyaset arenasındaki dengeleri derinden sarsacak cinsten verilerle dolu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Silivri çıkışında bahsettiği ve CHP tarihinde ilk kez %40 psikolojik sınırını aştıklarını belirttiği o kritik araştırma ve Ankara Araştırma'nın (AnkarAR) kamuoyuyla paylaştığı diğer çarpıcı veriler, gelecek seçimlere dair önemli ipuçları sunuyor. Bu nefes kesen haber makalesi, siyasetin bilinmeyen dehlizlerine ışık tutarken, mevcut iktidarın ve muhalefetin geleceğini şekillendirecek detayları tek tek ele alacak. Okumaya devam ettikçe, Türkiye'nin siyasi haritasının nasıl yeniden çizildiğine şahit olacaksınız.

Öncelikle Özgür Özel'in bahsettiği, Toplumsal Etki Araştırmaları'nın (TAM Araştırma) verilerine bir göz atalım. Halihazırda İzmir Cezaevi'nde tutuklu yargılanan Mehmet Ali Çalışkan'ın kurucusu olduğu bu şirketin verilerine göre, bir önceki ay AK Parti %28,4, CHP ise %33,1 seviyesindeyken, kararsızların %18 gibi yüksek bir oranda olduğu görülüyordu. Ancak kararsızlar dağıtıldığında ortaya çıkan tablo, CHP açısından tarihi bir başarıya işaret ediyor: Cumhuriyet Halk Partisi, uzun süredir ilk defa %40,4 ile Türkiye'nin birinci partisi konumuna yükseliyor! Aynı dağılımda AK Parti ise %34,6'da kalıyor. Bu veri, Özgür Özel'in kamuoyuna duyurduğu ve gündeme bomba gibi düşen araştırma sonucu olarak kayıtlara geçti.

Peki, Ankara Araştırma'nın (AnkarAR) verileri ne söylüyor? Kamuoyunun en çok merak ettiği sorulardan biri olan "Recep Tayyip Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmalı mıdır?" sorusuna verilen yanıtlar, Türkiye siyaseti için oldukça düşündürücü ve hatta Fatih Altaylı'nın Silivri Cezaevi'ne gönderilmesine neden olan yorumların temelini oluşturuyor. AnkarAR'ın bu soruya verdiği cevabı yorumlarken tarihten örnekler veren Altaylı'nın yaşadığı durum, sorunun hassasiyetini gözler önüne seriyor. Toplumun ezici bir çoğunluğu, %57,7'si "Hayır, olmamalıdır" diyor. Bu konuda daha fazla bilgi ve analize ulaşmak için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Parti kırılımlarına baktığımızda ise sonuçlar daha da ilginçleşiyor. AK Partili seçmenin %7,5'i bile Erdoğan'ın yeniden aday olmaması gerektiğini belirtirken, MHP'li seçmenin %10,2'si de bu görüşe katılıyor. İYİ Parti seçmeninin tam %85'i "Hayır, olmamalıdır" derken, belki de en çarpıcı veri DEM Parti'den geliyor: Çözüm süreci yürütüldüğü iddia edilmesine rağmen, DEM Parti seçmeninin yaklaşık %73'ü (%72,9) Erdoğan'ın bir dönem daha aday olmaması gerektiğini düşünüyor. Bu oranlar, siyasi ittifakların ve seçmen eğilimlerinin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor.

AnkarAR'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olası aday eşleşmelerine dair yaptığı araştırmalar da oldukça dikkat çekici. Ekrem İmamoğlu ile Recep Tayyip Erdoğan karşı karşıya geldiğinde, İmamoğlu'nun %42,1 oy alırken, Erdoğan'ın %30,33'te kaldığı belirtiliyor. Daha da önemlisi, AK Parti seçmeninin %3,7'si İmamoğlu'na oy vereceğini ifade ederken, DEM Parti seçmeninin %31,3'ü de İmamoğlu'nu destekleyeceğini söylüyor. Mansur Yavaş ile Erdoğan arasındaki karşılaştırmada ise Yavaş %47, Erdoğan %32,2 seviyesinde bulunuyor. Kararsızlar dağıtıldığında Mansur Yavaş %59,4'e ulaşırken, Erdoğan %40,6'da kalıyor. Bu senaryoda AK Parti seçmeninin %8,3'ü Mansur Yavaş'a oy vereceğini açıklarken, DEM Parti seçmeninin %28,5'i de Yavaş'ı tercih edeceğini belirtiyor. Ekrem İmamoğlu'nun benzer karşılaştırmasında ise İmamoğlu %48,3 ile Erdoğan'ın üzerinde çıkıyor ve dağıtılmış oylarla %58,6 gibi çok açık ara bir farkla öne geçiyor. Her iki isim de, hem Mansur Yavaş hem de Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'ı yeniyor gözüküyor. Özellikle DEM Parti seçmeninin %75'i Ekrem İmamoğlu'na oy vereceğini ifade ediyor.

Son olarak, "Yarın milletvekili genel seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz?" sorusuna AnkarAR'ın verdiği yanıtlar ise TAM Araştırma'dan farklı bir tablo çiziyor. Kararsızlar dağıtılmadan CHP %26,8, AK Parti %22,8 olarak görülüyor. Kararsızlar dağıtıldığında ise CHP %34,6 bulurken, AK Parti %29,4 olarak karşımıza çıkıyor. Bu veri, Özgür Özel'in bahsettiği %40'lık oranın AnkarAR verilerinde olmadığını gösteriyor, ancak yine de CHP'nin birinci parti konumunu koruduğunu işaret ediyor.

Bu anket sonuçları, Türkiye siyasetinde derinlemesine bir dönüşümün eşiğinde olduğumuzu gösteriyor. Seçmenlerin sadece parti aidiyetlerine değil, aynı zamanda adayların kişisel performanslarına ve geleceğe dair beklentilerine göre hareket ettiği açıkça ortaya çıkıyor. Özellikle iktidar partisi tabanındaki belli oranda erime ve DEM Parti seçmeninin muhalif adaylara olan yüksek desteği, önümüzdeki seçimlerin tahmin edilenden çok daha çetin geçeceğinin ve siyasi arenada dengelerin nasıl değişebileceğinin en büyük sinyali niteliğinde. Türkiye, siyasi tarihinde belki de en kritik dönemlerden birine doğru hızla ilerliyor ve bu anketler, fırtına öncesi sessizliği değil, bizzat fırtınanın ta kendisini haber veriyor olabilir!