Kur Korumalı Mevduata Yeni Karşılık Hamlesi: Piyasalar ve Bankalar Nasıl Etkilenecek?

Kur Korumalı Mevduata Yeni Karşılık Hamlesi: Piyasalar ve Bankalar Nasıl Etkilenecek?

Kur korumalı mevduata ilişkin yeni bir karşılık hamlesi geldi. Bu hamle piyasalara ve bankacılık sektörüne nasıl etki edecek? İşte detaylar.

Perşembe gününe yeni bir düzenleme ile uyandık. Kur korumalı mevduata (KKM) ilişkin bir karşılık hamlesi daha geldi. Daha öncesinde başlayan KKM’yi azaltıcı önlemler çerçevesinde bu sefer de 6 aya kadar olan vadelerde karşılık oranı 10 puan artırılarak 15’ten 25’e çıkarıldı. Bu da piyasada oluşan fazla likiditenin çekilmesi yönündeki adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Yani ilave 300 milyar TL’ye yakın bir likiditenin piyasadan çekilmesi hedefleniyor. Ve bu sıkılaştırma anlamına geliyor. Peki bu piyasalara nasıl etki eder?

Kurun Yükselişi Durmuyor

Öncelikle şunu söyleyelim: Ekonomi yönetimi döviz kurlarının yükselişini durdurmakta çok zorlanıyorlar. Bugün yine ABD dolar kurunun 27,47’leri gördüğünü ve sonrasında gevşediğini görüyoruz kısa süreli olarak ve şu anda 26,94’lerde seyrediyor. Dün borsada bir satış dalgası vardı. Endeks bazında olduğu kadar hisse bazında da ciddi satışları görmüştük. Ama asıl problem hep konuştuğumuz gibi ve ekonominin önünde kimi çekilmiş el bombası gibi duran problem; kur korumalı mevduat!

Bankalar Üzerindeki Baskı Artacak

Şimdi buralarda hem yüksek 750 baz puanlık politika faizi artışıyla mevduat faizleri yukarı itilmişti. Bankalar üzerindeki baskı artıyor. Daha önceki düzenlemelere baktığımızda bankalara 2 tane sopa gösterilmişti. Neydi bu? Döviz mevduatlarına olan karşılık kısa vadede %29’a çekilmişti. Bununla birlikte yine hedefler tutmaması halinde devlet iç borçlanma senetleri ile ilgili bir karar da vardı. Bu da başka bir adım.

Kredi Faizleri Çok Daha Yukarılara Çıkacak

Tabii buradan bakınca şöyle bir kötü haber var: Bankalar mevduat faizlerini arttırmaya devam edecekler. Bu kredi maliyetlerinin artması anlamına geliyor. Ticari işletmeler özellikle hem finansman erişimde çok zorlanmaya devam edecekler hem de yüksek maliyetle finansmana erişebilenler kredi bulabilecekler. Bu da yine çarşı-pazarın enflasyonuna yukarı yönde etki etmeye devam edecek. Bu, ticari hayatı iç talep açısından zorlaştıracak ki zaten biliyorsunuz bugüne kadar tüketici kredileri, kredili mevduat hesapları, kredi kartları ile alakalı vurgularını hatırlayın; Mehmet Şimşek’in, Gaye Erkan’ın, iç talebi kısma yönündeki açıklamalarını. Bu daha da büyük bir sorun haline dönüştürecek bu son alınan karar. Yani burada daha da koşullar sıkılaşacak, daha da zorlaşacak ve kredi maliyetleri çok yükseğe çıkacak.

Parası olan alışveriş yapıyor gibi bir yaklaşım var ama insanların kendini döndürebileceği bir yapı; kredi kartı, tüketici kredileridir. Ama maalesef şu anda hani ilave alışveriş yapalım, talebimizi öne çekelimden ziyade insanlar kendini buralarla döndürüyorlar. Ne yapıyor? Bir bankadan kredi alıyor öbür tarafı kapatıyor. Bir bankadan kredi mevduat hesabını kullanıp başka tarafı ödüyor ya da kredi kartlarından da taksitlerle bu işi çözmeye çalışıyor. Yani Mehmet Şimşek, Gaye Erkan ve ekiplerinin attığı tüm adımlar vatandaşın ekonomik koşullarını daha da zorlaştırıyor. Sadece vatandaşı bireyler olarak mı zorlaştırıyor? Hayır. Türkiye’de iç talebe dönük üretim yapan, ticaret yapan firmaların da koşullarını gün geçtikçe zorlaştıracak.

Bankacılık Hisseleri Neden Yükseldi?

Şimdi buradan bankalara gelelim. Yani daha önceki faiz artışlarıyla birlikte bu KKM sinyalleri ile birlikte benim çok anlamlandıramadığım ama piyasada bazı uzmanların “Ya bankalar için bu çok iyi” dediği bir süreç başlamıştır ve bankacılık hisseleri de çok yukarı gidiyordu. Ama benim anlamlandıramadığım kısmı da şu: Evet arkadaş, bankalar üzerindeki baskı azaltılırsa mevduat faizleri ve kredi faizleri yukarıda dengelenirse kar marjlarını kendileri belirlerlerse bu karlılıklar açısından pozitif gibi ilk bakışta görünüyor fakat sıkıntı şu; bir ekonomik koşullardaki belirsizlik nedeniyle zaten bankalar kredi vermek istemiyor.

Bankaların elinde sadece mevduat faizi ödeyecekleri ve kar marjlarını koruyacakları bir yapı kalacak. Bu da bankacılık sektörünün büyümesini engelleyecek. Bankacılık sektörünün büyümesi engellenirse de ekonominin büyümesi engellenir. Çünkü bankacılık sektörü ekonominin kan dolaşım sistemidir. Eğer kan dolaşım sistemi bozulursa ekonomide de ciddi sorunlar yaşanır.

Hisselere Girmek Riskli Olabilir!

Bu nedenle bankacılık hisselerinin yükselişi bana çok mantıklı gelmiyor. Bence bu bir balon olabilir. Çünkü bankacılık sektörünün önünde çok ciddi riskler var. Hem kur riski hem de ekonomik aktivite riski var. Bu risklerin nasıl yönetileceği konusunda da henüz net bir strateji görmedik.

Bu yüzden ben bankacılık hisselerine temkinli yaklaşıyorum. Bence bu hisselerdeki yükselişi satış fırsatı olarak değerlendirmek gerekebilir. Çünkü ilerleyen günlerde piyasalarda daha fazla dalgalanma ve belirsizlik olabilir. Bu da bankacılık hisselerinin değer kaybetmesine neden olabilir. Bu nedenle bankacılık hisselerine yatırım yapmak isteyenlerin çok dikkatli olması gerekiyor. Bankacılık sektörünün geleceği hakkında daha net bir görüş oluşmadan bu hisselere girmek riskli olabilir.