Kur Savaşları Alevleniyor, Altın Küresel Kaosla Yükseliyor, Borsada Alarm Zilleri Çalıyor

Kur Savaşları Alevleniyor, Altın Küresel Kaosla Yükseliyor, Borsada Alarm Zilleri Çalıyor

Merkez Bankası ile piyasa arasındaki döviz savaşları derinleşirken, jeopolitik gerilimler altını zirveye taşıyor. JP Morgan'dan Borsa İstanbul uyarısı gelirken, Bayram Başaran mevcut ekonomik tabloyu ve gelecek beklentilerini tüm detaylarıyla anlattı...

Küresel ekonomide ve Türkiye'de yaşanan hareketlilikler, uzmanların dikkat çekici analizleriyle mercek altına alınıyor. Özellikle döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar, altının yükselişi ve Borsa İstanbul'daki düşüş, hem yatırımcıların hem de vatandaşların en çok merak ettiği konuların başında geliyor. Ekonomi yorumcusu Bayram Başaran, mevcut tabloyu değerlendirerek, perde arkasındaki dinamikleri ve geleceğe yönelik ipuçlarını paylaştı.

Türkiye ekonomisinin en sıcak gündem maddelerinden biri Merkez Bankası ile piyasa, yani vatandaş ve sanayi arasındaki döviz savaşları. Merkez Bankası bir yandan rezerv biriktirme çabasıyla döviz alırken, diğer yandan piyasada oluşan yoğun talepten dolayı son bir haftada 3 milyar doların üzerinde bir satış gerçekleştirdi. Bu durum, Merkez Bankası'nın kuru 39'un altında tutma mücadelesiyle daha da belirginleşiyor; yaklaşık bir aydır kur 38,50-38,80 aralığında tutulmaya çalışılsa da, piyasadaki güçlü talep kuru 39'un üzerine itiyor. Vatandaşın dövize olan talebi devam (avazturk.com) ederken, DTH (Döviz Tevdiat Hesapları)'ndaki yükseliş ve yastık altına giden döviz miktarındaki artış da bu talebin boyutunu gözler önüne seriyor. Faizlerin %49'a çıkarılmasına rağmen, vatandaşın döviz almaktan geri durmaması, faiz artışının da döviz talebini kesmediğini gösteriyor ki bu durum ciddi bir sıkıntı olarak değerlendiriliyor. Merkez Bankası'nın piyasada likidite sıkışıklığı yarattığı da belirtiliyor. (avazturk.com)

Bu karmaşık tablonun bir diğer oyuncusu ise yabancı yatırımcılar ve "carry trade" mekanizması. Yabancılar bir yandan dövizden kaçarken, diğer yandan carry trade'e sarılmış durumda. Kaynaklara göre, carry trade yapanlar 4.7 milyar dolarlık tahvil almış. Ancak bu carry trade stratejisi, Bayram Başaran tarafından son derece yanlış ve Türkiye'yi batırabilecek bir adım olarak nitelendiriliyor; adeta denizde düşüp yılana sarılma hikayesine benzetiliyor. Kuru baskılamaya çalışmak için carry trade'den medet umulması eleştirilirken, günlük işlemlerle ekonomiyi yönetme çabasının çok büyük zararlar verdiği vurgulanıyor. Hatta dolara yıllık %25 civarında faiz verilmeye başlanması da önemli bir sıkıntı işareti olarak görülüyor.

Küresel sahneye baktığımızda ise jeopolitik gerilimlerin ve ekonomik çalkantıların en çok yaradığı varlık sınıfı hiç şüphesiz altın. Trump ve Putin arasındaki kavganın başlaması, bütün kavga ortamlarının her zaman altına yaraması gibi, altını yukarı doğru itti. Altının yükselişinin temelinde hem jeostratejik faktörler hem de ekonomideki gelişmeler yatıyor; öyle ki şu an adeta her şey altına çalışıyor. Trump'ın göreve geldiği günden bu yana dünya ticaret dengelerini sarstığı, bunun Amerika'nın kazancından çok zarar getirdiği belirtiliyor. 7.5 trilyon dolarlık Asya'daki Amerikan varlığının (tahvillerin) geleceğinin ve Amerikan parasının dünya ticaretindeki dominant para olma özelliğinin tehlikeye atıldığı ifade ediliyor. Güvenin sarsılmasıyla Amerikan dolarının dünya ticaretindeki kullanım oranının giderek düştüğü, bunun Amerika için büyük bir sıkıntı olduğu, çünkü Amerika'nın en büyük ihraç kaleminin parası olduğu ve bunu düşük faizle finanse ettiği günler geride kaldığı yorumu yapılıyor. Trump'ın yaptığı tahribatın büyük olduğu ve geri adım atması gerektiği dile getiriliyor. Öte yandan, son dönemde Trump ile Putin arasında Ukrayna ve Ortadoğu konularında ciddi gerilimler yaşanmaya başladığı, bugüne kadar Rusya ile ABD arasında 1930'lardan/40'lardan bu yana süregelen zımni, (avazturk.com) görünmeyen anlaşmanın bozulmaya başladığı belirtiliyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki dengelerin değişmeye başladığına dikkat çekiliyor. Florida valisinin aldığı, eyalette ticarette altının kullanılmasına izin veren kararname ise oldukça ilginç bir gelişme olarak yorumlanıyor ve gelecekte ABD eyalet sistemini ciddi sıkıntıya sokma potansiyeli taşıdığı düşünülüyor. Günlük alışverişte altının kullanılmaya başlanması ciddi bir altın talebi yaratacaktır. Tüm bu gelişmeler, jeopolitik kaos ve ekonomik çalkantılar, altının fiyatını tekrar yukarı çevirdi ve altının önümüzdeki dönemde de yönünün yukarı olmaya devam edeceği, önünün açık olduğu öngörülüyor; zira bu çalkantıların kolay kolay bitmeyeceği, hatta kargaşadan para kazanan firmaların (BlackRock gibi) da bunu istediği belirtiliyor.

Borsa İstanbul ise bu genel tablodan nasibini olumsuz yönde alıyor. Borsada ciddi bir düşüş yaşanırken, manipülasyon operasyonlarının başladığı ve 17 kişinin gözaltına alındığı bilgisi paylaşılıyor. JP Morgan gibi yabancı bankaların da Borsa İstanbul için hisse alım tavsiyelerini düşürdüğü belirtiliyor. Çevredeki jeopolitik gerginlik, ekonomi yönetiminde düzelmeye dair hiçbir ibarenin olmaması, geleceğin tehlikede görülmesi ve potansiyel hükümet değişikliği konuşmaları gibi faktörler göz önüne alındığında, borsanın nasıl yükseleceği sorusu ortaya atılıyor. İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) açıkladığı Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması da tablonun vahametini ortaya koyuyor. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ülkede 500 büyük firmanın küçüldüğü, ciro olarak dahi geriye düştüğü, yani şirketlerin ciddi anlamda kan kaybettiği ifade ediliyor. Bu durumun vergi toplanamamasına, eşitsizliğin artmasına ve kamu kesiminin harcamaları için para bulmada sıkıntıya yol açacağına dikkat çekiliyor. Bu şartlar altında, yatırımcıların hisse senedi alımı yaparken son derece seçici olmaları gerektiği, profesyonel yardım almaları gerektiği ve "hadi hisse alalım" devrinin bittiği uyarısı yapılıyor. Şirketlerin kan kaybetmesi, ekonominin darmadağın olacağı anlamına geliyor.

Özetle, Türkiye hem içeride kur savaşları ve ekonomik sıkıntılarla boğuşurken, hem de küresel jeopolitik gerilimlerin ortasında yer alıyor. Uzmanlar, bu karmaşık ve zorlu dönemin, yatırımcılar için dikkatli ve profesyonel hareket etmeyi zorunlu kıldığını belirtiyor. Döviz talebi, yükselen altın fiyatları ve borsadaki riskler, önümüzdeki dönemin de belirsizliklerle dolu olacağına işaret ediyor.