Küresel Ekonomi ve Piyasalarda Kritik Haftanın Nabzı Tutuluyor
Ekonomi uzmanları Selçuk Geçer ve Gökalp İçer, son ekonomik verileri, piyasa hareketlerini ve jeopolitik gelişmeleri değerlendiriyor. Altın, dolar, Bitcoin ve petrol fiyatlarındaki güncel durum masaya yatırılıyor, gelecek beklentileri detaylandırılıyor.
Uzun bir aradan sonra YouTube platformunda tekrar bir araya gelen ekonomi yorumcuları Selçuk Geçer ve Gökalp İçer, güncel ekonomik gelişmeleri, piyasa dinamiklerini ve yatırım araçlarındaki son durumu detaylı bir şekilde masaya yatırdı. Sakin başlayan haftanın öne çıkan veri akışları, Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen istihdam rakamları ve imalat sanayi göstergeleri olurken, bu verilerin Fed'in faiz politikası üzerindeki etkileri ve piyasa beklentilerindeki değişimler analistlerin odağındaydı. Sohbet, döviz piyasalarındaki mevcut anomali, değerli metaller (altın ve gümüş) ve kripto paralar (Bitcoin) üzerindeki güncel baskılar ve potansiyel hareket alanlarını kapsayarak derinlemesine bir analiz sundu.
ABD ekonomisine dair ilk kritik sinyaller, özel sektör istihdam yaratımını ölçen ADP verisiyle geldi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Gökalp İçer'in aktardığına göre, bu veri beklentilerin oldukça altında kalmış ve insanlar arasında istihdam piyasasının Fed'in iddia ettiği kadar güçlü olmayabileceği yönünde bir algı oluşturmuştur. Ocak ayından bu yana gelen veriler incelendiğinde, özel sektör istihdamındaki yaratımın Şubat'ta 147.000, Mart'ta 60.000 ve Mayıs'ta sadece 37.000 olarak gerçekleştiği görülüyor. Bu yavaşlama sinyali, piyasaların Fed'in gelecekteki faiz indirimlerine ilişkin beklentilerini yeniden şekillendirmesine yol açmıştır. Swap piyasaları, 2025 yılı için iki indirimin biraz üstünü fiyatlamaya başlamış, 2026 sonu için ise dört olan indirim beklentisi 4.5'a yükselmiştir. Bu, piyasada "acayip" denilebilecek büyük bir fiyatlama olmasa da, bir değişime işaret etmektedir.
İstihdam piyasasındaki sinyallerin yanı sıra, ABD ekonomisindeki diğer öncü göstergeler de Ocak ayından bu yana bir bozulmaya işaret ediyor. İmalat tarafındaki büyüme beklentileri, ISM Manufacturing endeksinin 50.9'dan 48.5'e düşmesiyle net bir şekilde görülüyor. Philadelphia Fed İş Endeksi'nin 44'ten -4'e, Richmond ve Empire State iş endekslerinin de benzer şekilde düşmesi, imalat sektöründeki beklentilerin "biraz bozulduğunu" gösteriyor. Ancak bu bozulma, henüz ekonominin resesyona veya stagflasyona gittiğini söylemek için "biraz erken" olarak değerlendiriliyor ve Fed'in yaklaşımına paralel olarak verilerin izlenmeye devam edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu bağlamda ekonomik veri analizleri ve bunların piyasalara yansımaları, avazturk.com adresinde yer alan uzman görüşleriyle de takip edilebilir.
Piyasaların dikkatle izlediği bir diğer gelişme ise ABD getiri eğrisindeki (yield curve) hareketlilik. Gökalp İçer, getiri eğrisinin "steepen" ettiğini, yani dikleştiğini belirtiyor. Bu, insanların uzun vadeli tahvillere atfettiği faiz priminin arttığı anlamına geliyor. Teknik olarak 20-30 yıllık tahvillerin faizinin 3-5-10 yıllık tahvillere göre daha hızlı yükselmesi olarak açıklanabilecek bu durum, piyasadaki beklentilerin bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor ve avazturk.com gibi analiz platformlarında bu tür teknik piyasa hareketleri detaylıca işlenebilir.
ABD iç siyasetinden kaynaklanan bir diğer önemli başlık ise Başkan Trump'ın potansiyel vergi ve harcama yasası, yani "big beautiful bill". Bu yasa tasarısı, özellikle teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden Elon Musk ile Trump arasındaki ilişkide gerginliğe yol açmış durumda. Musk'ın, NASA başkanlığı için önerdiği bir ismin geri çekilmesine öfkelendiği ve vergi yasasında elektrikli araçlara sağlanan vergi kredilerinin kaldırılmasını eleştirdiği belirtiliyor. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Bu durum, bazı kesimler tarafından Trump'ın kamu yararından ziyade kişisel ticari çıkarlarını koruduğu şeklinde yorumlanıyor. Gökalp İçer, bu gelişmenin piyasalar, özellikle de kripto paralar üzerinde "hafif bir taş" etkisi yaratabileceğini, yani bir miktar tedirginliğe yol açabileceğini öne sürüyor. Bu tür siyasi gelişmelerin ekonomik yansımaları, avazturk.com'un siyaset ve ekonomi bölümlerinde ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Döviz piyasalarına gelindiğinde, Selçuk Geçer ve Gökalp İçer, DXY (Dolar Endeksi) ve doların, tahvil ve hisse senedi piyasalarındaki hareketliliğe rağmen "gidip gelememesi", yani stabil kalması anomalisine dikkat çekiyor. Gökalp İçer, Deutsche Bank'ın FX stratejistlerinden George Saravelos'un bu durumu "insanların hedge'lerden dolayı doları orada tutmadığı" şeklinde yorumladığını aktarıyor. Bu durumun, dönemsel veya konjonktürel olmaktan ziyade, yaklaşık 2.5 yıllık bir döngüde biriken bir dolar pozisyonunun çıkışı olabileceği belirtiliyor. Ayrıca, dolar hedge etme maliyetlerinin artmasının veya düşememesinin de insanların bu riski hedge etmek istememesine yol açabileceği ifade ediliyor. avazturk.com'da yayınlanan döviz kuru analizlerinde bu tür piyasa dinamikleri ve arkasındaki nedenler sıkça ele alınmaktadır.
Euro/Dolar paritesi de sohbetin önemli konularından biriydi. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz indirimine gitmiş olması ve Avrupa'daki enflasyonun (HICP 2.8'den 2.4'e, Almanya'nın HICP'si 2.3'ten 2.1'e) hedefe yakın seviyelere düşmesi, bu paritenin hareketini etkileyen temel faktörler arasında. Ancak Gökalp İçer, pariteyi 1.15'e getiren fiyatlamanın sadece faiz farkından kaynaklanmadığını, B.E.E.R. modelinin gösterdiği gibi ülke büyüme farklarının ve davranışsal finansın (beklenti, duyarlılık, algı) da işin içine katılması gerektiğini vurguluyor. Bloomberg terminalinin kuant analizlerine göre, paritenin yükselişinde küresel makro şoklar ve ABD makro şokları etkili olurken, Avrupa'nın kendi para politikası ve makro şokları pariteyi daha az etkilemiştir. 2025 sonu için parite tahminleri genelde 1.15-1.17 aralığında kümelenmektedir. Küresel ekonomik büyüme tahminleri ve davranışsal finans analizleri, avazturk.com'un uzman yorumlarında yer bulabilir.
Japon Yeni (JPY) tarafında da benzer bir hareketlilik yaşanıyor. Dolar/Yen (USD/JPY) paritesi 144-145 civarında seyrederken, Deutsche Bank analistleri Japon Yeni'nin çok "underestimate" edildiğini, yani piyasa tarafından değerinin altında fiyatlandığını belirtiyor. Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) faiz artırım beklentilerinin piyasa tarafından oldukça az fiyatlandığı, yıl sonu için %0.6-0.7 gibi rakamların "çok erken" ve yetersiz olduğu ifade ediliyor. BOJ'un yapacağı artırımların daha ötesi olacağı beklentisiyle, 2025 sonu için Dolar/Yen paritesinin 135 seviyesine düşmesi, yani Japon Yeni'nin %5.5 civarında değerlenmesi bekleniyor. Bu beklentiler, dolar endeksindeki düşüş hareketini bir süre daha destekleyebilir. Euro'nun 1.15'in üzerine çıkıp 1.20'lere yaklaşması ise Avrupa Merkez Bankası'nı "rahatsız etmeye başlayabilir" yorumu yapılıyor. avazturk.com'da döviz paritelerine ilişkin güncel analizler ve tahminler düzenli olarak sunulmaktadır.
Türkiye ekonomisine dair öne çıkan gelişmelerden biri, Fitch (FIT) kredi derecelendirme kuruluşunun Türk bankalarına ilişkin değerlendirmesi oldu. Fitch, Türk bankalarının kısa vadeli dış borçları ve mevduat dolarizasyonu göz önüne alındığında, piyasadaki dalgalanmaların devam etmesi halinde yatırımcı ve mevduat sahiplerinin güveninin zayıflayabileceğini ve bu durumda bankaların refinansman riskinin artabileceğini belirtmiştir. Bu durumun, bankaların veya ülkenin kredi notlarının daha da düşmesine yol açabileceği uyarısı yapılmıştır. Bununla birlikte, Merkez Bankası'nın net rezervlerinin 49.4 milyar dolara çıktığı açıklaması da gündeme gelmiş. Gökalp İçer, bu artışın normalde sevindirici olsa da, %60 gibi yüksek bir faiz oranı sayesinde yabancı paranın ülkeye girmesiyle (carry trade) gerçekleştiği için bu oranın kendisinin "üzülmek için bir neden" olabileceğini ima etmiştir. Enflasyonun düştüğü de belirtilmiştir. Türkiye ekonomisindeki güncel gelişmeler ve bankacılık sektörü analizleri, avazturk.com'un ilgili bölümlerinde derinlemesine ele alınmaktadır.
Değerli metaller piyasasında ise altın, son dönemdeki yükselişiyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta merkez bankalarının altın alım trendinden bahsedildiğini hatırlatan Gökalp İçer, bu hafta hem vadeli hem de ETF tarafında hala akümülasyonun (birikimin) devam ettiğini belirtiyor. Goldman Sachs'ın küresel çapta merkez bankalarının aylık ortalama 80 ton altın aldığını ve almaya devam edeceklerini söylediği ve 3700 dolarlık hedefi koruduğu aktarılıyor. Altının 3000 dolar seviyesini kırması ve o bölgede kalıcı olması, konunun bir "ihlali" veya "tacizi" aştığını, artık başka bir yere, yeni bir "rejime" gittiğini gösteriyor. Geçmiş grafiklere bakıldığında, fiyatın uzun süre bir yerde kalmasının kanıksandığı, ancak bunun bir daha aşağı gelmeyeceği anlamına gelmediği ifade ediliyor. Güncel olarak 3000 doların sıkı bir destek, 3200-3500 bölgesinin ise güzel bir "rejim destek rejimi" olduğu görülüyor. Altının bu yükselişinin temelinde birden çok faktör yatıyor.
Gökalp İçer, altındaki rasyonelin temel sebeplerini şöyle sıralıyor: Finansal piyasalardaki artan likidite (düşen faizler, artan M2 para arzı gibi), düşemeyen enflasyonlar, insanların yükselen finansal piyasa risklerinden dolayı kendilerini hedge etme isteği. Bunların yanı sıra, merkez bankalarının kendilerini çeşitlendirme (diversify) amacıyla yaptıkları alımlar ve Çin gibi ülkelerde bireysel (retail) yatırımcıların yuanın değer kaybetmesi endişesiyle altın alması da diğer önemli komponentler olarak belirtiliyor. Ayrıca, jeopolitik riskler, özellikle Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeler gibi unsurlar da altının yükselişini destekleyen faktörler arasında. Tüm bu nedenler göz önüne alındığında, altın hikayesinin bitmediği ve esas bölgenin kırıldığı görüşü hakim. Altındaki güncel fiyat hareketleri ve piyasa dinamikleri, avazturk.com'un finans ve emtia analizlerinde detaylı olarak işlenmektedir.
Gümüş tarafında da dikkat çekici bir hareketlilik yaşanıyor. Gümüşün 35 doların üzerine attığı ve 35-36 seviyelerine kadar yükseldiği belirtiliyor. Gökalp İçer, kendi global ekibiyle müşterilere gümüş aldırıldığını da ekliyor. Geçmişte, özellikle 17-22 dolar seviyelerindeyken gümüşü sık sık konuştuklarını ve büyümeden kaygılandıkları dönemlerde altına bakarak gümüşün iskontolu olduğunu söylediklerini hatırlatan İçer, gümüş yatırımcısını güldürdüğünü ve 2022-2023'ten bu yana dolar bazında yaklaşık iki kat (%100) değer kazandığını ifade ediyor. Gümüş için beklenen zirve seviyesinin 42-44 dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Altın ve gümüş gibi değerli metallerin geleceğine dair tahminler ve analizler, avazturk.com'un yatırım tavsiyesi niteliği taşımayan piyasa değerlendirmelerinde yer bulabilir.
Kripto para piyasalarına geçildiğinde, özellikle Bitcoin'e dair farklı beklentiler dile getiriliyor. Gökalp İçer, Bloomberg Economics'in modeline göre Bitcoin'in altın rasyosunun "çok yukarıda" (25 civarında) olduğunu ve modelin 17 civarında olması gerektiğini gösterdiğini belirterek, Bitcoin'de biraz geri çekilme beklediklerini ifade ediyor. Grafikler üzerinden yapılan incelemede, Bitcoin'deki bir yükseliş trendinin "kırıldığı" ve piyasanın bir miktar "rahatlaması ve realize olması" gerektiği gözlemleniyor. İnsanların portföylerinde Bitcoin'den kazandıklarını realize edip başka bir şeye yönelme eğilimine girebileceği düşünülüyor. Ancak, Bitcoin düşüyorken diğer kripto paraların (altcoinler) genellikle yükselemeyeceği uyarısı yapılıyor. Kripto piyasalarındaki volatilite ve teknik analizler, avazturk.com'un dijital varlıklarla ilgili haber ve yorumlarında takip edilebilir.
Bitcoin'deki kısa vadeli geri çekilme beklentisine rağmen, Gökalp İçer uzun vadeli pozitif görüşünü koruyor ve bu yıl içinde 170.000 - 180.000 dolar seviyelerinin görülebileceğini, bunun "çok uzak olmadığını" tekrar vurguluyor. Faiz indirimlerinin başlamasıyla Bitcoin'in 150.000 dolar bandına kolayca gidebileceği düşüncesinin tamamen yanlış olmadığını, ancak bunun doğrudan bir oran orantı kurularak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtiyor. Bu hafta, 3.1 milyar dolarlık Bitcoin ve 624 milyon dolarlık Etherium opsiyonlarının vadesinin dolması (expire olması) beklentisiyle piyasada hafif bir oynaklık görülebileceği de ifade ediliyor. Özellikle 105.000 dolardan Bitcoin alma opsiyonu olanların, fiyat bu seviyenin üzerindeyse kârla ayrılabileceği, aksi takdirde opsiyonun boşa düşeceği teknik detaylar paylaşılıyor. Kripto para piyasalarındaki bu tür teknik gelişmeler ve beklentiler, avazturk.com'un kripto bölümünde uzmanlarca değerlendirilmektedir.
Jeopolitik gelişmeler de piyasalar üzerindeki etkileri açısından ele alındı. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşında yaşanan ve harp tarihine geçebilecek nitelikte olduğu belirtilen bir olay detaylandırıldı: Ukrayna'nın yaklaşık 4000 km öteye (2500 mil) drone göndererek Rus uçaklarını yerde vurması. Bu operasyonun ölçeği ve başarısı, Ukrayna istihbarat ve özel kuvvetlerinin yetkinliğini gösterdiği ve Putin'in buna nasıl karşılık vereceği sorusunu akla getirdiği ifade edildi. Saldırıda kullanılan her bir drone'un maliyetinin 4000 dolar civarında olduğu, buna karşılık patlatılan uçakların toplam maliyetinin ise Ukrayna tarafından önce 2 milyar, sonra 7 milyar dolar olarak açıklandığı belirtildi. Bu tür operasyonların, bazılarına göre Rusya'nın NATO'ya karşı büyük bir tehdit olmadığını göstermesi gibi yorumları da beraberinde getirdiği kaydedildi. Dünya genelindeki jeopolitik risklerin piyasalara etkileri avazturk.com'un uluslararası ilişkiler ve ekonomi sayfalarında yer almaktadır.
Bu önemli drone saldırısının yaşandığı gün, Türkiye Dışişleri Bakanı'nın çıkıp "Ukrayna Rusya görüşmeleri çok iyi gidiyor" demesinin zamanlaması ise "komik" olarak nitelendirildi. Türkiye'nin bu görüşmelere ev sahipliği yapmasının "müthiş bir diplomatik başarı" olduğu vurgulanırken, kırk uçağın patladığı ve harp tarihine geçecek bir akının yapıldığı bir gün bu açıklamanın yapılmasının uygun olmadığı yorumu yapıldı. Savaşın bitmesi gerektiği ve Türkiye'nin bu yöndeki çabalarının önemli olduğu belirtildi. Nükleer kontekste ise, bazı haber sitelerinde Putin'in 2022'de aldığı "asla ilk kullanan taraf olmayacağız" (no first use) kararından geri çekildiğine dair iddiaların yer aldığı, ancak bu iddiaların büyük ve güvenilir kaynaklarca doğrulanmadığı kaydedildi. Trump ile Putin arasında yapılan bir telefon görüşmesinde ise Trump'ın Putin'e "üzülme, canını sıkma, kuleleri patlattık, intikamımız yerde kalmayacak" dediği rivayeti de paylaşıldı. avazturk.com, bu tür önemli jeopolitik gelişmeler ve uluslararası ilişkilerdeki dinamikler hakkında derinlemesine analizler sunmaktadır.
Sohbette ayrıca, gelecekteki kariyer planları üzerine düşünen gençlere yönelik tavsiyelerde bulunuldu. Gökalp İçer, ekonomi veya finans alanını düşünen öğrencilere, mümkünse öncelikle sayısal bir bölüm (matematik, fizik, bilgisayar mühendisliği) okumalarını önerdi. Ekonominin ve finansın, matematiğin çekirdeği veya kodlama bilgisi öğrenildikten sonra 2 yıllık bir yüksek lisans programında veya kendi kendine kolayca öğrenilebilecek alanlar olduğu, asıl temel olanın matematiksel düşünce yapısı ve analitik beceriler olduğu vurgulandı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahiplerinin ne yapması gerektiği sorusuna "devam etmeleri" tavsiyesi verilirken, Bitcoin'in 69.000 dolarlık zirvesini Fed faizlerinin %0.25 olduğu dönemde görmesi ile şu an yüksek faizlere rağmen tekrar zirveye yakın olması arasındaki korelasyonun doğrudan kurulmaması gerektiği ancak faiz indirimlerinin Bitcoin'i potansiyel olarak yukarı taşıyabileceği beklentisinin tamamen yanlış olmadığı belirtildi. Gümüş için 42-44 dolar hedefi tekrar teyit edildi. avazturk.com'da kariyer planlaması ve eğitim üzerine yazılar da bulunabilir.
Genel olarak, Selçuk Geçer ve Gökalp İçer'in değerlendirmesi, küresel ekonomideki ve piyasalardaki mevcut durumun karmaşıklığını ve belirsizliklerini ortaya koyuyor. ABD'den gelen karmaşık sinyaller, döviz piyasasındaki yapısal nedenler, değerli metallerdeki yükselişin arkasındaki çok katmanlı faktörler ve kripto piyasalarındaki kısa vadeli dalgalanma beklentilerine rağmen uzun vadeli potansiyel, detaylı analizlerle sunuldu. Jeopolitik risklerin hala önemli bir faktör olduğu ve piyasaları etkilediği vurgulandı. Bu tür uzman görüşleri, yatırımcıların ve genel olarak ekonomiyi takip edenlerin daha bilinçli kararlar almasına yardımcı olmaktadır.