Mehmet Şimşek'in Bayram Sonrası Ekonomi Planları ve Siyasi Fırtına Piyasayı Nasıl Etkileyecek?
Lale Özan Arslan ve Cem Özak'ın son canlı yayınında bayram sonrası Türkiye ekonomisi, Mehmet Şimşek'in potansiyel planları, siyasi gerilimlerin piyasalar üzerindeki etkileri ve güncel altın, dolar, borsa, konut ve arsa piyasası değerlendirmeleri masaya...
Bayram Sonrası Türkiye Ekonomisi: Mehmet Şimşek'in Adımları ve Siyasi Belirsizliğin Gölgesi
Türkiye, Ramazan Bayramı tatilini geride bırakırken, piyasaların yeniden açılmasıyla birlikte ekonomik gündem tekrar hız kazanıyor. Lale Özan Arslan'ın sunduğu ve ekonomist Cem Özak'ın katıldığı son ortak canlı yayında, bayram sonrası döneme ilişkin beklentiler, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in potansiyel planları ve siyasi gelişmelerin ekonomi üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde ele alındı. Özellikle bayram tatilinin ardından salı günü açılacak olan piyasalarda nelerin beklendiği ve siyasi hareketliliğin ekonomik sinyalleri değerlendirildi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Cem Özak, dünya piyasalarının pazartesi günü (yarın) açılacağını ve altın gibi metallerin fiyatlanmaya başlayacağını, ancak salı gününe kadar büyük bir hareketlilik beklenmediğini belirtti. Bayram sonrası dönemlerin genellikle bir "mahmurluk" içerisinde geçtiğini, bu bayramda da büyük bir hareket yaşanmadığını ifade etti.
Bayram döneminin en çok konuşulan konularından birinin trafik cezaları olduğu belirtildi. Radar cezalarının yüksekliğinin caydırıcılığı artırdığı ancak denetimin de gerekli olduğu vurgulandı. Denetim olmadan cezanın tek başına caydırıcı olamayacağı, ancak denetim yapılırken hız sınırlarının mantıksızca düşürüldüğü yerlere dikkat edilmesi gerektiği ifade edildi. Özellikle duble yollarda hız sınırının 140 km'ye çıkarılmışken, 154 km/s (yüzde 10 toleransla) hızla gidilebilecek yerlerde sınırın 70 km/s'ye düşürülmesinin absürt olduğu ve kaza riskini artırabileceği dile getirildi. Yapay zeka destekli trafik kontrollerinin devrede olduğu ve bundan kaçışın zorlaştığı, hatta fren hızının bile yapay zeka tarafından görüldüğü, bunun da insanların daha fazla kontrol altına alınması anlamına geldiği belirtildi. Yayın boyunca https://www.avazturk.com adresini takip eden okurlar, bu gibi denetim uygulamalarına ilişkin güncel haberleri bulabilirler. Devletin bir yılda hedeflediği 32 milyar liralık trafik cezası gelirinin ilk dört ayda (Mayıs ve Haziran hariç) zaten kesildiği bilgisi paylaşıldı, bu da caydırıcılığın arttığını ancak bazı yerlerde "deli dumrul vergileri" gibi muamele görüldüğünü düşündürdüğü belirtildi. Özellikle Düzce yolculuğu sırasında insanların ceza korkusuyla çok yavaş gittiği ve arka arkaya iki cezanın bile ciddi tutarlara ulaştığı, uzun yolda ise farkında olmadan 4-5 ceza ile 70-80 bin lirayı bulan faturalarla karşılaşma riskinin olduğu örneği verildi. Bu durumun ekonomik açıkları kapatmak için kullanılan yöntemlerden biri olduğu ancak bu sefer dozun çok aşıldığı yorumu yapıldı.
Ekonomideki dalgalı seyrin siyasi gelişmelerle yakından ilişkili olduğu canlı yayının ana temalarından biriydi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içerisindeki gelişmelerin, özellikle 30 Haziran'daki olağanüstü genel kurulun iptal edilme durumu veya ertelenme ihtimalinin ve olası bir kayyum atanması senaryolarının piyasalar üzerinde önemli bir etkisi olabileceği belirtildi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Cem Özak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmadan hemen önceki tonunda iktidarı sertçe eleştirmeye başlamasını önemli bir sinyal olarak yorumladı. Bu siyasi gerilimin ekonomideki kaosun devam edeceği anlamına gelebileceği uyarısı yapıldı. Özellikle son dönemde CHP'li belediye başkanlarının tutuklanması gibi haberlerin piyasalarda "sallantılara" neden olduğu, şu ana kadar 13 CHP'li belediye başkanının tutuklandığı bilgisi paylaşıldı. Bu durumun, her ne kadar tekil olarak İmamoğlu kadar ağırlığı olmasa da, toplamda bir risk oluşturduğu ve carry trade paralarının çıkması, toplumun yeniden dolarize olma riski ve borsada volatilite yaratma potansiyeli taşıdığı ifade edildi. Mehmet Şimşek'in görevi bırakacağına dair iddiaların bile geçtiğimiz hafta Merkez Bankası'nın 2 milyar dolar rezerv kaybetmesine neden olduğu ve doların 39,5 liraya kadar yükseldiği belirtildi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin siyasi haberlere ne kadar duyarlı olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Yakın gelecekte İmamoğlu veya yakınlarına yönelik yeni operasyonlar veya başka belediye başkanlarının tutuklanması gibi siyasi kararların ekonomiyi olumsuz etkileyebileceği öngörüldü.
Türkiye'deki belediyelerin genel durumu hakkında da çarpıcı yorumlar yapıldı. Cem Özak, parti ayırt etmeksizin belediyelerin büyük bir kısmının (yüzde 90'ının) rüşvet ve yolsuzluk içine batmış durumda olduğunu iddia etti. Bunun nedeninin "rant" olduğunu ve belediye başındaki kişilerin imar değişikliklerini önceden bilerek arazi toplayabildiği veya ihaleleri tanıdıklarına verdiği şeklinde açıklandı. Bu durumun 500 yıldır devam eden, Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar uzanan ve "bal tutan parmağını yalar" atasözüyle özetlenen topraklara özgü bir kader olduğu, hatta "oryantalizm" kültürüyle (gri tonlar, idare etme kültürü) ilişkilendirilebileceği felsefi bir yaklaşımla ele alındı. Batıdaki "pozitivizm" (siyah-beyaz, kurallara bağlılık) anlayışının aksine, idare etme kültürünün bir noktadan sonra kuralların çiğnenmesine yol açtığı ve bunun olumsuz sonuçlarının yaşandığı/yaşanacağı belirtildi. İktidarın istediği herhangi bir belediye hakkında dosya çıkarabileceği çünkü belediyeciliğin baştan aşağı bu durumda olduğu yorumu yapıldı, ancak temiz eller operasyonunu yapacak kimsenin görünmediği vurgulandı. https://www.avazturk.com gibi platformlar bu gibi tartışmaları ve güncel gelişmeleri okurlarıyla buluşturarak kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor.
Piyasalara özel değerlendirmeler de yapıldı. Borsa İstanbul için bu yıl pek umut olmadığı, bunun nedenlerinin şirket kârlılıklarının düşmesi (enflasyon muhasebesi etkisi), siyasi gerilimler ve doların baskılanması nedeniyle ihracatın zorlaşması olduğu belirtildi. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Hatta BIST 30 gibi ülkenin en sağlam firmalarının bile sallantıda olduğu söylentilerinin olduğu ve bu durumda borsaya güvenmenin zor olduğu dile getirildi. Kısa vadede faiz düşüşü beklentisiyle iki gün yükselme olabileceği ancak yeni bir siyasi haberle tekrar 10.000 puanın altına inebileceği uyarısı yapıldı. Bu değerlendirmelerin yatırım tavsiyesi olmadığı özellikle belirtildi.
Altın piyasası hakkında ise, genel eğilimin yükseliş yönünde olduğu ancak kısa vadede bir duraklama veya gerileme yaşanabileceği aktarıldı. Önümüzdeki 4 yıllık periyotta (özellikle Donald Trump gibi faktörlerle) altının yükseleceği beklentisi dile getirildi, ancak ilk beş ayda yaşanan hızlı yükseliş gibi bir artışın yakın zamanda beklenmediği ifade edildi. Dünyadaki jeopolitik gerilimlerin (Rusya-Ukrayna, Hindistan-Pakistan, Çin-Amerika) altının yükselişini destekleyen sinyaller olduğu belirtildi. Altının Amerika'nın iç siyasi çekişmelerini pek fiyatlamadığı, ancak Fed'in faiz kararlarını fiyatladığı not edildi. Gümüşün bu hafta ciddi oranda yükseldiği ve bunun arkasındaki sebebin ABD-Çin geriliminin azalması ve üretimin artması (gümüşün üretimde kullanılması) söylentileri olduğu aktarıldı. Ancak Cem Özak, gümüş ile altını kıyaslarken dikkatli olunması gerektiğini, rasyonun tek başına bir kriter olmadığını, altının global algısı ve para birimi olma potansiyeli açısından gümüşten çok farklı bir konumda olduğunu Porsche ile Şahin kıyaslamasına benzeterek açıkladı. Gümüşün kesin olarak altın karşısındaki oranını yakalamak zorunda olmadığı, tarihin her zaman tekerrür etmediği, özellikle yapay zeka gibi yeni unsurların ekonomiyi değiştirdiği vurgulandı.
Dolar ve Euro paritelerine ilişkin olarak, Trump etkisiyle doların önümüzdeki 4 yıl Euro ve Sterlin karşısında zayıflamaya devam edeceği beklentisi dile getirildi. Ancak Türk Lirası karşısında doların olması gereken seviyede olmadığı için yükselebileceği ve birkaç ay sonra Euro/TL paritesinin daha fazla konuşulur hale geleceği öngörüldü. Faiz konusunda ise, TÜİK'in yüzde 35 olarak açıkladığı enflasyon oranına karşılık politika faizinin yüzde 49 olması nedeniyle Merkez Bankası'nın faiz indirmesinin (örneğin 700 baz puan indirerek yüzde 42'ye çekmesinin) mantıklı olacağı ve büyük ihtimalle faizlerin ineceği düşüncesi dile getirildi. Ancak 30 Haziran'daki siyasi gelişmelerin (CHP'ye olası kayyum atanması gibi) bu durumu değiştirebileceği ve faizlerin tekrar yükselmek zorunda kalabileceği uyarısı yapıldı. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 18 Haziran'daki faiz kararının ve bir gün sonra Türkiye Merkez Bankası'nın kararının beklendiği de eklendi.
Konut ve arsa piyasası da değerlendirildi. Konut fiyatlarında faiz düşse dahi çok ciddi bir yükseliş beklenmediği, halkta alım gücünün düşük olması nedeniyle artışın sınırlı kalacağı ifade edildi. Geçmişte zaten ciddi yükselişler yaşandığı hatırlatıldı. Kiraların genellikle yaz aylarında arttığı, konut fiyatlarının ise bunu yaz sonu veya Eylül gibi takip ettiği belirtildi. Ancak bu seneki kira artışlarının geçen seferki kadar yüksek olmayabileceği tahmin edildi. Arsa ve arazi fiyatlarının ise her zaman yükseldiği ve yükselmeye devam edeceği, özellikle önümüzdeki dönemde insanların şehirlerden kırsal alanlara yönelme eğilimiyle arsaların daha da önem kazanacağı vurgulandı. Şehir merkezlerinin değerini koruyacağı ancak genel trendin değişmekte olduğu ve zenginlerin kalabalıktan kaçarak şehir dışını tercih ettiği, fakirlerin ise şehirlerde kaldığı yorumu yapıldı. Çanakkale gibi yerlerde arsa/ev fiyatlarının İstanbul seviyelerine yaklaştığı örneği verildi. https://www.avazturk.com gibi haber siteleri, gayrimenkul piyasasındaki bu trendleri ve yatırım fırsatlarını okurlarına duyurmaya devam ediyor. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz.
Özetle, bayram sonrası ekonomik görünüm, Mehmet Şimşek'in atacağı adımların yanı sıra Türkiye'deki yoğun siyasi gündemden doğrudan etkilenme potansiyeli taşıyor. Piyasalar siyasi belirsizlikler karşısında hassasiyetini korurken, uzmanlar farklı piyasalar için farklı beklentiler dile getiriyor; altın için uzun vadeli yükseliş, borsa için volatilite ve risk, faiz için indirim beklentisi ancak siyasi şarta bağlılık ve arsa/arazi için devam eden değer artışı gibi. Turizm sektöründeki zorlu durum ve carry trade stratejisinin eleştirisi de önemli gündem maddeleri arasında yer aldı.