Merkez Bankaları Altın İstifliyor, Avrupa Merkez Bankası 'Sistemik Risk' Uyarısı Yaptı! Gizli Manipülasyonlar Ortaya Çıkıyor mu?

Merkez Bankaları Altın İstifliyor, Avrupa Merkez Bankası 'Sistemik Risk' Uyarısı Yaptı! Gizli Manipülasyonlar Ortaya Çıkıyor mu?

Değerli metallerdeki dikkat çekici yükseliş sürerken, merkez bankalarının artan altın alımları ve Avrupa Merkez Bankası'nın 'kağıt altın' kontratlarının yaratabileceği sistemik risk uyarısı piyasalarda tansiyonu yükseltiyor. Londra ve New York...

Uluslararası piyasalar hareketli bir haftayı geride bırakırken, özellikle altın, gümüş ve platin cephesinden gelen sinyaller dikkat çekiyor. Son dönemde yaşanan pozitif ivme, değerli metallerin geleceği hakkında önemli ipuçları sunarken, merkez bankalarının adımları ve büyük finans kuruluşlarından gelen uyarılar da piyasaların gündeminde üst sıralara yerleşti.

Değerli Metaller Sahnelendi: Platin %10 Yükselişle Zirvede!

Geçtiğimiz hafta hisse senedi ve kahve piyasalarındaki can sıkıcı seyre karşın, altın, gümüş ve platinin tamamı pozitif bir performans sergiledi. Özellikle platin, son dönemde altının performansına ayak uyduramamışken, geçen hafta gösterdiği %10'luk yükselişle tüm değerli metaller arasında en iyi performansı veren oldu ve haftayı zirvede kapattı. Altının ve gümüşün de belirgin şekilde yukarı yönlü hareket etmesi, bu ürünlerde yeni bir dönemin başlangıcı olabileceği sinyallerini veriyor.

Merkez Bankaları Altın İstifliyor: Rusya-Ukrayna Savaşı Dönüm Noktası Oldu

Değerli metallere yönelik bu ilginin temel sebeplerinden biri, merkez bankalarının artan altın rezervi hamleleri. Polonya Merkez Bankası'nın altın rezervini 509 tona çıkardığı ve toplam rezervinin %20'sini altın yaptığı açıklaması, İngiltere ve Portekiz gibi ülkelerden bile daha fazla rezerve sahip olduklarını belirtmeleri bu trendin önemli bir göstergesi. Türkiye'nin de 415 ton altınla Tayvan'ın hemen arkasında, önemli bir altın rezervine sahip ülkelerden biri olduğu biliniyor.

Uzmanlara göre, özellikle Rusya'nın finansal sistem dışına itilmesiyle başlayan süreç, merkez bankalarının rezervlerini daha güvenli limanlara taşıma isteğini artırdı. Bir gecede sistemin dışına atılma riskine karşı, ülkeler her zaman para edecek, fiziki bir rezerve olan altına yöneliyor. Kaynakta paylaşılan bir tablo da, Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası merkez bankalarının altın alımlarında ciddi bir artış olduğunu net şekilde gösteriyor. Amerika 8100 tonla, Avrupa Euro Bölgesi topluca 10770 tonla başı çekerken, IMF, Rusya ve Çin de önemli miktarda altın tutuyor. Özellikle Çin'in açıkladığı 1948 tonun gerçekte çok daha üzerinde olduğu yönünde yaygın bir kanaat olduğu belirtiliyor.

Avrupa Merkez Bankası'ndan "Sistemik Risk" Uyarısı: Kağıt Altın Krizi Kapıda mı?

Geçen haftanın bir başka önemli gelişmesi ise Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) kendi web sitesinde yayınladığı, altındaki yükselişin bankacılık sistemine toplu ve büyük bir risk yaratıp yaratamayacağını inceleyen detaylı makaleydi. Bu makalenin ana temasının, altının yükselişi ve parasal sistemde yeniden önem kazanması (monetize olması) olduğu belirtiliyor. Makalede, bilançolarda inanılmaz şekilde yer tutan vadeli işlemler ve türev enstrümanlarla karşılığının fiziki olarak olmaması ve fiziki talebe doğru ani bir dönüş ihtimalinin sistemik büyük bir patlamayı, büyük bir sorunu yaratıp yaratmayacağı sorusuna yanıt arandığı aktarılıyor. ECB'nin, bu durumun ciddi sorunlar yaratabileceği yönünde tespitleri olduğu vurgulanıyor.

Bu durumun farkında olan Avrupa'nın, en azından kendi altın rezervlerini güçlendirme ve bilançolarını düzenleme çabasına girdiği, olası bir sistemik patlamaya olabildiğince fizikiyle yakalanıp büyük bir bankacılık dramı yaşamamak istediği şeklinde yorumlar yapılıyor. Kaynakta defalarca dile getirildiği belirtilen altın kontrat meselesinin ne kadar dramatik sorunlar içerdiği ve fiziki altının çok ötesinde kontrat açıldığı bilgisiyle birlikte, ECB makalesinin bu gerçeği bir kez daha gündeme getirdiği ifade ediliyor.

Bu sistemik sorunun boyutlarını gösteren bir başka gelişme ise, Avrupa Birliği bankacılık kanununun Basel III kurallarını uygulanmasını bir yıl daha ertelemesi oldu. 2011 yılından beri sürekli ertelenen Basel III kriterlerinin bir kez daha, 2026 Temmuz'a kadar ertelenmesi, bankacılık sisteminin bu fiziki kurallara uyma ihtimalinin ne kadar zor olduğunun bir göstergesi olarak sunuluyor.

Londra ve New York Seanslarında Fiyat Manipülasyonu İddiaları: Gerçek Fiyat 50.000 Dolar mı?

ECB makalesinin gündeme getirdiği önemli konulardan biri de, altın fiyatındaki gizli baskı ve manipülasyon iddiaları. Kaynağa göre, altının fiyatını 1975 yılından itibaren inceleyen bir analiz, üç değişik fiyatla karşı karşıya kalınabileceğini ortaya koyuyor.

Londra saatleri dışında yapılan işlemlere bakıldığında, altının bugünkü fiyatının aslında 224 cm (sent) gibi inanılmaz düşük bir seviyede olduğu iddia ediliyor. Bu rakam, altının ne kadar büyük bir baskı altında olduğunu gösteriyor.

Ancak daha çarpıcı olanı, sadece Londra seansı kapandığı sırada altın alıp tekrar açılırken satılması durumunda, altının fiyatının tam 50.000 dolar olduğu iddiası! Aynı şekilde, New York seansı dışındaki işlemlere bakıldığında, altının gecelik işlemlerde 342 dolar ettiği belirtiliyor. Bu karşılaştırma, aslında dünyanın geri kalanının altını ne kadar pahalı almak zorunda kaldığını, gerçek altın işlemleri üzerinden dünyanın nasıl "sömürüldüğünün" bir başka görüntüsü olarak sunuluyor. Yıllardır anlatılmaya çalışılan, gerçeklik dışı bir fiyat hareketiyle, türev enstrümanlarla altının Londra ve New York seanslarında düzenli olarak bastırılıp manipüle edildiği tezi, ECB makalesiyle birlikte yeniden önem kazanıyor.

Çin ve Amerika'dan Altın Talebi Artıyor: Trend Devam Ediyor Mu?

Altın talebinin sadece merkez bankalarından gelmediği, büyük yatırımcıların da altına yöneldiği belirtiliyor. Geçen hafta Çin'in Nisan ayında 127.5 ton altın ithalatı yaparak, 11 ayın en fazla ithalatını gerçekleştirdiği verisi açıklandı. Bu, Çin'de de ciddi bir altın talebi artışı olduğunu gösteriyor.

Öte yandan, Amerika'daki orta ölçekli fonları yöneten "family office"lerin altındaki paylarının, daha önce %0.5 gibi çok düşük seviyelere indiği, ancak son dönemde bir "aydınlanma" yaşanarak tekrar %2'ye yükseldiği bilgisi paylaşıldı. Normalde muhafazakar bir sepette altının %10-20 gibi oranlarda bulunmasının sağlıklı olduğu düşünüldüğünde, %2 seviyesinin bile hala büyük bir potansiyel taşıdığı ve birçok fon yöneticisinin payı %10-20'lere çıkarabileceğini tartıştığı aktarılıyor. Bu durum, Amerika tarafından altına talebin aslında devam edeceğine dair çok fazla veri olduğunu gösteriyor. Kaynak, altının trendinin buralarda bitme ihtimalinden çok daha uzak, hala uzun vadeli bir trendin içinde olunduğunu gösteren veriler olduğunu savunuyor.

Amerika'nın Açığı ve Doların Geleceği: Dolar Satıp Altın Alma Trendi Sürecek mi?

Altın talebinin arkasındaki bir diğer nedenin de Amerika'nın içinde bulunduğu ekonomik durum olduğu ifade ediliyor. Paylaşılan bir grafik, Amerika'nın açığının 1981'den itibaren nasıl dramatikleştiğini ve her başkanlık döneminde nasıl büyüdüğünü net şekilde gösteriyor. Şu anda tartışılan vergi paketinin bütçe açığını azaltacağı iddia edilse de, tam tersi sonuçlar doğurabileceği yönünde bir beklenti de mevcut. Amerika'nın içinden çıkılamaz bir "sarmalın" içinde olduğu ve bu durumdan kolay kolay çıkamayacağı yorumu yapılıyor.

Bu tablonun, dolar satıp altın alma trendini devam ettirdiği belirtiliyor. Her ne kadar bazıları "dolar düşmüyor, diğer ülkelerin para birimleri yükseliyor" dese de, kaynak kağıt para oldukları için diğer para birimlerine çok önem vermediğini, önemli olanın kağıt paraların karşısındaki elle tutulabilir gerçek ürünler (altın gibi) olduğunu vurguluyor. Doların döngülerine bakan analizlere göre, dolar döngüsünde geri bir kırılmaya doğru tam o noktalarda olunduğu ve buradan aşağı kırılırsa doların değer kaybedeceği yeni bir trende girme ihtimali olduğu değerlendiriliyor. Dolar değer kaybettiği zaman, en fazla değer kazanacak şeyin altın ve gümüş gibi emtia ürünleri olduğu tezi de tekrarlanıyor.

Teknik Seviyeler ve Hedefler: Altın, Gümüş, Platin Nereye Gidiyor?

Teknik analiz açısından bakıldığında, altın, gümüş ve platin için belirli seviyeler önem taşıyor.

  • Altın: Trend takibine göre 3257 dolar üzerine attığı ve al sinyali ürettiği belirtiliyor. Şu anda 3365 dolar direnç noktasında, haftayı 3357 dolar seviyesinde kapattığı aktarılıyor. 3365 üzerine atabilirse, 3700 dolara doğru yeni bir dalganın başlayabileceği kanaati oluşacağı, açılışın önemli olduğu vurgulanıyor. 3250 dolar üzerinde kaldığı sürece yönün yukarı olduğu, uzun vadeli 4230 dolar hedefinin ve makro senaryoda daha yüksek hedeflerin de olabileceği ancak adım adım ilerlendiği belirtiliyor. Haftalık 3237, aylık 3150 dolar ons bazında trend takipçileri üzerinde kaldığı sürece yön net şekilde yukarı görülüyor.
  • Gümüş: Benzer bir senaryo sergilediği, 3260 cent trend takipçisi üzerine attığı ve haftayı 3348 seviyesinde kapattığı, hatta son iki hafta altının hafif üzerinde bir performans gösterdiği belirtiliyor. Yatayda yukarı ivmeli hareketine devam ettiği, orta vadede çok hedefler olduğu ve kırılmalar başlayınca daha net konuşulacağı aktarılıyor. Haftalık ve aylık 326 cent trend takipçileri üzerinde kaldığı sürece ivmenin yukarı yönlü devam ettiği ve fiziki gümüşe sahip çıkılması gerektiği düşünülüyor. Kısa vadeli alış yönlü trade'in devam ettiği belirtiliyor.
  • Altın/Gümüş Rasyosu: Burada bir omuz baş omuz görüntüsü olsa da, aşağı kırılmayıp yukarı attığı, sanki bir üçgen oluştuğu ve yukarı potansiyel olduğu izlenimi verdiği ancak hala bir zafiyet olduğu dile getiriliyor. Takip edilmesi gereken seviye 10112. 10112 altı kaldığı sürece yönün aşağı olduğu, ancak 98 seviyesinin aşağı kırılması halinde aşağı hareketin başlayacağı ve bunun değerli metallerin daha kuvvetli yukarı gideceğine dair öncü bir sinyal olduğu düşünülüyor. Haftalık 9916 ve majör kırılma için 8505 seviyeleri takip ediliyor. Kaynak, bu bandın aylardır bir ayı bayrağı ihtimali taşıdığını ve özellikle 2025'in ikinci yarısında gümüş ve platinin altına göre daha fazla performans verme ihtimalini değerlendirdiğini belirtiyor.
  • Platin: Geçen hafta kuvvetli bir yükseliş gösterdiği, aylar sonra yukarı doğru üçgeni yukarı kırdığı ve yönün net şekilde yukarı olduğu ifade ediliyor. Her geri çekilmenin alış fırsatı olmaya devam edeceği ve düşünülenden daha hızlı bir performans beklendiği aktarılıyor. İki ana senaryo dile getiriliyor: Birincisi, mücevher endüstrisinde platinin altına göre çok ucuz kalması (tarihsel olarak altından değerliyken şimdi üçte bir fiyatının altında) nedeniyle endüstriyel ve mücevher kullanımının artacak olması. İkincisi ise, Amerika'nın "Maralargo planı" içerisinde konuşulan 100 yıllık tahvil çıkarma ihtimali ve bu tahvilin güvenilmesi için arkasına bir şeye yaslanması gerekeceği düşüncesiyle, altını ayrı değerlendirip platin için yeni bir sayfa açma ihtimali. Janet Yellen zamanında da gündeme geldiği belirtilen bu konunun, platinin birden gündeme girme ihtimalini ve sert yükseliş olasılığını artırdığı ifade ediliyor. Trend takip seviyeleri üzerinde kaldığı sürece yönün yukarı olduğu ve trade'e devam edildiği belirtiliyor.

Diğer Emtialar ve Kurlar:

  • Buğday: Bir dip oluşumu gözlemlendiği, ancak kuvvetli bir hareketin henüz gelmediği, 2.5 yılda dev bir taban oluştuğu ve 520 dolar üzerinde kaldığı sürece yönün yukarı olduğu belirtiliyor.
  • Soya Fasulyesi: Daha net bir kısa vadeli ters omuz baş omuz formasyonu olduğu, 1070 dolar yukarı kırılırsa hemen bir 100-110 dolarlık ralli beklendiği, 1042 dolar trend takip seviyesi üzerinde kaldığı sürece yönün yukarı olduğu aktarılıyor.
  • Brent Petrol: Aşağı baskının devam ettiği, ancak 6690 üzerine atarsa kısa vadeli senaryonun pozitife dönebileceği çünkü bir dip oluşmuş olma ihtimali olduğu belirtiliyor. 6477 üzerinde kısa vade alış yönlü trade ve 6690'a kadar bant trade'i, 6690 üzerinde aşırı pozitif, 6477 aşağısında aşağı yönlü trade şeklinde bakış açısı sunuluyor.
  • Doğalgaz: Aile kontratlarda aşırı oynaklık olduğu, dikkatli trade edilmesi gerektiği, hiçbir zaman uzun vadeli bakış açısı vermediği, ETF'lerin zarar ettirdiği, temkinli bakış açısı ve stoplarla kısa vade trade için uygun olduğu belirtiliyor. 3.27 cent trend takip seviyesi aşağısı negatif, üstü pozitif olarak basitçe açıklanıyor.
  • Euro/Dolar: Yukarıdan gelen düşen kanalın kırıldığı, teknik olarak daha yukarı gitme potansiyelinin daha fazla olduğu, al sinyali ürettiği ve orta vadeli aşağı teslimini yapıp yukarı gittiği belirtiliyor. Teknik olarak yönü yukarı gözükmekle beraber, Euro'nun saçma sapan bir para birimi olduğu ve birçok sıkıntısı olduğu ancak doları satmak için kullanılmaya devam ettiği ifade ediliyor. 1.1255 seviyesinin önemli olduğu, üzeri pozitif, aşağısı negatif bakmaya devam edileceği aktarılıyor.
  • Dolar/Yen: Net aşağı hareket olduğu, aşağı baskının devam edecek gibi durduğu, ancak 144.37'nin üstünde senaryonun değişeceği ve bu seviye aşağısı da aşağı yönlü trade'e devam edildiği belirtiliyor.
  • Amerikan 10 Yıllıkları: 4.426 ve 4.36 günlük ve haftalık trend takip seviyelerinin önemli olduğu. Haftanın 4.50 seviyesinde kapatıldığı. 4.42 ve 4.36 aşağısı gelmediği sürece tahvil faizlerinin yukarı gideceği, bunun da Amerika için sıkıntı olduğu ifade ediliyor. Aşağı gelirse tahvile para transferi olacağı ve acaba para oraya mı kaçıyor izlenimi oluşacağı belirtiliyor. Bu nedenle hisse senedi piyasasının işinin zor olduğu, risk enstrümanlarından uzak durup emtia ürünlerinin ne zaman sertleşeceğinin yakından takip edildiği dile getiriliyor.

Geçen haftanın emtia piyasası için güzel bir hafta olduğu ve arkasının geleceği beklentisi olduğu belirtiliyor. Özellikle yılın geri kalanında emtia piyasasının hisse senedi piyasasından daha iyi bir performans vereceğine dair genel bir görüntü olduğu ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiği vurgulanıyor. Okuyuculara dikkatli olmaları ve bol kazançlı bir hafta geçirmeleri dilekleriyle kapanış yapılıyor.