Milyonların Kaderini Belirleyecek İkinci Zam Teklifi Alevleri Yükseltti

Milyonların Kaderini Belirleyecek İkinci Zam Teklifi Alevleri Yükseltti

Türkiye'nin kalbi bu pazarlıkta atıyor! 600 bin kamu işçisinin kaderini belirleyecek zam görüşmelerinde hükümetin ikinci teklifi masaya düştü. İşçilerin "hayal kırıklığı" dediği ilk teklifin ardından gelen yeni oranlar ve sendikanın "eylemlerimiz sürecek"

Türkiye'nin dört bir yanından gözler, yüz binlerce kamu işçisini doğrudan etkileyen ve ülkenin ekonomik geleceğinde domino etkisi yaratması beklenen dev bir pazarlığın üzerine çevrilmiş durumda. 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmeleri, işçi sendikaları ile hükümet arasında kıran kırana devam ederken, masadaki ikinci teklifin açıklanması tansiyonu zirveye taşıdı. Bu makale, milyonların merakla beklediği zam pazarlığındaki son gelişmeleri detaylı bir şekilde ele alarak sizi şaşırtacak bilgilere ulaşacağınız uzun bir yolculuğun sadece başlangıcıdır. Hazırlanın, çünkü bu gelişmeler sadece bir haber değil, aynı zamanda geleceğin habercisi!

Görüşmelerin fitili, 13 Haziran'da gerçekleştirilen ilk resmi toplantı ile ateşlenmişti. Kamu işverenlerini temsil eden Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenler Sendikası (TÜHİS), ilk zam teklifini o gün sunmuştu. Buna göre, 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 16, ikinci 6 ayı için yüzde 8 oranında bir zam önerilirken; 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 7, ikinci 6 ayı için ise yüzde 5'lik bir artış teklif edilmişti. Ancak işçi tarafı, bu teklifi hem ücret artışı hem de sosyal haklar açısından yetersiz ve gerçeklikten uzak bularak derhal reddettiğini açıklamış ve büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını dile getirmişti. Masadaki bu ilk soğuk duş, pazarlığın ne denli çetin geçeceğinin ilk sinyallerini vermişti.

Peki, ilk teklifin yarattığı hayal kırıklığının ardından hükümet kanadından 600 bine yakın kamu işçisi için beklenen ikinci teklif ne oldu? 27 Haziran 2025 tarihinde, güncellenmiş rakamlarla birlikte ikinci teklif de kamuoyuna duyuruldu. Hükümet, 2025 yılının ilk 6 ayı için yüzde 17, ikinci 6 ayı için ise yüzde 10 zam önerdi. Ancak 2026 yılı için sunulan teklifte herhangi bir değişiklik yapılmadı; ilk 6 ay için yüzde 7, ikinci 6 ay için ise yüzde 5'lik oranlar korundu. Bu teklifin detaylarını analiz ederken, gündemdeki sıcak gelişmeleri takip etmek için güvenilir bir kaynak olan https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, teklifle ilgili yaptığı açıklamada "Zaten biliyorduk ne olacağını. Açıklamaya gerek görmüyorum ama kamuoyuna faydası olacağı için söylüyorum" ifadelerini kullanarak, TÜHİS'in bu ikinci zam teklifinin aslında bir mesaj taşıdığını belirtti.

İşçi kesiminin talepleri ise masadaki mevcut tekliflerin çok ötesinde yer alıyor. Sendikalar, 2025 yılı için günlük en düşük ücretin 1800 TL'ye çıkarılmasını talep ediyor. Bununla da kalmayan işçi tarafı, bu taban ücretin üzerine ilk 6 ay için yüzde 50, ikinci 6 ay ve 2026'nın ilk 6 ayı için yüzde 25 oranında zam isterken, diğer dönemler içinse ayrıca yüzde 10 refah payı talep ediyor. Bu çerçeve protokol görüşmelerinin etkisi sadece kamu işçileriyle sınırlı kalmıyor; yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini de doğrudan etkileyen bir süreç olarak öne çıkıyor. Dahası, özel sektördeki toplu iş sözleşmelerine dahi geniş bir alanda örnek teşkil edecek bu pazarlık, tüm Türkiye için kritik bir önem taşıyor.

Masadaki son teklifin açıklanmasının ardından, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar'ın sözleri, tansiyonun düşmek bir yana daha da artacağının sinyallerini verdi. Ağar, hükümetin ikinci teklifini adeta bir meydan okuma olarak yorumlayarak, "Bunun anlamı şudur, 'Siz meydanları boş bırakmayın, sonuna kadar mücadele edin' anlamına gelir" ifadelerini kullandı. Ağar'ın bu sert çıkışı, sendikaların geri adım atmayacağını ve mücadeleye devam edeceklerini açıkça gösterdi. Ağar, "Bizim eylemlerimiz zaten devam edecek. 600 bin kamu işçisinin buna destek vermesi gerektiğini düşünüyorum" diyerek, kamu işçilerini topyekûn bir direnişe çağırdı. Bu son dakika açıklaması, beklenen ikinci teklifin aslında bir "barışma" değil, tam tersine yeni bir gerilimin ve büyük çaplı eylemlerin habercisi olduğunu gözler önüne serdi! Kamu işçilerinin kaderini belirleyecek bu pazarlıkta, tansiyon her geçen dakika yükselirken, Türkiye'nin gündemi önümüzdeki günlerde bu kritik gelişmelerle sarsılmaya devam edecek gibi görünüyor.