Nur Suresi 35. Ayetin Gizemi Çözüldü: Mucize Zeytinyağında Değil, Kur'an'ın İlahi Işığında ve Eşsiz Korunmuşluğunda!
Yıllardır tartışılan Nur Suresi 35. ayetinin zeytinyağının mucizevi özelliklerini anlattığı iddiası, derinlemesine kaynak analiziyle sönüyor. Kaynaklar, ayetin asıl vurgusunun Kur'an'ın ilahi bir Nur (ışık) olduğu ve Allah tarafından kusursuzca korunmuşlu
Kur'an-ı Kerim'in Nur Suresi'nin 35. ayeti, modern bilim ve teknoloji ilerledikçe farklı yorumlara sahne olmuştur. Özellikle ayette geçen "bereketli bir zeytin ağacından yakılır" ifadesi, bazı çevrelerde zeytinyağının fiziksel veya kimyasal özelliklerine, florasan yeteneğine veya ışık yayma potansiyeline atıfta bulunan bir mucize olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Günümüz teknolojisiyle zeytinyağının belirli koşullarda ışık yayabildiğine dair bilimsel bilgiler dolaşıma girince, bu yorum daha da popülerleşmiş ve ayetin zeytinyağının mucizeliğini konu aldığı iddiaları yaygınlaşmıştır. Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.
Ancak, sağlanan kaynaklardaki derinlemesine analizler ve tefsirler, bu yaygın kanaatin ayetin asıl konusunu ıskaladığını net bir şekilde ortaya koyuyor. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Kaynakta defalarca vurgulandığı gibi, Kur'an bir teknoloji kitabı değildir. Kur'an, öğüt, uyarı ve kılavuzluk kitabıdır. Ayette zeytinyağından bahsedilir, evet, ancak konu zeytinyağının kendisi değil, bir ışık kaynağı olarak zeytinyağıdır. Ayetin asıl konusu, ışığın ta kendisidir, yani Nur'dur.
Nur Suresi'nin 35. ayeti, Allah'ı gökleri ve yeryüzünü aydınlatan tek Zat olarak tanımlar. Ardından, O'nun nurunun (ışığının) örneği sembolik bir kompozisyonla anlatılır: "İçinde kandil bulunan bir kandil yuvası gibidir. O kandil bir cam içindedir. O cam sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki doğuya batıya Nispet edilemeyen (yani Dünyanın her yerinde var olan) bereketli bir zeytin ağacından yakılır, tutuşturulur ki onun ağacın yağı neredeyse kendisine Ateş dokunmasa bile ışık verir. Nur üstüne nurdur". Kaynakta bu "O'nun nuru" ifadesinin doğrudan Kur'an'ın Nuru olarak anlaşılması gerektiği belirtilir.
(Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Buradaki sembolik anlatım, bir fiziksel lambanın tarifinden ziyade, Kur'an'ın mahiyetini ve eşsiz korunmuşluğunu tasvir etmektedir. Tıpkı inci gibi koruma altına alınmış, katmanlı bir yapı. Bu koruma katmanları ise şeffaftır, ışığın yayılmasına asla engel olmaz. Para kasasına saklanan paralar gibi aşikar olmayan bir koruma değil, ışık saçan bir koruma. Ayrıca, bu Nur'un kaynağı olan "bereketli zeytin ağacı", herhangi bir yöreye veya mekana indirgenemez, evrenin her yerinde var olandır, bu da Kur'an'ın evrenselliğine işaret eder. En dikkat çekici benzetmelerden biri ise yağın ateşe dokunmasa bile ışık vermesidir; bu da Kur'an'ın yakıt desteğine, enerji takviyesine veya harici bir enerji kaynağına ihtiyacı olmadığını, kendi kendine yeten, daima ışık saçan bir Nur olduğunu simgeler.
Peki, bu Kur'an Nuru neyi aydınlatır? Kaynak, Kur'an'ın fiziksel mekanları (evleri, iş yerlerini, sokakları) aydınlatan bir ampul, çıra veya meşale gibi olmadığını kesin bir dille ifade eder. Kur'an'ın aydınlattığı alan, insanların zihinleri ve sosyolojideki karanlıklardır. Sağlanan diğer ayetlerle (En'am 1, İbrahim 1-3, İbrahim 5, Bakara 257, Hadit 9, Ahzab 43) desteklenen bu yorumda, "karanlıklar" küfür (inkar), nifak (münafıklık) ve şirk (Allah'a ortak koşma) gibi büyük sapmaları ve hatta kıskançlık, düşmanlık gibi daha tali meseleleri kapsar. Kur'an'ın aydınlığı ise bu karanlıklardan çıkararak insanları Tevhid'e, yani tek bir Allah'a yönelmeye sevk etmesidir. Tevhid, Allah'ın Nurudur.
Kaynağa göre, Allah'ın insanlığa gönderdiği Nur veya ışık, esasen vahiyleridir, kitaplarıdır ve bizlere ulaşan genel vahiy ise Kur'an'dır. Nisa 174 ve Tegabün 8 gibi ayetler de Allah'ın indirdiği ışığın (Nur) Kur'an olduğunu teyit eder. Şura Suresi 52-53 ayetlerinde vahyin hem "Ruh" hem de "Nur" olarak vasıflandırılması, Kur'an'ın hem sosyal can hem de aydınlatıcı kılavuz niteliğini pekiştirir. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Bu ayetler, Peygamber Efendimizin vahiy gelmeden önce kitap ve iman nedir bilmediğini, ancak vahiy (Nur) ile bir kılavuz haline geldiğini de vurgular.
Araf Suresi'nin 157. ayeti, insanlığın kurtuluşunun anahtarını verir: "O halde ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, Peygamberi şey yapıyor, ona yardımcı olan ve onun ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir". Kaynak, buradaki "indirilen nuru izleyen" ifadesinin, peygamberlerin şahsını değil, peygamberle birlikte indirilen vahyi, yani Kur'an'ı izlemek anlamına geldiğini net bir şekilde açıklar. Kurtuluş, o ilahi ışığı takip etmekle mümkündür. Nitekim, başka ayetlerde (Saf 7-9, Tevbe 32-33) Yahudiler, müşrikler ve diğer düşmanların Allah'ın nurunu (dinini, vahyi) ağızlarıyla söndürmek istedikleri, ancak Allah'ın, kafirler hoş görmese de, nurunu tamamlayacağı ve dinini tüm dinlerin üzerine üstün kılacağı belirtilir. Bu da Kur'an Nurunun sönmeyeceğini, korunacağını ima eder.
Kaynak, tüm bu analizlerin ışığında, Nur Suresi 35. ayetindeki gerçek mucizenin zeytinyağının florasan özelliği gibi bilimsel bir keşif değil, bizzat Kur'an'ın ilahi bir Nur olması, insanlığın zihnini ve toplumları aydınlatması ve en önemlisi, Allah tarafından korunuyor olması gerçeği olduğunu ifade eder. Bu koruma, Hicr Suresi'nin 9. ayetinde geçen, "O Zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik, elbette Biz koruyacağız" buyruğu ile de teyit edilmektedir.
Dolayısıyla, Nur 35. ayeti üzerinden çıkarılacak en temel ve doğru sonuç, ayetin modern bilimin keşfettiği bir zeytinyağı özelliğinden ziyade, Kur'an'ın kendisinin ilahi bir ışık kaynağı olduğu, bu ışığın karanlıkları dağıtarak insanlığı Tevhid'e ve kurtuluşa götürdüğü ve Allah'ın bu kutsal kitabı her türlü tahrif ve söndürme çabasına karşı bizzat koruduğu gerçeğidir. (Bu haber https://www.avazturk.com tarafından yapılmıştır. Bu ve daha fazlasını öğrenmek için lütfen bu linkimizi takip edin.) Ayetin sunduğu sembolik anlatım, Kur'an'ın bu eşsiz vasıflarını ve ilahi güvence altındaki konumunu vurgulamaktadır.