Özgür Özel, Türk Siyasetini Sarsan Bir Lider mi Oluyor?
Özgür Özel, sessiz sedasız yükselişiyle Türkiye'nin siyaset sahnesini yeniden şekillendiriyor. Hakkındaki iddialara rağmen temiz geçmişi ve sınırsız enerjisiyle kitleleri peşinden sürükleyen Özel, liderlik koltuğuna gerçekten oturabildi mi? İşte tüm...
Sevgili okurlarımız, Türkiye'nin siyaset sahnesinde şu sıralar tek bir isim herkesin dilinde: Özgür Özel. Onu ister sevin ister sevmeyin, hakkında olumlu ya da olumsuz bir şeyler söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurultay kararları ve sonrasındaki sessizliği, treni kaçırdığı izlenimini verirken, artık söyleyeceği sözlerin geçerliliğini yitirdiği gözlemleniyor. Kılıçdaroğlu her ne kadar dürüst bir isim olarak anılsa da, ülkemizde yalnızca seçim sonuçlarına bakılması ve kazanılamayan seçimlerin onu gündemden düşürmesi, siyasi etkinliğini büyük ölçüde kaybetmesine yol açtı. Peki, bu koşullar altında Özgür Özel, ülkenin yeni umudu olabilecek mi? Bu makale, Özel'in liderlik yolculuğunu ve merak uyandıran detaylarını gözler önüne sermeye devam edecek.
Son kurultay sonrasında ortaya atılan ve siyaset kulislerini sallayan iddialar uzun süre gündemi meşgul etti. Özgür Özel ekibinin, delegelerin oylarını almak için büyük paralar verdiği, hatta bazılarına İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından apartman daireleri armağan edildiği gibi ciddi suçlamalar dillendirildi. Ancak bu "itirafçı sahtekarların" söylemleri genellikle "Bana anlatıldığına göre...", "Kim olduğunu şimdi hatırlamadığım biri bana demişti ki..." veya "Bana o zaman ulaşan söylentilere göre..." gibi muğlak ve doğrulanmamış ifadelerle doluydu. Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, bu konularda belgelenmiş herhangi bir yolsuzluk ortaya çıkmadı, bu da iddiaların asılsızlığını gösterdi. Bu gelişmelerin ışığında, Türkiye'nin mevcut siyasi ortamında Özgür Özel'in gerçekten bir "lider" olup olamadığı sorusu, herkesin zihnini kurcalıyor.
Özgür Özel, her gün medyada boy gösteren bir isim haline geldi. Bugüne kadar gerek İstanbul'un merkez ilçelerinde gerekse Anadolu'nun çeşitli kentlerinde düzenlediği bütün mitingleri dikkatle izlediğimizde, her birinde büyük kalabalıkların toplandığı ve kitlelerin oldukça canlı olduğu görüldü. Ancak bu mitingler arasında, Emin Çölaşan'ı en çok etkileyenin hangisi olduğunu soracak olursanız, yanıtı Yozgat mitingi oldu. Yozgat, Orta Anadolu'nun tutucu bir kenti olup, halkının oylarının her seçimde AKP, MHP gibi muhafazakar partilere gitmesiyle biliniyor. Bu nedenle, CHP'nin Yozgat'ta bir başarı elde etmesi pek mümkün görünmüyordu, ancak olayların gelişimi tüm beklentileri yıktı. Bu mitinglerin detaylarını ve daha fazlasını merak edenler için https://www.avazturk.com adresi daha fazla bilgi sağlayabilir.
Yozgat mitingini izlemek için televizyon başına geçtiğimizde, meydanın boş kalacağını, belki rica minnet birkaç yüz kişinin gelip Özgür Özel'i dinleyip gideceğini düşünülmüştü. Ancak sahadaki durum tamamen farklıydı. Mitingin başlamasına daha uzunca bir süre olmasına rağmen, Yozgat'ın caddeleri traktörlerle dolup taşmıştı. Sıra sıra gelen traktörlerin üzerinde kırsal kesimden gelen kadın ve erkek çiftçiler vardı. Bu çiftçiler, mevcut iktidardan umduğunu bulamayan ve seslerini duyurmak isteyen kalabalık bir kitleyi oluşturuyordu. Meydan, beklenenin aksine tıklım tıklım dolu, kalabalık canlı ve enerji doluydu. Özgür Özel, bence genel olarak iyi bir gidişat sergiliyor. Ülkenin dört bir yanında düzenlediği mitingler de oldukça yararlı oluyor. Ancak her ne kadar mitingler önemli bir gösterge olsa da, sadece onlara bakarak karar vermenin yanıltıcı olabileceği de unutulmamalıdır. Özel'in bitmez tükenmez bir enerjiye sahip olması, siyasi kariyerinde önemli bir avantaj sağlarken, bu yoğun tempoda en büyük zararı kendi bünyesine verdiği de gözlemleniyor.
Parti içinde genel başkana muhalefet eden belirli grupların varlığından söz eden gazeteci arkadaşlar, CHP konusuna iyice uzmanlaşmış olsalar da, duydukları haberlerin her zaman iç açıcı olmadığını belirtiyorlar. Hatta, "Kemalcilerin" bile zannedilenden daha güçlü olduğu, ancak şimdilik sessiz kaldıkları, sular durulana kadar ortaya çıkıp konuşmak istemedikleri özellikle vurgulanıyor. Türkiye'de lider olabilmek gerçekten zorlu bir iş. Belli yerlere gelmeyi başaran genel başkanların çevresi, hemen kendi partilileri tarafından kuşatılır ve siyaset piyasasına acımasız yalanlar sürülür. Ancak Özgür Özel, bu tehlikeli süreci herhangi bir engel olmadan atlattı. Zira onun geçmişinde herhangi bir pislik, kirli iş, yolsuzluk ya da siyasi hata bulunmuyor. Dolayısıyla, karşı kamplarda yer alan siyasetçilerle birlikte iktidar yanlısı medyaya da bu konuda "mama" (çıkar/fayda) çıkmayacağı artık iyice belli oldu. Aksi takdirde, onları hiçbir güç susturamazdı.
Peki, Özgür Özel gerçekten "lider" olabildi mi? Emin Çölaşan'a göre, büyük ölçüde lider olmayı başardı. Özgür Özel’in elinde şu anda iki büyük ve çok önemli avantaj bulunuyor: Birincisi, geçmişinin tamamen temiz olması. İkincisi, partiyi büyütmesi. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi, sınırsız enerjisi. Türkiye'nin mevcut karmaşık ve kritik ortamında Özgür Özel ve CHP'nin rolü son derece önemli. Bu iyi gidişatın herhangi bir tökezleme olmadan devam etmesi en büyük dileğimiz. Bu süreç, sadece Özgür Özel'in değil, tüm Türk siyasetinin geleceğini şekillendirecek kritik bir dönemeci temsil ediyor ve bu gelişmeleri https://www.avazturk.com aracılığıyla takip etmekte fayda var.