Pazartesi Piyasaları Sarsacak Karar mı Geliyor? Herkes Bu Sorunun Yanıtını Arıyor!
Yoğun ve stresli bir haftanın ardından gözler Pazartesi piyasalarında. Uzman isim Emre Şirin, Borsa İstanbul ve döviz piyasaları için kritik tahminlerini paylaşıyor. CHP kurultay davası, faiz indirimi beklentileri ve küresel anlaşmaların piyasalara...
Yoğun, yorucu ve stresli bir haftayı geride bırakırken, yurt içi ve yurt dışı piyasalar kapanışa olumsuzluklarla geldi. Özellikle Borsa İstanbul'da, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kurultay davası gündemi satışları beraberinde getirdi. Ancak bu satışların ardında önemli bir detay yatıyordu: Borsa İstanbul'un daha önce savaş meselesindeki ateşkes sonrası oluşan boşluğu, yani bir "gap"i kapatması. Bu hareket, uzmanlara göre, Borsa İstanbul'un önümüzdeki günlerde başlayacak olası bir yükseliş trendi için daha sağlıklı bir zemin oluşturması açısından büyük önem taşıyordu. Sosyal medyada dolaşan, bir ismin CHP kurultay davasının erteleneceği yönündeki bilgi paylaşımı ise sabah negatif başlayan tablonun pozitif sonuçlanmasını sağladı, fakat elbette tedirginlikler devam ediyor. Pazartesi günü piyasaların nasıl bir kararla karşılaşacağı merakla beklenirken, uzmanların görüşleri ve piyasalar üzerindeki derin etkileşimler makalemizin devamında aydınlatılacak.
Piyasalardaki bu belirsiz ortamda, uzman isim Emre Şirin'in analizleri yol gösterici oluyor. Şirin'in ifadelerine göre, mevcut durumda Merkez Bankası'nın gücü Mart ayındaki gibi değil; daha kırılgan bir yapı söz konusu. Temmuz ayında 350 baz puan civarında bir faiz indirimi beklentisi olduğu göz önüne alındığında, bunun gerçekleşebilmesi için ekstra bir risk yaratılmaması gerektiği vurgulanıyor. Tüm bu hususlar ve enflasyonist baskılar ortadayken, piyasayı daha çok bozacak, dolarizasyonu tetikleyecek ve yatırımcının güvenini iyice sarsacak bir haber akışı beklenmiyor. Dolayısıyla Emre Şirin, kurultay davasında bir erteleme beklediğini ve Borsa İstanbul açısından piyasanın yönünün yukarı döneceğini tahmin ediyor. Küresel tarafa bakıldığında ise, aylarca piyasaları meşgul eden Çin ve ABD'nin anlaştıklarını duyurması, ekonomilerin nereye gideceğine dair şüpheleri gideren bir uzlaşıyla sonuçlandı. Şirin, ne Çin ne de ABD ekonomisinin küresel ekonomiyi kaldıramayacağını ve bir şekilde masaya oturup uzlaşacaklarını daha önce de ifade etmişti. Tıpkı İsrail-İran geriliminde olduğu gibi, müzakere masasının beklendiği gibi çalıştığına dikkat çekiliyor.
Değerli metaller cephesinde de önemli hareketlilikler yaşandı. Emre Şirin'in dünkü ve önceki videolarında belirttiği üzere, aşağı yönlü bir hareket görme olasılığının yüksek olduğu değerli metallerde bu beklenti gerçekleşti. Ons altın, 3300 doların da altında önemli bir noktayı, özellikle 3314-3315 bandını kırdı ve aşağı yönlü bir hareketle 3250 dolar seviyesine geriledi. Şirin, bu seviyenin kritik olduğunu ve 3250'nin aşağı kırılması halinde 3000-3050 dolar bandının test edilebileceğini belirtmişti. Ons gümüşte de benzer bir tablo var; 350 ve sonrasında 3490 seviyelerinin önemli olduğu, buraların aşağı kırılması durumunda satışların hızlanabileceği ifade ediliyor. Ancak Şirin, tüm bu satışların panik yaratacak düzeyde olmadığını, aksine toplayabilecek imkanı olanlar için birkaç ay sonrası için fırsat düşüşleri olduğunu vurguluyor. Çünkü değerli metallerdeki "hikayenin bitmediği," özellikle gümüş tarafında ise hikayenin daha tam başlamadığı bile söylenebilir. BIST 100 için ise Emre Şirin, Temmuz ayının yükseliş ayı olabileceğini tahmin etmişti. Siyasi haber akışlarının bugüne kadar çok olumsuz olduğunu ancak bundan sonra aşırı düzeyde bozucu nitelikte olmayacağını belirtiyor. Borsa İstanbul'un aşağı yönlü hareketleri bu hafta boyunca bekleniyordu; bunun nedenleri arasında hem CHP kurultayına yaklaşılması hem de endeks 30 kontratının vade sonu ve kontrat değişimleri vardı. Bu tablo sürpriz değil, daha önce konuşulan bir durumdu. Avaztürk.com gibi saygın haber kaynaklarının da takip ettiği bu piyasa hareketlerinde, yabancı yatırımcıların geçtiğimiz hafta 100 milyon dolar hisse sattığı görülse de, önceki hafta 450 milyon dolar alım yaptığı ve daha önceki haftalarda da alım tarafında olduğu biliniyor. Bu durum, piyasalar için biraz daha pozitif geçecek bir Temmuz ayına işaret ediyor.
Borsa İstanbul'un bir süredir aynı bantta, yani 9000-9050 ve 9400 aralığında gidip geldiği görülüyor; hatta aşağıya da gidemediği gözlemleniyor. Güncel kapanış 9404 seviyesinde olsa da, aslında 9430 hatta 9460'ın geçilmesi beklenirdi. Ancak ilk etapta 9425 seviyesinin aşılamaması, buranın önemli bir direnç noktası olduğunu gösteriyor. Piyasada bir sıkışma olduğu açıkça görülüyor ve bir pozitif haber akışı bekleniyor, ki bu muhtemelen önümüzdeki günlerde gelecektir. Ancak Emre Şirin, uzun vadeli bir rallinin olup olmayacağını bugünden kestirmenin zor olduğunu belirtiyor. Faiz indirim döngüsü başladığında, faizler daha anlamlı düştüğünde çok daha farklı tabloların görüleceğini ancak siyasi haber akışlarının hala çok belirleyici olduğunu asla unutmamak gerektiğini vurguluyor. Bu haber akışları maalesef piyasalardaki türbülansı ve oynaklığı artırıyor, tam bir yön belirleyememesine sebep oluyor. Piyasaları okurken bu unsurları göz ardı etmemek gerekiyor. Borsanın ucuzluk seviyesi açısından bir seneyi aşkın süredir sürekli aşağı yönlü hareket yapması, hatta hisse bazında 2 buçuk sene geriye giden ve o seviyeleri bile yakalayamayan birçok hisse senedi olması, önümüzdeki süreçler için büyük bir potansiyel olduğunu gösteriyor. Pandemi dönemi düşüşleri ve sonrası hareketler ya da 6 Şubat depremi sonrası ve seçim sonrası oluşan hareketler gibi örneklerle karşılaştırıldığında, bu kötü gidişatın sonunda da benzer bir tablonun olacağı, ancak bunun bir anda değil, zamanla, kademeli olarak gerçekleşeceği öngörülüyor. Bu, büyük yükseliş döngüsünün içerisinde küçük yükselişler ve ardından düzeltme dönemleri, yani satış dalgalarının görüleceği bir süreç olacak.
Temmuz ayındaki haber akışları bu nedenle önem taşıyor ve bir yükseliş beklentisi olmasına rağmen, küresel ya da yerel siyasi haber akışlarının bu yükselişi sekteye uğratıp uğratmayacağı yakından izlenecek. Piyasaların çok yıpranmış olması, kısa vadede 19 Mart gibi bir tablo görme olasılığını azaltıyor. Siyasi açıdan ise, bir erken seçim gündeminin oluşabileceği belirtiliyor ki bu, para musluklarının açılacağı ve faizlerin daha da ineceği anlamına gelir, piyasalar açısından da olumlu olacağı tahmin ediliyor. Bu süreçte takip edilmesi gereken baş aktörün siyaseten Devlet Bahçeli olduğu, genelde böyle dönemlerde onun söylemleriyle fitilin ateşlendiği ve sürecin ilerlediği belirtiliyor. Ancak bu olmasa bile, reel sektörün talepleri ve dolar/TL'nin 40 bandına dayanmış olması nedeniyle faiz indiriminin gelmesinin çok yüksek bir ihtimal olduğu ifade ediliyor. Faiz indirimi gelirse enflasyonist bir etki ve kur üzerinde baskı oluşabilir mi sorusuna ise, kısa vadede çok fazla baskı olmayacağı cevabı veriliyor. Çünkü eğer bunlar gerçekleşecek ve borsada bir hareketlenme olacaksa, muhtemelen yabancı da giriş yapacak demektir; tahvil tarafında da alımlar devam ediyor ve faiz indirimi bu tarafı pozitif etkileyecektir. Cari tarafta ise, faizler inse bile yüksek faiz ortamının aslında devam ettiği belirtiliyor.
Piyasaları izlerken ana gündem maddesi hala CHP kurultay meselesi ve ciddi bir tedirginlik var. Ancak Emre Şirin, bu tedirginliğin karşılığında beklendiği gibi olumsuz bir tablo çıkmayacağını tahmin ediyor. Rasyonel aklın bunu söylediğini, kırılganlık, enflasyon, dolara olan yönelim ve finansmana olan ihtiyaç göz önüne alındığında, olumsuz bir durumun olmaması gerektiğini ifade ediyor. Ancak çok düşük bir ihtimal de olsa, zihinlerde durması gereken bir olasılık daha var: Kurun baskılandığı ve bu şekilde gitmediği, turizmin, ihracatın ve üretimin kayıplara uğradığı bir senaryo. Tüm fiyatlamaların yanlış olduğu, kurun gitmeyeceğine dair verilen vaatlerin kendi dinamikleriyle bırakılmadığı bir ortamda, kurun bir noktada yukarı gidip dışarıdan sıcak sermayenin daha rahat gelmesinin önünün açılması için kullanılıp kullanılamayacağı sorusu akıllarda. Böyle bir tablonun olması halinde, ilk başta borsanın satış yiyeceği ve kurun yukarı gideceği, ancak sonrasında girişlerin başlayarak borsada alımların devam edip daha yukarı giden bir tablo olabileceği öngörülüyor. Önümüzdeki sürecin çok olasılıklı, çok bilinmeyenli bir tablo içerdiği ve bunu yaratanın da siyasi atmosfer ve siyasi belirsizlik olduğu belirtiliyor. Uzman isimler, dolar, borsa, altın gibi piyasa hareketlerinin siyasetle iç içe olduğunu, çünkü siyaseti yönetenlerin aynı zamanda ekonominin ve piyasaların gidişatını da etkilediğini vurguluyorlar. Bu gerçeğin birçok insan tarafından yavaş yavaş anlaşılmaya başlandığı, anlamayanların da anlayacağı bir tablo önümüzde duruyor. Tüm bu gerilim ve belirsizliğe rağmen, Emre Şirin'in güçlü tahmini, CHP kurultay davasının erteleneceği ve Borsa İstanbul'un yönünün yukarı döneceği yönünde. Piyasa uzmanları, bu kritik Pazartesi için nefeslerini tutmuş bekliyor; acaba bu erteleme beklentisi piyasalara gerçekten de beklenen rahatlamayı getirecek mi? Önümüzdeki günler bu sorunun cevabını gözler önüne serecek.