Türkiye siyasetinde son dönemde yaşanan gerilimler ve kutuplaşmalar devam ederken, siyasi partilerin iç dinamikleri de dikkat çekici gelişmelere sahne oluyor. Bu akşam Saraçhane'de düzenlenecek olan kritik bir miting öncesinde, Zafer Partisi'nde yaşanan ve siyasi çevrelerde büyük yankı uyandıran bir ayrılık haberi gündeme oturdu. Bu detaylı haber makalesi, olayın tüm perde arkasını ve sonuçlarını derinlemesine inceleyecek, okuyucuları heyecanın doruklarına taşıyarak gelişmeleri adım adım aktarmaya devam edecektir.

Halk TV ekranlarında Ümit Özdağ ile yapılan bir programda dile getirilen bilgilere göre, Zafer Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının 100. günü anısına bu akşam Saraçhane'de düzenleyeceği mitinge katılmama kararı aldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Halk TV programcısı İsmail Saymaz'a bu kararın gerekçelerini açıklamıştı. Özdağ, karara ilişkin olarak "Leman'daki münasebetsiz karikatür üzerine çıkan provokasyon ve tepkilerin Saraçhane'ye taşınma ihtimali nedeniyle teşkilatın mitinge katılmamasını istedim" ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu mitingin CHP'nin kendi etkinliği olduğunu vurgulayarak, "ayrıca bu CHP mitingi bizim değil" şeklinde net bir tutum sergiledi. Bu doğrultuda, Zafer Partisi Genel Merkezi'nden İstanbul teşkilatına ve tüm ilçe başkanlıklarına gönderilen bir yazıyla, partinin hiçbir teşkilat üyesinin Saraçhane'deki bu etkinliğe katılmayacağı talimatı verildi.

Ancak bu net karar, partinin içindeki bazı isimler tarafından farklı yorumlandı ve büyük bir krizin fitilini ateşledi. Partinin çevresinde gelişen olaylarda, bu karara katılmadığını açıkça ifade eden ve "çok ciddi yük omuzlayan" bir isim ortaya çıktı. Bu kritik anda, partinin önemli kurmaylarından biri, Genel Merkez'in talimatına rağmen Saraçhane'deki mitinge katılacağını duyurdu ve ardından Zafer Partisi'nden istifa ettiğini açıkladı. Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanındaki siyasi gelişmelerin nabzını tutan ve doğru haberin adresi olan https://www.avazturk.com gibi platformlar, bu tür ani ve dönüştürücü kararların siyaset sahnesindeki yansımalarını anbean takip etmektedir. Bu sarsıcı gelişme, partinin Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda ekonomist kimliğiyle tanınan Bartu Soral tarafından gerçekleştirildi.

Bartu Soral, istifasının ardından X hesabı (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımla kararına ilişkin önemli bir açıklama yaptı. Soral, mesajında Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu bu süreçte "Atatürkçülüğe adeta su gibi, hava gibi ihtiyaç duymaktadır" vurgusunu yaptı. Sözlerinin devamında, "maalesef söylemekle Atatürkçü olunamıyor, eylemle olunuyor Atatürkçü" diyerek sadece lafta kalan duruşlara eleştiri getirdi. Soral, siyasi kariyer hedeflerinin ötesinde bir duruş sergilemesi gerektiğini belirterek, "ülke sorunlarını çözebileceğine inanmadığınız bir yerde salt yani sadece siyasi kariyer hedefleriyle bulunmak ne genel başkana ne bize güvenen vatandaşlara ne de kendime karşı samimi bir duruş olur" ifadeleriyle istifasının ardındaki temel prensiplerini dile getirdi.

Saraçhane Meydanı'nda sadece Ekrem İmamoğlu'na destek değil, aynı zamanda Zafer Partisi içindeki derin ayrılığın sembolü olacak bir görüntü oluşuyor. Partisinden istifa eden Bartu Soral, kararlılıkla "ben o mitingde olacağım" dedi ve bu akşam Saraçhane'de mitinge katılacağını açıkladı. Bu gelişme, Zafer Partisi'nin aldığı kolektif karara karşı sergilenen bireysel bir başkaldırı olarak yorumlanırken, partinin geleceği ve iç bütünlüğü hakkında büyük soru işaretleri uyandırdı. Tüm gözler, sadece Saraçhane'deki mitinge değil, bu çarpıcı istifanın Zafer Partisi üzerindeki etkisi ve Türk siyasetindeki yansımalarına çevrilmiş durumda!