Siyaset Sahnesini Sarsacak O İsim Hakim Karşısında: Kimse Beklemiyordu!
Türkiye'nin en tartışmalı siyaset davalarından birinde, Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer ikinci kez hakim karşısına çıktı! Savunmasında "barış süreci" ve "terörsüz Türkiye" vurgularıyla adeta bombayı patlatan Özer'in sözleri siyaseti derin
Türkiye'nin siyasi gündemi her geçen gün daha da ısınıyor, özellikle de seçimlerin ardından ortaya çıkan yeni tablo, beklenmedik gelişmeleri beraberinde getiriyor. Bu gelişmelerin merkezinde ise, adaletin kapıları ardında yaşananlar ve siyasi figürlerin karşı karşıya kaldığı zorlu süreçler var. Bugün ele alacağımız haberde, sadece bir yargı sürecini değil, aynı zamanda Türkiye siyasetinin derinliklerinde yatan çelişkileri, ittifakların görünmeyen yüzünü ve geleceğe dair kritik ipuçlarını bulacaksınız. Bu makalenin her paragrafı, sizi koltuğunuza daha da bağlayacak, zira en can alıcı ve şok edici bilgiyi, tüm detaylarıyla son paragrafa sakladık. Okumaya devam edin; zira bu, sadece bir haber değil, Türkiye'nin yakın siyasi tarihine düşülecek önemli bir not!
Sabahın erken saatlerinden itibaren, Türkiye'nin gündemi Tele1 ekranlarından aktarılan canlı bilgilerle hareketlendi. Tele1 muhabiri Seda Taşkın, genel siyasi atmosferi aktarırken, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'ndeki gelişmeleri ve Ahmet Özer'in ikinci duruşmasını da takip ettiğini belirtti. Esenyurt'un tutuklu belediye başkanı Ahmet Özer, bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı ve duruşma, Silivri'deki Marmara Cezaevi'nin karşısındaki salonda, saat 10.00 itibarıyla başladı. Tele1 muhabiri Hürgün Aygün, doğrudan Silivri'den bağlanarak Ahmet Özer'in duruşmasındaki son gelişmeleri izleyicilere aktardı. Hatırlanacağı üzere, Ahmet Özer 30 Ekim'de tutuklanmış ve ilk duruşması 23 Mayıs'ta gerçekleşmişti; bugünkü ise ertelenen ikinci duruşmaydı. Duruşmada beş tanık dinlendikten sonra söz Ahmet Özer'e verildi ve en son gelişme olarak Savcı, Ahmet Özer'in tutukluluğunun devamını talep etti.
Ahmet Özer'in savunmasındaki ifadeler ise oldukça çarpıcıydı ve yeni siyasi sürece atıf yapan önemli detaylar içeriyordu. Özer, konuşmasına "Masumiyet karinem ilk günden beri çiğnendi" sözleriyle başladı ve terör örgütü üyesi olmadığının en başından belli olduğunu vurguladı. "Bir ülke nasıl bu duruma düşer, ben bile bu tür iddialarla yargılanıyorsam diğer insanlar ne yapar acaba diye düşünmeden edemiyorum" diyerek, kendi durumunun ülkedeki adaletin genel fotoğrafını yansıttığını dile getirdi. Özer'in en dikkat çekici açıklaması ise şuydu: "Barış süreciyle benim tutuklu olmama arasında büyük bir çelişki var". Bu sözlerini, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın bir önceki günkü paylaşımının teyit ettiğini de ekledi. Feti Yıldız'ın, Ahmet Özer'in geçmişte meclis komisyonunda Türk-Kürt kardeşliği ile ilgili yaptığı değerlendirmeleri "oldukça olumlu" bulduğunu ve bunun "bir tık ileriye taşınması gerektiğini" belirtmesi, Ahmet Özer tarafından da "oldukça değerli" bulunmuştu. Bu denli kritik ve toplumsal yankı uyandıracak bilgilerin hızla yayılması ve geniş kitlelere ulaşması için www.avazturk.com gibi haber platformlarının üstlendiği rol, günümüz medya dünyasında tartışılamaz bir öneme sahiptir.
Ahmet Özer, savunmasında daha da ileri giderek, "Öcalan'ın mektupları devlet erkanı ve kamuoyu önünde alkışlar arasında okutulurken sırf adımın 11 yıl önce iradem dışında bir İmralı görüşmesinde geçmesi nedeniyle örgüt üyeliğiyle suçlanıp tutuklanmam ve tutukluluğumun devam etmesi büyük bir çelişkidir" ifadeleriyle, şu anda iktidarın da "terörsüz Türkiye" adını verdiği sürece doğrudan bir atıf yaptı. Ayrıca, geçtiğimiz ay Ahmet Özer'in sloganının AK Parti tarafından kullanıldığının tartışma konusu olduğunu hatırlatarak, "Cumhurbaşkanı benim sloganımı kullanıyor ama benim hakkımda dava açılıyor" şeklinde eleştirel bir değerlendirmede bulundu. Ahmet Özer'in konuşması sırasında mahkeme heyetinden bir ihtar geldi ve hakim, "Biraz daha konuşursanız kesmek zorunda kalacağım" dediğinde, Özer "Ben bunlarla yargılanıyorum. Bu anlamda bu hususlarla ilgili kendimi savunamayacak mıyım? 5 dakika konuşmuşum Çok mu?" sözleriyle tepki gösterdi. Kent uzlaşısı soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Özer, daha önceki duruşmasında da "Ben bir bilim insanıyım. Böyle bir insan terör örgütüne iradesini teslim eder mi?" diye sormuştu. Tanıklardan Erkan Çakır'ın, "Ahmet Özer PKK'ya PKK dedi. Örgüt üyesi olduğundan eminim" şeklinde ithamlarda bulunmasına rağmen, aynı zamanda Özer'in süreçle ilgili yorumlarını olumlu karşıladığını belirtmesi üzerine, Ahmet Özer'in avukatı Hüseyin Ersöz, "Hangi ifadesine güvenelim, hangi ifadesine dayandıralım bu soruşturmayı, hangisine itimat edelim" diyerek tanığın çelişkili ifadelerine dikkat çekti.
Öte yandan, Tele1 spikeri Şebnem Yit, Ahmet Özer davası devam ederken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in hafta sonu Adıyaman'da gerçekleştirdiği mitinge değindi. Görevinden uzaklaştırılan ve ev hapsinde bulunan Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin durumu nedeniyle özel bir anlam taşıyan bu miting öncesinde Özgür Özel, Tutdere'yi evinde ziyaret etmişti. Mitingde konuşan CHP lideri Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "AK Parti, MHP ve DEM'in birlikte yürüyeceği" sözlerine sert tepki göstererek, bu açıklamayı "ayrımcılık" olarak nitelendirdi. Özel, "Düne kadar demliler, DEM'e oy verenler, DEM'e selam verenler teröristti. Şimdi biz MHP Dem anlaştık, birlikte yol yürüyeceğiz diyor" ifadeleriyle Erdoğan'ın çelişkisine dikkat çekti. Özgür Özel, konuşmasının devamında Türkler ve Kürtlerin ortak geleceği için birlik çağrısı yaparak, "Birbirimize ihtiyacımız var" dedi. Özel, CHP'nin Kürtlerle ilişki kurmak veya Kürtler için iyisini istemek adına DEM Parti'ye ihtiyacı olmadığını, aynı şekilde DEM Parti'nin de Türklerle ilişki kurmak adına CHP'ye ihtiyacı olmadığını, ancak Kürtlerin ve Türklerin bir arada olmak ve geleceği kurmak için birbirlerine ihtiyaç duyduklarını net bir şekilde ifade etti.
İşte tüm Türkiye'nin nefesini tuttuğu o an geldi: Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer'in savunmasında adeta gizli bir bombayı patlattığı o kritik an! Duruşma salonunda, Savcının tutukluluğunun devamını istediği bir anda, Özer'in "Barış süreciyle benim tutuklu olmama arasında büyük bir çelişki var" sözleri ve iktidarın şu an "terörsüz Türkiye" adını verdiği sürece dair yaptığı atıf, aslında Türkiye'nin yıllardır süregelen en hassas meselesine doğrudan bir göndermeydi. Bir yanda devletin "çözüm süreci" veya "terörsüz Türkiye" gibi söylemlerle yeni bir sayfa açma çabaları konuşulurken, diğer yanda bu süreçle çeliştiğini iddia eden, hatta geçmişte Türk-Kürt kardeşliği adına pozitif adımları MHP'li bir isim tarafından bile takdir edilen bir ismin hala tutuklu yargılanması ve tutukluluğunun devam etmesi istenmesi... Bu durum, sadece Ahmet Özer'in davası değil, Türkiye'nin gelecekteki siyasi çözüm ve barış arayışları açısından da derin ve çetin bir paradoksu gözler önüne seriyor. Gözler şimdi, bu çelişkinin siyasi arenada nasıl bir yankı bulacağında ve bu davanın, Türkiye'nin kronik sorunlarına dair yeni bir dönemin başlangıcı olup olmayacağında!