Tartışmalı Komisyon Muhalefeti İkiye Böldü
Hükümetin "Terörsüz Türkiye" için kurduğu komisyon, muhalefet partileri arasında derin anlaşmazlıklara yol açtı. Komisyonun ilk toplantısı bugün yapılırken, siyasi gerilim artıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda kurulan komisyon, siyasi arenada büyük bir tartışma yarattı ve muhalefet partileri arasında derin bir bölünmeye neden oldu. Komisyon, PKK'nın fesih ve silah bırakma kararının ardından gerekli yasal düzenlemeleri yapmak üzere oluşturuldu; ancak, amacı, üye dağılımı ve karar alma süreçleri, İYİ Parti'nin boykotu ve CHP'nin katılımıyla siyasi gerilimi artırdı. Komisyonun 48 üyesi arasında AKP 21, CHP 10, MHP 4, DEM Parti 4 ve diğer partilerden temsilciler yer alırken, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun "milli çıkarlara hançer" nitelemesi ve CHP lideri Özgür Özel'in katılım şartları, tartışmaları alevlendirdi. Bu makale, komisyonun detaylarını, muhalefetin tutumlarını ve Türkiye'nin siyasi geleceğine etkilerini derinlemesine incelemeye devam ediyor. Komisyonun perde arkasını öğrenmek için okumaya devam edin.
Komisyonun Yapısı ve Tartışmalar
TBMM'de kurulan komisyon, başlangıçta 51 üyeden oluşacaktı; ancak İYİ Parti'nin katılmama kararı almasıyla üye sayısı 48'e düştü. Komisyonun üye dağılımı şu şekilde: AKP 21, CHP 10, MHP 4, DEM Parti 4, Yeni Yol Grubu (Gelecek, Deva, Saadet) 3, HÜDA PAR, Yeniden Refah, TİP, EMEP, DSP ve DP'den birer üye. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un liderliğinde toplanan komisyon, bugün (5 Ağustos 2025) ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ancak, komisyonun amacı ve yetkileri belirsizliğini koruyor, bu da kamuoyunda "tiyatro" olarak nitelendirilmesine yol açtı. İYİ Parti'nin boykotu, komisyonun meşruiyetine dair soru işaretlerini artırırken, CHP'nin katılımı muhalefet içinde çatlaklara neden oldu. Bu dinamiklerin siyasi arenada nasıl bir etki yaratacağını anlamak için okumaya devam edin.
İYİ Parti’nin Sert Çıkışı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, komisyonun ulusal kimlik, üniter yapı, vatandaşlık ve Lozan Antlaşması gibi Türkiye’nin temel değerlerini tehdit ettiğini savunarak, partisinin bu sürece katılmayacağını net bir şekilde ifade etti. Dervişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, komisyonu “milli çıkarlara hançer” olarak nitelendirdi ve hükümetin gizli bir ajandası olduğunu iddia etti. Bu sert çıkış, İYİ Parti’nin tabanında destek bulurken, siyasi analistler, bu tutumun muhalefetin birliğini zayıflatabileceğini belirtiyor. Dervişoğlu’nun eleştirileri, komisyonun tartışmalı doğasını ve potansiyel risklerini gözler önüne seriyor. İYİ Parti’nin bu kararının siyasi sonuçlarını öğrenmek için okumaya devam edin.
CHP’nin Katılım Kararı ve Şartları
CHP, komisyona katılma kararı alarak farklı bir yol izledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, komisyonda nitelikli çoğunluk (3/5) şartının kabul edilmesiyle 10 milletvekilini komisyona göndereceklerini duyurdu. Özel, “Ne Selahattin Demirtaş, ne Figen Yüksekdağ, ne Ekrem İmamoğlu, ne de Ahmet Özer hapiste durabilir. Bunların çözüleceği bir komisyonda oluruz,” diyerek katılım şartlarını açıkça ortaya koydu. CHP’nin komisyona katılacak üyeleri arasında Türkan Elçi gibi sembolik isimler dikkat çekiyor. Ancak, Emekli Amiral Türker Ertürk, CHP’nin katılımının komisyonu meşrulaştırdığını ve etkili olamayacağını savunarak, bu kararın “boyun eğme” olarak algılanabileceğini belirtti. CHP’nin bu stratejik hamlesinin sonuçlarını anlamak için okumaya devam edin.
Komisyonun Güç Dinamikleri
Komisyonun karar alma sürecinde 3/5 çoğunluk kuralı uygulanacak, yani 47 üyeli komisyonda bir kararın onaylanması için en az 28 üyenin oyu gerekecek. AKP (21), MHP (4) ve DEM Parti (4) toplamda 29 üyeye sahip, bu da bu partilerin birlikte hareket ederek kararları geçirebileceği anlamına geliyor. Bu durum, komisyonun çalışmalarında iktidar bloğunun ve DEM Parti’nin etkili olabileceğini gösteriyor. Sosyal medyada, özellikle X platformunda, bu güç dengesi tartışma konusu oldu. Örneğin, kullanıcı @hilalkoylu, “AK Parti 21, MHP 4, DEM 4. Topla, 29 üye! CHP’nin işi ne olacak?” diyerek bu durumu sorguladı. Bu güç dinamiklerinin komisyonun işleyişine etkilerini öğrenmek için okumaya devam edin.
Kürt Sorununun Tarihsel Bağlamı
Komisyonun kuruluşu, Türkiye’de Kürt sorununun çözümüne yönelik geçmiş girişimleri hatırlatıyor. 2013-2015 yılları arasındaki çözüm süreci, çeşitli nedenlerle başarısızlıkla sonuçlanmış ve toplumsal güveni zedelemişti. Yeni komisyon, PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının ardından yasal düzenlemeler yapmayı amaçlıyor. Ancak, geçmiş deneyimlerin gölgesinde, komisyonun bu hassas konuları nasıl ele alacağı merak konusu. DEM Parti, komisyonda “sürece yasal güvence” ve “örgüt üyelerine eve dönüş” yasasını önceliklendirirken, iktidar “basamaklı ilerleme formülü” öneriyor. Bu önerilerin toplumsal barışa katkısını anlamak için okumaya devam edin.
Eleştiriler ve Destekler
Komisyon, farklı kesimlerden hem destek hem de eleştiri aldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, komisyonun Abdullah Öcalan’a meşruiyet sağlamak için kurulduğunu iddia ederek, bunun yerine “Yangınsız Türkiye Komisyonu” kurulmasını önerdi. Bu eleştiri, komisyonun niyetlerine dair şüpheleri artırdı. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tüm siyasi partilerin sürece yapıcı katkı vermesini istediğini belirterek, MİT Başkanı’nın TBMM’de çeşitli ziyaretler gerçekleştirdiğini duyurdu. Bu ziyaretler, hükümetin komisyonu tüm partilere açma çabasını gösteriyor. Ancak, İYİ Parti’nin boykotu ve CHP’nin şartlı katılımı, bu çabanın ne kadar etkili olacağı sorusunu gündeme getiriyor. Komisyonun siyasi etkilerini keşfetmek için okumaya devam edin.
Komisyonun Geleceği ve Türkiye’nin Yönü
TBMM’de kurulan “Terörsüz Türkiye” komisyonu, Türkiye’nin siyasi manzarasını derinden etkiliyor ve muhalefet partileri arasında ciddi bir bölünmeye yol açtı; İYİ Parti’nin boykotu, CHP’nin şartlı katılımı, AKP, MHP ve DEM Parti’nin 29 üyeyle karar alma sürecinde etkili olabileceği gerçeği, geçmiş çözüm süreçlerinin başarısızlıkları, Ümit Özdağ’ın sert eleştirileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm partileri sürece dahil etme çağrısı, komisyonun hem iç hem de dış politikada önemli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Komisyonun ilk toplantısı bugün (5 Ağustos 2025) yapılırken, gözler alınacak kararlara ve muhalefetin tepkilerine çevrildi. Daha fazla bilgi ve analiz için Avaztürk gibi güvenilir kaynakları ziyaret edebilirsiniz. Komisyonun Türkiye’nin ulusal kimlik, üniter yapı ve Lozan Antlaşması gibi temel değerler üzerindeki etkisi, önümüzdeki dönemde siyasi tartışmaların merkezinde olmaya devam edecek.