Trump'ın Ateşiyle Borsalar Sarsılırken, Çarşıdan Dolar Hamlesi Türkiye'yi Ateş Hattına Sürüklüyor!
Türkiye, Ortadoğu'daki gerilimler, ekonomik belirsizlikler ve siyasi çalkantılarla derin bir dönüşümün eşiğinde. Serbest piyasada dolar yükselirken, altın ve gümüş yatırımcılar için güvenli liman oluyor. Uzmanlar, yaklaşan şok dalgaları ve olası bir...
12 Haziran 2025 Perşembe günü itibarıyla, Türkiye'nin hem kuzeyindeki üç yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşına rağmen hem de doğusundaki İran ile ABD-İsrail arasındaki tırmanan gerilime paralel olarak çapraz ateş altında kalabileceği tehlikeli bir döneme girildiği belirtiliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in İran'a yönelik saldırı hazırlıkları ayyuka çıkmış durumda; ABD, Ortadoğu'daki askeri üslerinden asker ailelerini tahliye ederken, İsrail'in ABD'ye saldırı için hem askeri hem de istihbari açıdan hazır olduğu bilgisi paylaşıldı. Bu durum, Türkiye'nin milli güvenliği açısından benzeri görülmemiş bir beka meselesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Dolar/TL Kurunda Serbest Piyasa İsyanı ve Merkez Bankası'nın Çaresiz Çabaları
Ekonomi cephesinde ise serbest piyasada, yani döviz büroları ve kuyumcularda, Dolar/TL kurunda bankalararası piyasaya kıyasla 20-30 kuruşluk dikkat çekici bir makas açıldığı gözlemleniyor. Şu an itibarıyla ekrandaki 39.35 TL olan Dolar/TL kuru, çarşıda 39.50-60 TL seviyelerine, hatta 39.60 TL'ye doğru yükseliyor. Bu durum, Merkez Bankası'nın kuru tutma çabalarını fark eden bireysel ve kurumsal yatırımcıların fiziksel döviz talebinin bankalardan serbest piyasaya kaydığının net bir işareti olarak yorumlanıyor. Merkez Bankası'nın tüm bankaların ve döviz bürolarının üzerinde "boza pişirmesine" rağmen, bu makasın açılması, 19 Mart 2025'te Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alındığı haberleriyle doların bir anda 36 liradan 41 liranın üzerine fırlaması gibi, dolarda yaşanacak hareketliliğin habercisi kabul ediliyor. Merkez Bankası, doları tutmaya çalışsa da, 39.15 ve 39.30 TL'deki barikatların birer birer yıkıldığı görülüyor. Net rezervleri eksi 59 milyar dolar seviyesindeyken ifade edilen 16 milyar dolarlık rezervin gerçek olmadığı, carry trade yoluyla ülkeye giren 2-3 milyar dolarlık paranın ise Bayram sonrası hızla çıkış yaptığı belirtiliyor.
Merkez Bankası'nın 19 Haziran 2025 Perşembe günü faiz indirmekten başka çaresinin olmadığı vurgulanıyor. Ancak bu indirim, piyasayı kandırmaya yönelik olabilir: Haftalık repo faizi %46'dan %42.50-%43'e çekilse de, üst banttan fonlama yaparak gerçek faiz %45-46 civarında tutulabilir. Bu çöküş, Türkiye'nin ana para ödemesinden daha fazla faiz ödeyen bir konuma geldiğini ve uzun vadeli borçlanma faizlerinin %40 civarına, 2-5 yıllık tahvillerde ise %35-45 arasına yükseldiğini gösteriyor. Hazine, 5 Mayıs 2025'te 2 yıllık tahvile %47.19 bileşik faiz ödeyerek borçlandı. Türkiye'deki gerçek ekonomik durumu daha yakından takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Enflasyon Tartışmaları ve Hükümetin Ekonomi Politikalarına Yönelik Eleştiriler
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in enflasyonun düştüğüne dair açıklamaları sert bir şekilde eleştiriliyor. Kendisinin dahi TÜİK'in açıkladığı verilere inanmadığı, aksi takdirde Hazine'nin %47.19 gibi yüksek bir oranla borçlanmayacağı iddia ediliyor. Gerçek enflasyonun %29-35 aralığında yapışkan bir seyir izlediği, TÜİK'in ise özellikle memur maaş farkları, emekli maaş zamları ve asgari ücret düzenlemeleri için enflasyon verilerini kasıtlı olarak düşük gösterdiği grafiklerle açıklanıyor. Resmi enflasyon %35 olarak açıklansa da, bağımsız ENAG'a göre %71, İstanbul Ticaret Odası'na göre ise %48 seviyesinde. Türkiye, resmi enflasyonuna göre bile dünyadaki en yüksek beş enflasyon oranına sahip ülkeden biri konumunda. Mehmet Şimşek'in bu duruma rağmen televizyonlarda özgüvenle konuşması, kamuoyunda tepkiye neden oluyor.
Siyasi Çalkantılar ve Medya Üzerindeki Baskı
Ülkede siyasi hareketlilik de dikkat çekiyor. İran gerilimi ve bölgesel tansiyonun yükselmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabine değişikliği için bu gündemi bir fırsat olarak değerlendirebileceği, Mehmet Şimşek ve Fatih Karağan'ın biletinin kesilebileceği belirtiliyor. Ayrıca, CHP ile ilgili mahkeme kararları sonrasında 30 Haziran'da yeni bir şok dalgası beklentisi var. Halk TV patronu Cafer Mahiroğlu hakkında suç örgütü üyeliği ve ihaleye fesat karıştırma iddialarıyla yakalama kararı çıkarılması, Saray'dan CHP ve İmamoğlu ile hareket eden işadamlarına yönelik bir baskı dalgasının işareti olarak yorumlanıyor. Bu, medyaya ve iş dünyasına "ya hizaya geleceksiniz ya da kayyım atanacak/hapse gireceksiniz" mesajı olarak algılanıyor.
Yatırım Tavsiyeleri ve Güvenli Limanlar: Altın ve Gümüş Yükselişte
Bu belirsiz dönemde nakitin "kral" olduğu ve emtia sepetinde bulunulması gerektiği vurgulanıyor. Borsaya veya TL mevduata geçmenin "cesaret madalyası gerektirecek kadar riskli hamleler" olduğu belirtiliyor. Doların ardından en güvenli limanın altın olduğu, küresel merkez bankası rezervlerinin %46'sının ABD doları, %20'sinin ise altına kaydığı görülüyor. Bu durum, ABD'nin borçlarını devalüe ederek ve tahvillere para çekerek yönetme çabasıyla ilişkilendiriliyor. Spot altının ons fiyatı 3389 dolardan işlem görürken, 3100 dolara doğru geri çekilmelerin alım fırsatı sunduğu, yıl sonunda 3900 dolar, İran savaşı patlak verirse 4000-5000 dolar seviyelerinin bile görülebileceği tahmin ediliyor. Türkiye'de ise gram altının 4312 TL, çeyrek altının ise 7200 TL'ye ulaştığı bildiriliyor. Fiziksel altına olan talebin Trump tarafından sıfır gümrük vergisi ile desteklenmesi ve Mehmet Şimşek'in altın ithalatını yasaklamasının ülkeye büyük fırsat kaybettirdiği eleştirisi yapılıyor. Yastık altındaki altınların bir savaş halinde ülkeyi kurtarabilecek potansiyele sahip olduğu belirtiliyor.
Gümüş de altının yanı sıra önemli bir yatırım aracı olarak öne çıkıyor. Gümüşün onsu 36.27 dolardan işlem görürken, 37-39 dolar aralığının hedeflendiği ve 47.75 dolara kadar yükselebileceği öngörülüyor. 999 ayar has gümüşün 46 TL olduğu ifade ediliyor. Ancak fonlar ve borsa yatırım fonları yerine fiziki altın ve gümüş alımının, özellikle potansiyel stopaj vergisi artışları düşünüldüğünde, daha güvenli olduğu belirtiliyor. Bu tür piyasa analizlerini detaylıca incelemek için https://www.avazturk.com platformunu ziyaret edebilirsiniz.
Gayrimenkul Piyasasında Barınma Krizi ve Çözüm Önerileri
Gayrimenkul piyasasında ise şehirleşme ve artan göçün plansız olduğu, hazine arazilerinin TOKİ üzerinden müteahhitlere peşkeş çekilerek lüks AVM'ler ve rezidanslara dönüştürüldüğü eleştirisi yapılıyor. TOKİ'nin görevinin ucuz konut üretmek olmadığı, Almanya'daki belediyelerin 99 yıllığına arsa kiralayarak uygun fiyatlı ev inşa etme modelinin Türkiye'ye örnek olması gerektiği ifade ediliyor. Kiraların ve konut fiyatlarının hızla yükseldiği, iki asgari ücretle dahi ev almanın ve kredi taksitlerini ödemenin imkansız hale geldiği belirtiliyor. Uzman, daha önce konut fiyatlarının birkaç yıl içinde 10-15 milyon TL'ye çıkacağını ve insanların alım gücünün kalmayacağını öngördüğünü hatırlatıyor. Barınma amaçlı fırsat bulanların kendi başlarını sokacak bir yuvaya sahip olmalarının önemini vurguluyor. Türkiye'nin ekonomik dönüşümünü daha yakından takip etmek için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Küresel Ekonomi ve Devalüasyon Hamleleri: Doların Değeri ve Euro-Dolar Paritesi
Donald Trump'ın "ateşinin" borsayı yakacağı ve küresel ekonomide sarsıntıların yaşanacağı bir döneme girildiği ifade ediliyor. ABD'nin borçlarını çevirmek için doları devalüe etmeye çalıştığı belirtiliyor. Dolar endeksi 98'in altına inmiş durumda ve 95.72 hatta 91.46 seviyelerine düşebilir. Bu durum, Euro/Dolar paritesinin 1.1632 ve 1.185 dirençleri aşılırsa 1.25'e kadar yükselebileceği anlamına geliyor. Bu hareketliliğin, Amerikan borçlarını yönetmek için yapılan bir hamle olduğu ve Euro yukarı çıktıkça satış, Dolar aşağı indikçe alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Merkez bankalarının altın yığmasının da İran-İsrail çatışması ve doların devalüasyonu ile ilişkili olduğu ifade ediliyor.
ABD-Çin ticaret anlaşmasındaki belirsizlikler de devam ediyor. ABD'nin Çin'e %5, Çin'in ABD'ye %10 vergi uygulaması, 90'lardan bu yana süregelen "ucuz Çin" ithalatı döneminin sona erdiğini gösteriyor. Şirketlerin ABD'ye göç etmesi ve Çin'in misillemeleriyle küresel ekonominin yeni bir denge arayışında olduğu belirtiliyor. Bu gelişmeler, altın fiyatlarını destekleyici nitelikte. Daha fazla analiz için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Yaklaşan Tehlikeler ve Son Uyarılar
Yaklaşan günlerde Türkiye'yi çok daha ağır sürprizlerin beklediği, ekonomik çöküşün yanı sıra siyasi şokların da yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın radar cezalarının iptal edileceğinin söylenmesi, oy kaybına karşı atılan bir adım olarak yorumlanıyor. Gazi Osmanpaşa Belediye Başkanı'nın tutuklanması ve yerine sandığa darbe yapılarak kendi partilerinden birinin seçilmesi, halkın iradesinin hiçe sayıldığına örnek gösteriliyor. Ülkenin en pahalı turizm destinasyonu haline gelmesi nedeniyle Çeşme, Alanya, Bodrum gibi yerlerde küçük otellerin kan ağladığı, turistlerin kapıda vize imkanı sunan Yunanistan'a yöneldiği belirtiliyor. Gece yarısı benzine 1.80 TL zam gelmesiyle bazı şehirlerde fiyatın 50 TL'yi aşacağı da duyuruluyor.
Yüksek faizin yoğun bakıma kaldırdığı ekonominin, İran savaşı patlak verirse "morga kaldırılacağı" sert bir dille ifade ediliyor. Borsanın ilk aşamada 8100 puana, hatta 7400'e kadar gerileyebileceği, doların bir anda 60 lirayı bulabileceği senaryoları dile getiriliyor. Bu durumda ne turist ne de yabancı yatırımcı geleceği, havayolu, turizm, lojistik ve gıda sektörlerinin perişan olacağı, seri iflas ve işsizlik dalgasının bankaları da sarsacağı uyarısı yapılıyor. Böyle riskli ve belirsiz bir dönemde maceralara girilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Kamuoyunu aydınlatıcı detaylı haberler için https://www.avazturk.com platformunu ziyaret edebilirsiniz.