Türkiye Çok Yüksek Enflasyon Girdabına Giriyor
SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan sarsıcı bir analiz, Türkiye ekonomisinin perde arkasındaki acı gerçekleri gözler önüne serdi. Gıda enflasyonunda dünya birincisi olan ülkemizin nasıl bir uçuruma sürüklendiğini, işsizlik ve borç batağının derinliğini...
Türkiye'nin ekonomik geleceği üzerine sis perdesi giderek kalınlaşırken, kamuoyundan saklanan gerçekler ve geleceğe dair endişeler her geçen gün artıyor. Siyasi gündemin sürekli değişen dinamikleri ve toplumsal kutuplaşmaların derinleşmesiyle birlikte, ülkenin ekonomik temelleri sarsılmaya devam ediyor. Bu çalkantılı dönemde, www.avazturk.com olarak, SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan bir analizin çarpıcı detaylarını siz değerli okuyucularımızla buluşturuyor ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyoruz. Makalemiz, sizleri şaşırtacak ve düşündürecek gerçeklerle dolu olup, bu kritik konuya dair tüm detayları aktarmaya devam edecektir.
SÖZCÜ Televizyonu'nda yayınlanan bir analizde, isimsiz bir uzman, Türkiye'nin yarından itibaren çok daha güzel bir ülke olacağı ironisini dile getirerek sözlerine başlıyor. Bu kara mizahın temelinde, Sözcü TV ve Halk TV'nin karartılmasının ardından enflasyonun düşeceği, emekli ve asgari ücretlilerin maaşlarının artacağı, ekonomik koşulların iyileşeceği gibi gerçek dışı beklentiler yatıyor. Analist, "gündemi belirleyenlerin" cezaevindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fatih Altaylı ve diğer tutuklu siyasetçiler ile bürokratlar olduğunu vurguluyor. Böylesi bir ortamda üretim ve yatırımın konuşulamayacağını, enflasyonun düşeceğine dair hiçbir ihtimal olmadığını açıkça belirtiyor. Çünkü analiste göre, bu sistemde öngörülebilirlik yok.
Belirsizliğin ülkenin geleceğini nasıl etkilediğini çarpıcı örneklerle açıklayan analist, cuma günü piyasalar kapanırken, cumartesi sabahına Adıyaman, Antalya, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlarının gözaltı kararlarıyla uyanma ihtimaline dikkat çekiyor. Mansur Yavaş'a mikrofon uzatılıp "size de gelecek mi?" diye sorulmasının dahi bir belirsizlik göstergesi olduğunu ifade ediyor. Analistin altını çizdiği üzere, belirsizliğin olduğu yerde Türkiye'deki yatırımcılar yurt dışına kaçıyor. Bu durum, ülkenin sıcak paraya bağımlı kalmasına neden oluyor ki bu da ülkenin kaynaklarını faize aktarmak, borçlanarak ilerlemek, vatandaştan daha fazla vergi almak ve verimsiz alanlara kaynak aktarıp emekliye ve memura para verememek anlamına geliyor.
Ekonominin gidişatına dair en korkutan tablo ise gıda enflasyonunda karşımıza çıkıyor. Analiste göre, OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonu en çok artan ülke, hatta birinci ülke Türkiye. Ortalama %4.6 olan OECD gıda enflasyonuna karşın, Türkiye'de bu oran %32 seviyelerinde. Bu çarpıcı farkın nedenlerini açıklayan analist, ülkedeki büyük mülteci sorununa, tarımda sulama problemlerinin çözülememesine, gübre ve mazot tarafındaki sıkıntılara, yüksek maliyetlere ve maliyetleri düşürmek adına üreticiyi öldürecek şekilde ithalata yönlendirilmesine dikkat çekiyor. Bu şartlar altında gıda enflasyonunun çözülemeyeceğini, en pembe tablolarla dahi bakılsa bunun imkansız olduğunun görüleceğini ifade ediyor. Üretim yapılmadığını ama tüketimin devam ettiğini, ülkedeki mülteci sayısının dahi bilinmediğini ekliyor. Çiftçinin tarladan ürününü kaldıramadığını, satamayanın ise ürününü sokaklara döktüğünü söyleyerek, bu tabloda gıda enflasyonunun düşürülemeyeceğini vurguluyor.
Analist, Mehmet Şimşek'in göreve geldiğinden beri düzelen tek bir parametre gösterilemediğini belirterek Mehmet Şimşek'e yönelik eleştirilerini dile getiriyor. "Geldiğinden beri halk daha da fakirleşti" diyen analist, emeklinin 16.881 lira, asgari ücretlinin ise 22.104 lira ile geçinmeye çalıştığına dikkat çekiyor. Ülkenin yarısından fazlasının açlık sınırının altında yaşadığını belirten analist, geniş tanımlı işsizliğin %31'leri bulduğunu ve sanayi üretiminin ile kapasite kullanım oranının düştüğünü vurguluyor. İthalatın artmaya devam ettiğini, dış ticaret açığının büyüdüğünü ve bunun ülkenin zararı olduğunu ifade ediyor. Sürekli zarar eden bir şirketin ayakta kalamayacağını, personel çıkardığını, tedarikçisine ödeme yapamadığını ve tefecinin eline düşerek daha yüksek faizle borçlandığını belirterek, Türkiye ekonomisini de buna benzetiyor.
Analiste göre, devlet de tıpkı bu şirket gibi yüksek faizle borçlanıyor, kaynakları vatandaştan alıyor ve ek MTV'ler, ÖTV oranlarını artırıyor, KDV oranlarını yükseltiyor. Ürünleri listelerden çıkartarak %9'luk veya %1'lik KDV'leri %10'a çıkardığını da ekliyor. Tüm bu adımların hiçbir şeyi çözmediğini, hiçbir başarıya ulaşmadığını dile getiriyor. Analist, tüm bu veriler ışığında, Türkiye'nin mevcut enflasyon probleminden çıkarak çok yüksek bir enflasyon girdabına doğru ilerlediğini ve herkesin bu durumu not etmesi gerektiğini belirtiyor. Bu korkutan tablo, Türkiye'nin sadece bugünü değil, yarınlarını da derinden etkileyecek büyük bir ekonomik krizin habercisi olarak yorumlanıyor. Türkiye, belki de tarihinin en çetin ekonomik sınavlarından birine doğru sürükleniyor ve bu girdap, tüm toplumu etkisi altına alarak ciddi sonuçlar doğurabilir. Tüm bu veriler ışığında, www.avazturk.com olarak, bu kritik ekonomik gidişatın her anını yakından takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatmaya devam edeceğiz.