Vergi Kaçakçılığıyla Mücadelede Yeni Perde

Vergi Kaçakçılığıyla Mücadelede Yeni Perde

Ekonomi yönetimi kayıt dışı ekonomiyle savaşta vites yükseltti. Mehmet Şimşek'in yeni hamleleri, tapudaki değer oyunları, e-ticaretin vergi boyutu ve sosyal medya fenomenlerinin kazançları mercek altında. Ancak uzmanlar, uzlaşma sürecinin caydırıcılığı...

Türkiye ekonomisinin en kritik gündem maddelerinden biri olan kayıt dışı ekonomiyle mücadele, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın son dönemdeki adımlarıyla yeni bir boyut kazanıyor. Bu alandaki gelişmeleri ve denetimlerdeki bilinmeyen yönleri, 19 Mayıs Üniversitesi'nden saygın akademisyen Profesör Doktor Murat Batı, KRT TV ekranlarında derinlemesine analiz etti. Prof. Dr. Batı, Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi ekibinin kayıt dışılıkla mücadeledeki çabalarının takdire şayan olduğunu belirtirken, uygulanan bazı yöntemlerin etkinliği ve sistemdeki kritik zayıflıklara dikkat çekti.

Kayıt Dışı Ekonomiyle Savaşta Yeni Cepheler: OSB'lerden E-ticarete...

Prof. Dr. Batı, hükümetin kayıt dışı ekonomiye karşı organize sanayi bölgelerinin giriş çıkışlarında fatura kontrolleri yapılması, e-ticaret işlemlerinin takibe alınması gibi çeşitli alanlarda denetimleri sıkılaştırmaya çalıştığını aktardı. Bu adımların önemli olduğunu ancak "bataklığı kurutmaya" yönelik temel çözümler yerine, daha çok gözdağı verme ve tedirginlik yaratma amacı taşıdığını ifade etti. Özellikle OSB'lerdeki büyük firmaların zaten ihracat odaklı çalıştığı ve genellikle kayıtlı oldukları gerçeğine işaret ederek, buradaki denetimlerin asıl hedefinin daha çok küçük ölçekli işletmeler olabileceğini, ancak buradan büyük bir vergi geliri artışı beklemenin gerçekçi olmadığını vurguladı.

Tapu Hileleri ve Maliye'nin "Korkutma" Taktiği

Kayıt dışılığın en yaygın alanlarından birinin gayrimenkul sektörü olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Batı, tapu harçlarında yaşanan vergi kaçakçılığını örneklerle anlattı. Vatandaşların ev alım satımlarında gerçek bedelin altında değer göstermesiyle harçları eksik ödediğini, Maliye Bakanlığı'nın ise bu durumu tespit ederek vatandaşlara yazılar gönderdiğini belirtti. Bu yazılarda, kişilerin "iyi bir yurttaş olarak" kendilerini ihbar etmeleri, eksik ödedikleri harç farkını ödemeleri ve karşılığında daha az ceza almaları teklif edildiğini açıkladı.

Prof. Dr. Batı'ya göre, bu yöntem Maliye'nin elindeki delillerin tam güçlü olmamasından kaynaklanıyor. Yapay zeka ve bölgedeki ortalama satış bedelleri gibi varsayımsal verilere dayanarak yapılan bu tespitler, kesin ispat niteliği taşımıyor. Eğer Maliye'nin elinde yeterli ve net delil olsa, direkt ihbarname tebliğ eder ve yasal süreci başlatırdı. Bu nedenle, Bakanlığın bu "kendi bildiğini bilme" psikolojisi üzerinden vatandaşları gönüllü beyana teşvik etmeye çalıştığını ancak elinde yeterli delil olmadığı için ihbarname göndermedikleri durumlarda bu yazıların dikkate alınmadığını ifade etti.

E-Ticaretin Vergi Boyutu ve Artırılan Cezalar: Yeterli mi?

E-ticaretin de kayıt dışılık açısından önemli bir alan olduğunu dile getiren Batı, birçok kişinin mükellefiyet kaydı açmadan bu işlemleri yaptığını ve kanunları bilmemenin mazeret sayılamayacağını söyledi. 2 Ağustos 2024 tarihinde yapılan düzenlemeye de değinen Batı, daha önce kayıt dışı işlem (örneğin araba alım satımı) yakalandığında vergi ve bir kat ceza kesilirken, bu tarihten sonra yakalanan işlemlerde cezanın bir buçuk kat olarak uygulanmasına karar verildiğini aktardı. Ancak bu artışın ne kadar caydırıcı olacağının da sorgulanması gerektiğini belirtti.

Caydırıcılığı Öldüren Süreç: Uzlaşma Mekanizması

Prof. Dr. Murat Batı'nın analizindeki en çarpıcı noktalardan biri, vergi cezalarındaki "uzlaşma" süreci oldu. Batı, vergi ziyaı cezaları veya usulsüzlük cezaları kesildiğinde, mükelleflerin 30 gün içinde Maliye'ye başvurarak uzlaşma talep edebildiğini açıkladı. Bu süreçte, verginin aslı ödenmek kaydıyla, kesilen cezanın ortalama %85 ila %90'ının silinebildiğini belirtti.

Bu durumun, yakalanan mükelleflerde "nasıl olsa yakalanırsam cezanın büyük kısmını sildiririm" algısı yarattığını ve bu algının cezanın caydırıcılık özelliğini ciddi şekilde zayıflattığını vurguladı. Uzlaşma imkanının herkes için geçerli olduğunu ve bu sürecin bilinmemesi halinde vatandaşların hak kaybına uğrayabileceğini, bu nedenle özellikle küçük mükelleflerin bir mali müşavir veya avukattan destek almalarının önemini dile getirdi. Belediyelerin kestiği cezalar için de benzer uzlaşma veya cezada indirim müesseseleri olduğunu ekledi.

Türkiye'nin Asıl Sorunu Gelir mi, Harcama mı?

Vergi denetimlerinde tahsilatın önemine de değinen Prof. Dr. Batı, Türkiye'nin vergi gelirlerinin aslında iyi durumda olduğunu, asıl sorunun "harcama problemi" olduğunu iddia etti. Gelirin iyi olmasına rağmen ülke olarak fazla harcama yapıldığını, bu durumun da genel ekonomik tabloyu etkilediğini belirtti.

Sosyal Medya Fenomenleri (Influencerlar) Mercek Altında

Son dönemin popüler mesleklerinden influencerlık ve sosyal medya içerik üreticiliğinin vergilendirilmesi konusu da Batı'nın değerlendirdiği önemli bir başlıktı. Bu kişilerin banka hesaplarına yatan gelirlerden %15 stopaj kesildiğini, bu kesintinin gelir vergisi kanunundaki bir üst sınır (2025 geliri için 4 milyon 300 bin TL, önceki yıl 3 milyon TL idi) aşılmadığı sürece nihai vergi olduğunu ve ek beyan gerektirmediğini anlattı.

Ancak, bu gelir yıllık üst sınırı aştığında, bir sonraki yılın Mart ayında mutlaka yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerektiğini, aksi takdirde cezai işlemlerle karşılaşılacağını belirtti. Batı, yıllık geliri sınırı aşan influencerlar için şahıs şirketi gibi basit bir şirket kurmanın faydalı olacağını tavsiye etti. Sosyal medya paylaşımlarına "reklam değil" yazılmasının da vergilendirme açısından bir fark yaratmadığını net bir dille ifade etti.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Murat Batı'nın analizleri, Türkiye'nin kayıt dışı ekonomiyle mücadelesinde önemli adımlar atıldığını ancak tapudaki delil zayıflığı, e-ticaretteki kayıt dışı işlemlerin yaygınlığı ve özellikle cezalardaki uzlaşma mekanizmasının caydırıcılığı törpüleyici etkisi gibi kritik zorlukların hala mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomi yönetiminin bu alanlardaki politikalarının ve sonuçlarının, önümüzdeki dönemde de yakından takip edilmesi gerekecek.