Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile mücadelesinde AK Parti tarafından işte böyle yalnız bırakıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile mücadelesinde AK Parti tarafından işte böyle yalnız bırakıldı

FETÖ ile mücadeleyi 2010’larda başlatan ve 17/25 Aralık yargı darbe girişimi ile devletin tüm birimlerini bu mücadelenin bir parçası haline getiren Erdoğan, bu mücadelesinde partisi tarafından hep yalnız bırakıldı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün devletin kılcallarından sökülüp atılması yönünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı mücadelenin tarihi 2010’lara dayanıyor. Erdoğan 2010’daki ilk Bakanlar Kurulu toplantısından sonra da MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedef alan, nihai hedefi kendisi olan soruşturma süreci ve dershane tartışmaları ile örgüte yönelik net bir duruş sergiledi.

17/25 Aralık yolsuzluk soslu Küresel Ekonomik Casusluk operasyonu diğer adıyla yargı darbesi girişimi sırasında da kararlılığını bozmayan Erdoğan, örgütün ailesini de hedef alan saldırıları karşısında 2015’deki MGK kararıyla birlikte devletin tüm birimlerini kendi mücadelesine katmayı başardı.

Erdoğan, o günden bu yana sürdürdüğü mücadelede toplumun tüm kesimlerinin desteğini yanında bulurken, ortaya çıkan bir çok skandal, Erdoğan’ın bu mücadelede partisi tarafından yalnız bırakıldığını ortaya koydu.

15 TEMMUZ’A GELEN SÜREÇTE MÜCADELENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL AK PARTİNİN ÖNEMLİ İSİMLERİ OLDU

Bu savı güçlendiren en önemli olay, Milli Eğitim Bakanlığı görevinde de bulunan bir dönem AK Parti’nin en etkili isimlerinden Hüseyin Çelik’in, AK Parti’ye yakın Kanal24’te katıldığı canlı yayında sarf ettiği sözlerdi.

huseyin-celik.jpg

Çelik 17/25 Aralık’tan sadece 10 saat önce katıldığı canlı yayında, “AK Parti ile Cemaat arasında kıran kırana bir kavgadan söz edilemeyeceğine düşünüyorum. Bir kırgınlık olabilir. Bu bir aile içerisinde anlaşmazlık uyuşmazlıktır. Bunu aile içerisinde halledebileceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullanıyordu.

Erdoğan’ın FETÖ ile mücadeleyi başlattığı 2010’daki ilk Bakanlar Kurulu toplantısından 3 yıl sonra bu sözlerin, AK Parti’nin en önemli isimlerinden biri tarafından sarf edilmesi, FETÖ ile mücadeleye vurulan en önemli darbelerden biriydi. Zaten bu konuşmadan sadece 8-10 saat sonra yaşanan 17/25 Aralık yargı darbesi girişimi de bunun en somut göstergesi oluyordu. Üstelik aynı Hüseyin Çelik, 2012’de yaptığı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla yaptığı açıklamada, "Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür" diyordu.

arinc.jpg

ARINÇ 15 TEMMUZ’DAN SONRA TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNİ KABUL ETTİ

Erdoğan’ın FETÖ ile mücadelede partisi tarafından yalnız bırakıldığını ortaya koyan bir diğer gelişme de Bülent Arınç’ın açıklamaları oldu. Arınç, 12 Ağustos 2016 günü yaptığı açıklamada “15 Temmuz’un ardından Fetullahçı terör örgütü diyebilirim” ifadelerini kullanırken, bir anlamda FETÖ ile mücadelede Erdoğan’ı yalnız bıraktığını itiraf edilordu. AK Parti’nin ağır toplarından Arınç, 15 Temmuz öncesinde FETÖ’ye yönelik operasyonları eleştirirken de “insanın cübbesini giyesi geliyor” ifadeleriyle büyük tepki çekmiş, devletin örgüte yönelik mücadelesinde örgütün avukatlığına soyunmuştu.

ÇANKIRI’DA FETÖ’DEN YARGILANAN SANIK AK PARTİ GENEL MERKEZİ’NDE GÖREVLENDİRİLDİ

AK Parti’lilerin FETÖ üyeleri ve örgütün önemli isimleri ile irtibatları, örgüte yönelik tavırları sadece bu iki isimle de sınırlı değildi. 15 Temmuz’dan önce ve hemen akabinde örgütle mücadele kapsamında başlatılan soruyturmalarda şüpheli olarak gözaltına alınan tutuklanan ve yargılanan örgüt mensuplarının avukatlığını, Muğla, Düzce, Adana gibi bir çok ildeki AK Parti İl ve İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri’nin üslendiği ortaya çıktı.

Bununla da yetinilmedi, FETÖ davalarının sanıkları bizzat AK Parti Genel Merkezi’nde görevli isimlerce korunup kollandı. Mesela bunlardan kamuoyuna bizzat AVAZTÜRK tarafından aktarılan İdris Şahin’di. Çankırı’daki FETÖ Çatı Davası’nın en kritik sanıklarından biri olan AK Parti eski Milletvekili ve dönemin TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi İdris Şahin, sanık olarak yargılanırken AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya tarafından Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı görevine atandı. Bu atamadan birkaç gün sonra görülen davada, Erdoğan'ın FETÖ ile mücadele çabası gösterdiği dönemde örgütün en önemli ismi Hidayet Karaca'yı Çankırı'da ağırlayan İdris Şahin’in dosyası ayrılıp yeni bir Esas numarası verilerek açılan davada berat etti. Aynı İdris Şahin, bugün Deva Partisi saflarında Erdoğan ve AK Parti’ye en sert eleştirileri yönelten isim oldu.

idris-sahin.jpg

FETÖ BORSASI TARTIŞMALARINDA GÖZLER SÜREKLİ AK PARTİLİLERE ÇEVRİLDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ ile mücadelesinde bizzat partisi tarafından yalnız bırakıldığını gösteren örnekler saymakla bitmezken, 15 Temmuz’dan sonra feraset sahibi AK Partililer tarafından da dile getirilen FETÖ Borsası’nda da yine AK Partili hukukçular tartışılıyordu. Erdoğan’ın canına ülkenin egemenlik ve bağımsızlığına kasteden 15 Temmuz ihanetine rağmen, FETÖ’nün sermaye ayağı önemli AK Partili isimler tarafından kirli ilişkilere dayalı olarak adeta koruma altına alınıyordu.

Bilhassa Kayseri’de, İzmir’de, Muğla’da, İstanbul’da, Gaziantep’te, Balıkesir'de FETÖ’nün sermaye ayağını oluşturan isimlere yönelik soruşturmalarda gariplikler yaşanırken, örgütün amiral gemisi olan Zaman Gazetesi’nin en önemli ortakları Erdoğan’a yakın isimlerin koruması altına alınıyor, davalardan birer birer berat ediyorlardı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Elitaş’ın kırmızı plaka arabayla Kayseri Adliyesinde saatler süren temaslarının arkasındaki sır perdesi bir türlü aralanmazken, bu ziyaretten sonra Kayseri Adliyesi’nde FETÖcüler lehine çıkan kararlar hep tartışma konusu oluyordu.

Bunun yanında, AK Parti’nin Genel merkez Yöneticilerinin bir çoğunun ismi, 15 Temmuz’a kadarki süreçte FETÖ’nün önemli isimleriyle birlikte anılıyordu. FETÖ’nün illerdeki önemli isimlerinin savcılık ve mahkeme ifadelerinde kendilerinin örgütle irtibatlarında aracı olan isimleri sayarken AK Parti’nin ağır toplarına atıfta bulunması, Erdoğan’ın 2010 sonunda başlattığı FETÖ mücadelesinde nasıl yalnız bırakıldığının da ipuçlarını taşıyordu.

Bütün bu gelişmelere özet niteliğinde bir gelişme de iki gün önce Kayseri’de yaşanıyordu. Kayseri Şeker Fabrikası Genel Müdürü Osman Canıtez, FETÖ üyeliğinden yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılırken, bu ismin mahkemenin verdiği bu karardan sadece 5 gün önce AK Parti MYK Üyesi ve Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ı makamında ziyaret ettiği ortaya çıkıyordu.

elitas.jpg

FETÖ davasından yargılanan bir ismin halen Kayseri Şeker Genel Müdürü olarak görevde kalmış olmasının sorumluluğunu kimse üslenmezken, Emitaş sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu ziyarette Osman Canıtez’in bulunmasının iyi niyetli olamayacağını belirtiyordu. Oysa Canıtez’in FET’den yargılandığını sağır sultan duymuştu ki Kayseri’de siyasetin önemli figürü olan Elitaş’ın bilmiyor olması imkansızdı.

İşin özeti; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olarak 2010’un ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı ve sonlarındaki dershane tartışmalarıyla birlikte başlattığı FETÖ mücadelesine toplumun her kesiminin desteğini almasına rağmen kendi partisinin onu bu mücadelede yalnız bıraktığını hatta onun bu mücadelesinin önündeki engelin partisi olduğunu gösteren örnekler saymakla bitmez bir şekilde arşivlerdeki yerini aldı.

AVAZTÜRK