Avrupa, Çin Bağımlılığını Azaltma Yolunda: Rüzgar Enerjisi Sektöründe Yeni Stratejiler

Avrupa, Çin Bağımlılığını Azaltma Yolunda: Rüzgar Enerjisi Sektöründe Yeni Stratejiler

Avrupa'nın rüzgar enerjisi sektöründeki son gelişmeler ve Çin bağımlılığını azaltma çabaları detaylı bir şekilde inceleniyor. Çevresel güvenlik ve rekabetçilik konuları bu makalede ele alınıyor.

Avrupa, yenilenebilir enerji alanında önemli adımlar atarak, özellikle rüzgar enerjisi sektöründe Çin'e olan bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Bu süreç, Avrupa Birliği'nin (AB) temiz enerji üretim zincirinde yerel üretimi koruma ve küresel rekabetçiliği artırma hedefleriyle paralel ilerliyor.

AB'nin elektrik tüketiminin yaklaşık %16'sını karşılayan rüzgar endüstrisi, son iki yılda izin süreçlerindeki yavaşlamalar, tedarik zinciri aksamaları, artan maliyetler ve faiz oranları nedeniyle zorluklar yaşamaktadır. Ayrıca, özellikle Çin'den gelen uluslararası rekabetin baskısı altındadır.

Güvenlik riskleri de artmış durumda. Örneğin, Ekim ayında Baltık Denizi'nde Estonya ve Finlandiya arasındaki Balticconnector boru hattında meydana gelen hasar, bir Çin gemisiyle ilişkilendirilmiş ve hasarın "mekanik bir kuvvet" tarafından yapıldığı belirtilmiştir.

Rüzgar gücü operatörlerinin deniz altyapılarını daha dikkatli izlemeleri gerektiği vurgulanmakta ve AB'nin Çin bileşenlerine olan bağımlılığını azaltmak için yerel temiz enerji üretimini teşvik etmesi gerektiği belirtilmektedir. Düşük maliyetli Çin ürünleri ve ABD'nin Enflasyon Azaltma Yasası, Avrupa'nın rekabetçiliğini tehdit etmektedir. WindEurope derneği, AB'nin politikalarını değiştirmezse, Avrupa'nın üretim kapasitesini kaybedebileceği konusunda uyarıda bulunmuştur.

Özellikle, Çinli türbin üreticilerinin daha ucuz türbinler, daha gevşek standartlar ve alışılmadık finansal koşullar sunarak Avrupa'da sipariş kazanmaya başladığı gözlemlenmektedir.

Enerji güvenliği endişeleri de mevcut. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Çin'in temiz enerji teknolojisi küresel tedarik zincirinde önemli bir rol oynadığını ve bu durumun hem teknoloji hem de kritik mineraller için coğrafi olarak yoğunlaşmış tedarik zincirleri nedeniyle başka bir güvenlik kaygısına yol açtığını kabul etmektedir. IEA'nın Dünya Enerji Görünümü tahminine göre, Çin 2030'da güneş enerjisi PV tedarik zincirinin %79'una, rüzgar gücünün %64'üne, pillerin %68'ine, lityum kimyasallarının %54'üne ve rafine kobaltın %72'sine hakim olacak.

Avrupa Komisyonu, rekabetçiliği korumak için geçtiğimiz ay Avrupa Rüzgar Enerjisi Eylem Planı'nı açıkladı. Enerji Komiseri Kadri Simson, "İki yıl içinde Avrupa, rüzgar için dünyanın en büyük pazarı olarak nitelenecek''