DEM Parti'den MHP Sonrası AKP Ziyareti Öncesi Önemli Mesajlar, İnfaz Paketi Gündemde!

DEM Parti'den MHP Sonrası AKP Ziyareti Öncesi Önemli Mesajlar, İnfaz Paketi Gündemde!

PKK yöneticisi Bese Hozat'ın "Öcalan'ın fiziki özgürlüğü olmadan silah bırakma kararı uygulanamaz" açıklaması siyaseti hareketlendirdi. DEM Parti MHP ile görüştü, yarın AKP ile görüşecek. Meclis'te infaz paketi beklentisi ve "devlet+demokrasi" formülü...

Türkiye siyaset sahnesi, özellikle "yeni süreç" olarak adlandırılan döneme dair farklı aktörlerden gelen açıklamalar ve kritik temaslarla ısındı. Hem cezaevlerindeki infaz düzenlemeleri hem de barış ve demokrasi arayışına dair atılması beklenen adımlar gündemin en üst sıralarında yer alıyor. Bu hareketliliğin ortasında, PKK'dan gelen bir şart ve DEM Parti'nin peş peşe gerçekleştirdiği siyasi ziyaretler dikkat çekiyor.

Sürecin seyrini doğrudan etkileme potansiyeli taşıyan kritik bir açıklama KCK yöneticisi Bese Hozat'tan geldi. Hozat, yaptığı açıklamada "Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan PKK'nin silah bırakma kararı uygulanamaz" dedi. Bu şartın detaylandırıldığı ifadelerde, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve bizzat kendisinin örgüt üyelerine bu kararı neden aldığını izah etmesi gerektiği belirtildi. Bu açıklama, iktidar kanadından Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Vekili Efkan Ala'nın "PKK'nın bu yaz silah bırakmasını öngörüyoruz" şeklindeki beklentisiyle belirgin bir tezat oluşturuyor. Öte yandan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sürece dair bir an önce komisyon kurulmasını istediği, ancak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin komisyonun PKK silahları bıraktıktan sonra kurulması gerektiğini düşündüğü bilgisi de mevcut. Bu görüş farklılığının ileride olası bir krize işaret edebileceği yorumları yapılıyor. Süreçteki tüm bu kritik açıklamalar, farklı beklentiler ve siyasi aktörlerin pozisyonları hakkında daha derinlemesine analizler ve güncel bilgiler için https://www.avazturk.com adresini takip edebilirsiniz.

Bu gelişmelerin yaşandığı yoğun siyasi atmosferde, DEM Parti heyetleri önemli temaslar kuruyor. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi heyetiyle mecliste tam 40 dakika süren bir görüşme gerçekleştiren DEM Partililer, MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından odasının kapısında ayakta beklenerek karşılandı ve yine kapıda uğurlandı. DEM Parti'den yapılan açıklamaya göre, görüşmenin gündeminde sürecin ilerlemesi için gereken adımlar, mecliste kurulacak komisyon, anayasa ve yeni yargı paketi (infaz paketi) ele alındı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da partisinin grup toplantısında sürece dair önemli mesajlar verdi. Bakırhan, barış ve demokrasi yolunun "ucuz siyasi hesapları ve çıkar oyunlarını reddettiğini" belirtti. Yeni süreçte güven inşa etmenin "can damarı" olduğunu vurgulayan Bakırhan, hem Kürt halkında hem de Türkiye halklarında sürece ilişkin bir tereddüt ve güven sorunu olduğunu dile getirdi. Bu güvenin yeniden tesisi için en büyük görevin iktidara ve ortağına düştüğünü söyledi. Toplumu ikna etmek ve sürecin yanında konumlandırmak için herkesin daha cesur hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Bu ve benzeri önemli siyasi çıkışlar, parti içi değerlendirmeler ve Meclis kulislerinden haberler için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Tuncer Bakırhan, parti grup toplantısındaki konuşmasında iktidarın bir yandan çözüm derken diğer yandan kayyım uygulamalarını devam ettirmesini "halkın iradesine müdahale" ve "demokrasiye aykırı" olarak sert dille eleştirdi. Türkiye'nin barış aradığı bu süreçte kayyım uygulamasından kurtulması gerektiğini savundu. Siyaset ve medyada kullanılan dilin de güven artırıcı adımlardan biri olduğunu belirten Bakırhan, medyanın "manipülatif" ve "zehirli, tahrik edici" dilini eleştirerek değişmesi çağrısı yaptı. Tuncer Bakırhan'ın temel vurgularından biri ise "devlet artı demokrasi" formülü oldu. "Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman bir sorunumuz olmadı, hiçbir zaman da tartışma konumuz değil" diyen Bakırhan, asıl derdin "Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyle" olduğunu net bir dille ifade etti. Rejimin "Kürt'ü kabul etmeyen" ve "Alevi'yi eşit yurttaş saymayan" karakterinin sorun teşkil ettiğini belirtti.

Meclis gündeminde sıcaklığını koruyan bir diğer önemli konu ise infaz paketi düzenlemesi. Bayramdan önce meclise gelmesi beklenen paketle birlikte, özellikle hasta hükümlüler ve tutuklularla ilgili önemli adımlar atılması öngörülüyor. Bu düzenlemenin meclisten geçmesi halinde, yaklaşık 50.000 tutuklu ve hükümlünün cezaevlerinden bırakılması bekleniyor. Bu infaz düzenlemesi konusu, DEM Parti heyetinin MHP ile yaptığı görüşmede de ele alınan konular arasında yer aldı. Sürecin nasıl işleyeceği, kimleri kapsayacağı ve cezaevlerindeki durumu nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor. Bu tür yasal düzenlemelerin siyasi ve toplumsal etkileri üzerine daha fazla bilgiye ulaşmak ve gelişmeleri takip etmek için https://www.avazturk.com'u ziyaret edebilirsiniz.

Siyaset gündemindeki bir başka dikkat çekici gelişme ise Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile DEM Parti Grup Başkan Vekili Sezai Temelli arasındaki polemik. Ümit Özdağ, Sezai Temelli hakkında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamasıyla suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Bu durum, Sezai Temelli'nin bir televizyon programında, Ümit Özdağ'ın "ırkçı ifadeleri olduğu için" eğer bu sebeple cezaevindeyse kalmaya devam etmesi gerektiğini belirtmesi üzerine yaşandı. Ümit Özdağ, bu talebin kişisel olmadığını, "Dem zihniyetindekilerin ortak arzusu" olduğunu iddia etti. Bu hukuki ve siyasi gerilimin nasıl bir boyuta ulaşacağı merak konusu.

DEM Parti grup toplantısında, güncel siyasi tartışmaların yanı sıra önemli bir tarihi konuya da dikkat çekildi. Çorum Katliamı'nın 45. yıldönümünde yitirilen canlar anıldı. Çorum'un, Maraş ve Sivas gibi katliamların bir halkası olduğu belirtilerek, bu acı olaylarla yüzleşilmemesi nedeniyle Alevilere yönelik sistematik katliamların ve bu katliamlardan sonraki cezasızlık politikasının devam ettiği dile getirildi. Özellikle Veli Solmaz'ın fırında diri diri yakılmasının sıcaklığının hala yüreklerde hissedildiği ve bu vahşetin unutulmadığı vurgulandı. Grup toplantısında söz alan milletvekili, Kürt, Alevi, kadın kimliğiyle bu acıların tarihsel sorumluluğunu taşıdıklarını belirterek, kurbanlara "hakikat borçlarının" olduğunu ifade etti.

Türkiye siyasetinde barış, çözüm, adalet ve demokratikleşme tartışmaları devam ederken, farklı aktörlerden gelen açıklamalar ve atılan adımlar gündemi belirliyor. PKK'nın Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü şart koşması, iktidar ve muhalefetin pozisyonları, infaz paketi beklentileri, tarihsel yüzleşme çağrıları ve partiler arası gerilimler, önümüzdeki dönemin ne kadar hareketli ve kritik geçeceğinin sinyallerini veriyor. Yarın DEM Parti heyetinin Adalet ve Kalkınma Partisi ile yapacağı görüşme, bu sürecin nasıl ilerleyeceğine dair yeni ipuçları sunabilir.