Erdoğan İttifaklardan Neden Pişman Oldu, Kritik Ceza Paketi Geliyor Mu?
SÖZCÜ Televizyonu'nda gazeteci Yılmaz Özdil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 50+1 sisteminden kaynaklanan ittifak zorunluluğundan duyduğu pişmanlığı, yaklaşan infaz paketinin (af) detaylarını ve LGBTİ+ bireylere yönelik planlanan düzenlemelerin siyasi arka planı
Gazeteci Yılmaz Özdil, SÖZCÜ Televizyonu'nun YouTube kanalında yayınlanan bir videoda, Türkiye'nin siyaset ve hukuk gündemine dair önemli başlıklarda çarpıcı yorumlarda bulundu. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 50+1 oy mecburiyeti nedeniyle kurulan ittifak sisteminden duyduğu pişmanlık, yaklaşan infaz paketi olarak adlandırılan cezaevi düzenlemesi ve 10. Yargı Paketi'nde yer alması beklenen LGBTİ+ bireylere yönelik maddeler dikkat çekti. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz.
Özdil'in aktardığına göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Kasım'da Almanya seferinden dönerken uçaktaki gazetecilere yaptığı açıklamada, mevcut 50+1 mecburiyetinin partileri "yanlış yollara sevk ettiğini" ve "Kimin eli kimin cebinde belli değil" diyerek ittifak sistemine yönelik rahatsızlığını dile getirmiş. Erdoğan, en fazla oyu alan adayın seçilmesi durumunda seçimin hızlıca tamamlanacağını belirtmiş. Yılmaz Özdil ise bu durumu eleştirerek, ittifak sistemini yasalaştıranın bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu, ancak "altılı masa" gibi yapıların kurulmasının ardından bundan rahatsızlık duymaya başladığını savundu. https://www.avazturk.com
Özdil'in analizi, Erdoğan'ın bu rahatsızlığının temel sebebinin, Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanı adayı olması durumunda, kurulan ittifaklara rağmen seçimi kaybedecek olma endişesi olduğunu öne sürdü. Bu nedenle, 50+1 zorunluluğu nedeniyle Hüda Par gibi partileri bile yanına almak zorunda kaldığını, bunun Devlet Bahçeli gibi müttefiklerce istenmeyecek bir durum olsa da mecburiyetin bunu getirdiğini belirtti. Özdil, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun oylarının ittifaklara rağmen "patladığını" ve bu durumun Erdoğan'da pişmanlık yaratarak anayasa değişikliği ihtiyacını doğurduğunu iddia etti.
Türkiye gündemindeki bir diğer sıcak madde ise kamuoyunda "af paketi" olarak bilinen infaz düzenlemesi. Adalet Bakanlığı ile AK Parti'nin birlikte hazırladığı ve bu hafta meclise sunulması planlanan infaz paketinin Kurban Bayramı'ndan önce yasalaşması bekleniyor. Düzenlemeye göre, cezaevi doluluğu 410.000 kişiyi aşarsa, 45-50 bin kişinin denetimli serbestlikle tahliye edilmesi öngörülüyor.
Paketin detayları arasında, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen bazı suçlar kapsamında hüküm giyen mahkumların 3 yıl erken açık cezaevine geçebilmesi ve açık cezaevinde bulunanların tahliye edilmesi yer alıyor. Bu ve benzeri haberleri takip etmek için https://www.avazturk.com lütfen bu adresi takip ediniz. Erken tahliyeden iyi hali olmayanların yararlanamayacağı belirtilirken, hamile, çocuklu anne, yaşlı, engelli ve ağır hastalar için evde infaz yolunun açılması bekleniyor. Ancak, örgüt adına suç işleyenlerle ilgili yeni bir düzenleme beklenmediği bilgisi paylaşıldı.
Yılmaz Özdil, bu infaz paketini "çok azim bir şey" olarak nitelendirdi. Gerçekten sokağa salınmaması gereken suçluların da bulunduğunu, ancak "kader mahkumu" tabir edilen insanların da etkilendiğini söyledi. Bu durumun ayrımını yapmanın "korkunç bir şey" olduğunu belirten Özdil, durumu "diş macunu tüpten çıkmış" benzetmesiyle anlattı. Bu düzenlemenin bayramdan önce veya sonra olsa da belli ki gerçekleşeceğini ifade eden Özdil, paketin "PKK'lıları aslında rahatlatmak, salmak veya yarı açık cezaevine almak için yapılan bir operasyon" olduğunu iddia etti, ancak bununla beraber başkalarının da faydalanacağı bir düzenleme olduğunu ekledi. https://www.avazturk.com
Gündemdeki bir diğer önemli konu ise 10. Yargı Paketi ve buradan çıkması muhtemel düzenlemeler. Gazeteci Alican Ulu'dan aktarılan bir habere göre, bu paketten bir tür "ahlak polisi" mekanizmasının çıkabileceği belirtiliyor. Taslak düzenlemede, LGBTİ+ bireylerin çok sayıda hareketini suç haline getiren maddelerin bulunduğu iddia ediliyor. Özellikle, LGBTİ+ bireylerin cinsiyet değiştirmesinin devlet iznine tabi tutulacağı ve devletin izin vermemesine rağmen cinsiyet değiştirenlere ağır hapis cezaları verilmesinin öngörüldüğü bilgisi paylaşıldı.
Yılmaz Özdil, bu LGBTİ+ düzenlemelerinin yasalaşacağını pek sanmadığını ifade etti. Ancak, LGBTİ+ meselesinin toplumu kutuplaştırmak için bir mekanizma olarak kullanıldığı yorumunu yaptı. Amerika Birleşik Devletleri'nde "kutuplaştırma"nın 2024 yılının kelimesi seçildiğini ve bunun Trump'ın iktidara gelmesinde etkili olduğunu örnek gösterdi. Özdil, Türkiye'de de bu kutuplaştırma mekanizmasının CHP gibi partilere saldırı vesilesi olarak kullanıldığını öne sürdü. Bu tür yasaklarla herhangi bir şeyi önlemenin mümkün olmadığını belirtti. https://www.avazturk.com
Son olarak, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) kurultayının iptali davası gündeme geldi. Duruşmanın 30 Haziran'a ertelendiği bilgisi paylaşıldı. Bu davanın iktidarın CHP üzerinde bir tehdit olarak sallandırdığı iddiaları sorulan Özdil, kurultayın iptal olup görevin tekrar Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmesi gibi bir şeyi mümkün görmediğini söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun böyle bir hesaba alet olacağını düşünmediğini belirten Özdil, 2010'dan beri Kılıçdaroğlu'nu çok ağır dille eleştiren biri olduğunu, aynı zamanda Özgür Özel'in normalleşme dönemindeki uygulamalarını da eleştirdiğini ifade etti. Ancak, eleştirileri saklı kalmak kaydıyla, her iki ismin de CHP aleyhine bir şey yapacaklarını düşünmediğini vurguladı. Onların kafalarındaki CHP'nin kendisinin "kurucu ayarlardaki Cumhuriyet Halk Partisi" olmasa da, kendi ailelerinden daha özenle koruyacaklarından emin olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu'nun kaybettiği kurultay sonrası iktidarın kullanabileceği bir hamle yapacağını düşünmediğini, bunu söyleyenlerin haksızlık ettiğini savundu. https://www.avazturk.com
Özgür Özel açısından ise, genel başkan seçilmesinin kendi görüşüne göre yanlış bir karar olduğunu, ancak bunun Cumhuriyet Halk Partisi'nin kararı olduğunu ve Özel'in tekrarlanan kurultayda İsmet İnönü'den daha fazla oy aldığını hatırlattı. Bu saatten sonra, Özgür Özel'den CHP'yi almaya kalkarlarsa, nöbetçi lazımsa kendisinin gidip partinin kapısında nöbet tutacağını söyleyerek konuyu noktaladı. https://www.avazturk.com
Türkiye'nin yakın siyasi geleceğini etkileme potansiyeli taşıyan ittifak sistemi tartışmaları, ceza infaz reformu ve temel haklar alanındaki muhtemel düzenlemeler gibi farklı alanlardaki gelişmelerin nasıl birbiriyle ilişkili olduğunu ve siyasi aktörler tarafından nasıl yorumlandığını gözler önüne seriyor. Bu açıklamalar, önümüzdeki döneme damgasını vurması beklenen hukuki ve siyasi adımların ne gibi tartışmaları beraberinde getireceğinin sinyallerini veriyor.