Eski Diyanet Görevlisinden Şoke Eden Tehditler, Kurumuna Ağır Suçlamalar ve Tartışmalı Geçmiş!

Eski Diyanet Görevlisinden Şoke Eden Tehditler, Kurumuna Ağır Suçlamalar ve Tartışmalı Geçmiş!

Eski Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmet Alioğlu'nun Volkan Konak'ın vefatı sonrası attığı tweetle başlayan tartışmalar sürüyor. Görevden alınan ancak vaizliğe devam eden Alioğlu'nun Diyanet'e yönelik eleştirileri, FETÖ övgüleri ve Özgür Özel'e açık tehditleri..

Türkiye kamuoyu, bir din adamının sosyal medya üzerinden yaptığı tartışmalı ve sınırları zorlayan açıklamalarla bir kez daha sarsıldı. Eski Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmet Alioğlu, sanatçı Volkan Konak'ın vefatının ardından attığı tweetle başlayan süreçte, görevinden alınmasına rağmen sessiz kalmayarak hem mensubu olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'na hem de ana muhalefet liderine yönelik akıl almaz sözler ve tehditler sarf etti. Bu durum, bir devlet memurunun ifadelerinin nerelere varabileceğini göstermesi açısından dikkat çekici bulundu.

Ahmet Mehmet Alioğlu ismi, ilk olarak sanatçı Volkan Konak'ın hayatını kaybetmesinin hemen akabinde attığı tweetle gündeme geldi. Alioğlu, Konak için "gebermiş" ifadesini kullanmıştı. Bu tweetin ardından gelen tepkilerle birlikte Alioğlu'nun geçmiş sosyal medya paylaşımları da gün yüzüne çıktı. Ortaya çıkan paylaşımlarında, daha önce FETÖ'ye yönelik övgülerde bulunduğu ve hatta cinsel içerikli bazı sosyal medya hesaplarını takip ettiği görüldü. Çatalca gibi bir ilçenin müftüsü olan, yani bölgedeki imamlardan sorumlu bir din görevlisinin bu tür bir geçmişe ve söylemlere sahip olması büyük tepkiye neden oldu.

Gelen yoğun tepkiler üzerine Ahmet Mehmet Alioğlu, Çatalca Müftülüğü görevinden alındı. Ancak bu, onun kendi ifadesiyle "büyük davasının neferi" olma hissiyatını değiştirmedi. Görevden alınıp Kocaeli'ne vaiz olarak atanan Alioğlu, bu 'tenzili rütbeyi' adeta kendisine yapılmış bir haksızlık ve zulüm olarak gördü. Bu süreçle ilgili hakkında soruşturma başlatıldığı da belirtildi. Alioğlu, sosyal medya hesaplarından yaptığı yeni paylaşımlarla tepkisini sürdürdü. Kendi iddiasına göre, bu olaylar yaşandığından beri Diyanet'ten, "tebrik ve teşekkürlerini ileten bir genel müdür hariç hiç kimse" kendisini aramamıştı. Diyanet'in o genel müdürün kim olduğunu bulup sorması gerektiğini savunan Alioğlu, kimsenin kendisine "hocam derdin nedir diye soran olmadı" diyerek yakındı. Bu tür görevden alma süreçleri, kurum içi tepkiler ve bireylerin yaşadığı mağduriyet hissi gibi konular, genellikle detaylı haber takibi gerektiren karmaşık durumlardır. Bu ve benzeri konulardaki güncel gelişmeler ve analizler için https://www.avazturk.com gibi platformlar önem taşımaktadır.

Ahmet Mehmet Alioğlu'nun öfkesi sadece kurumsal ilgisizlikle sınırlı kalmadı. Paylaşımlarında Diyanet yetkililerinin hacca gitmesini eleştirerek, asıl sorunun kendisinin yaşadığı mağduriyet olduğunu ima etti. En dikkat çekici ve tepki çeken ifadelerinden biri ise doğrudan ana muhalefet lideri Özgür Özel'e ve "tüm dinsizler" olarak nitelediği bir kitleye yönelikti. Alioğlu, kendisinin görevden alınmasıyla "ümmetin boynunu büken tüm yetkililere" hitaben "özgür özel ve tüm dinsizlere bu mutluluğu yaşatıp ümmetin boynunu büken tüm yetkililere hakkım haram zehir zıkkım olsun" ifadelerini kullandı. Alioğlu'na göre, kendisinin Kocaeli'ne vaiz olarak gönderilmesi, Gazze'deki ölümlerden bile daha önemliydi ve "ümmetin boynu" onun bu durumu yüzünden bükülmüştü. Kendisi için "sürgün yetmez ihraç edin diyanetten daha büyük şeref olur benim için" diye yazan Alioğlu, kendisini bu duruma düşürenleri "günümüzün ebu cehilleri" olarak tanımladı ve onlara "ahirete inanmıyorsanız ki zannetmiyorum bunların hesabı çok çetin olacak" diyerek tehditler savurdu. Hatta Diyanet İşleri Başkanını dahi hedef alarak, kurumun ahirete inanmadığını ima eden ifadeler kullandı.

Alioğlu'nun paylaşımlarındaki skandal boyut, doğrudan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel'i hedef alan tehditleriyle zirveye ulaştı. Bir devlet memurunun, ülkenin ana muhalefet partisi liderini açıkça sosyal medya üzerinden tehdit etmesi, kamuoyunda büyük bir şaşkınlık ve infial yarattı. Alioğlu, Özgür Özel'e seslenerek "ey özgür özer koruma zırhının arkasından atmak kolay koruma ordunu yanına almadan gerçi bir işe yaramıyorlar yine tokat yiyorsun da buyur gel fatih'teyim" şeklinde bir meydan okuma ve tehdit içeren ifadeler kullandı. Ardından hakaretlerini sürdürerek, "nasıl yırtıyorsun ağzımı bir görelim sen ecza dükkanında fiş yırtmaktan bile acizsin kartondan başkan" diyerek Özgür Özel'i aşağılamaya çalıştı. Kaynakta, bu durumun bir devlet memurunun iktidara yönelik benzer ifadeler kullanması durumunda yaşanacaklarla (gözaltı, tutuklama) kıyaslanarak, mevcut durumdaki farklılığa dikkat çekildi. En çarpıcı noktalardan biri ise, bu tür ifadeler kullanan, hakkında soruşturma bulunan Ahmet Mehmet Alioğlu'nun hala vaizlik görevine devam etmesi ve camilerde insanlara dini, İslam'ı ve güzel ahlakı anlattığı gerçeğiydi. Siyasi liderlere yönelik tehditler ve devlet görevlilerinin tutumları gibi hassas konuları takip etmek, kamuoyunun doğru bilgilenmesi için kritik öneme sahiptir. Bu tür özel ve detaylı haberler için https://www.avazturk.com gibi yayınları takip etmek faydalı olabilir.

Ahmet Mehmet Alioğlu skandalı ülkenin bir kesimindeki tartışmaları yansıtırken, diğer yandan güvenlik güçlerinin FETÖ ile mücadelesi de aralıksız devam ediyor. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri içinde hala görevde olup FETÖ bağlantısı tespit edilen askerlere yönelik operasyonlar sürüyor ve çok sayıda asker gözaltına alınıyor. Bu operasyonlar, örgütün devlet kurumları içindeki yapılanmasına yönelik mücadelenin devam ettiğini gösteriyor.

FETÖ'nün finans kaynaklarına yönelik operasyonlar da devam eden süreçte önemli bir yer tutuyor. Daha önce ünlü bir döner zincirine kayyım atanmasının ardından, son olarak İzmir merkezli bir künefe zincirine büyük bir operasyon düzenlendi. İzmir merkezli olarak başlatılan operasyon, İstanbul, Hatay, Gaziantep ve Manisa'da eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. Belirlenen 41 şüpheliden 33'ü bu operasyonlarda gözaltına alındı. Şüphelilerin adreslerinde yapılan aramalarda, 100.000 Euro, 33 Cumhuriyet altını, 2 gram altın gibi önemli miktarda nakit para ve altın ile çok sayıda dijital materyal ve doküman ele geçirildi. Hakkında gözaltı kararı bulunan şüphelilerden yedisinin yurt dışına kaçtığı belirlenirken, firari durumdaki bir şüphelinin yakalanması için de çalışmaların sürdüğü bildirildi.

Sonuç olarak, bir yanda eski bir müftünün skandal yaratacak boyutlara ulaşan kişisel çıkışları, kurum içi eleştirileri ve siyasi tehditleri; diğer yanda ise ülkenin güvenliğini doğrudan ilgilendiren FETÖ gibi yapılarla mücadelenin somut adımları. Türkiye'nin gündemi, birbirinden farklı ancak her biri kendi içinde önemli ve dikkatle takip edilmesi gereken bu tür olaylarla şekillenmeye devam ediyor.