Filistin ve İsrail İlişkilerinde Türkiye'nin Rolü Üzerine Eleştiriler

Filistin ve İsrail İlişkilerinde Türkiye'nin Rolü Üzerine Eleştiriler

Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye'nin İsrail ve Filistin meselesine yaklaşımını eleştirdi. İsrail-Hamas ateşkesi, NATO ilişkileri ve iç politika bağlamında Türkiye'nin dış politikası inceleniyor.

Türkiye'nin dış politikasının önemli bir konusu olan İsrail ve Filistin arasındaki gergin ilişkilere Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'den dikkat çeken yorumlar geldi. Milletvekili Çakırözer, Türkiye'nin bu konudaki tutumunu eleştiren açıklamalarda bulundu.

Çakırözer, 7 Ekim'de Hamas tarafından gerçekleştirilen terör saldırısını kınayarak, İsrail'in sivil hedeflere yönelik eylemlerinin bu saldırılarla meşrulaştırılamayacağını vurguladı. Ayrıca, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkesin devam etmesi gerektiğini ve tüm rehinelerin serbest bırakılmasının yanı sıra kalıcı bir barışın sağlanmasının önemine dikkat çekti.

Milletvekili Çakırözer, Türkiye'nin İsrail politikasına yönelik eleştirilerini de dile getirdi. Erdoğan hükümetinin İsrail'e yönelik sert eleştirilerine karşın, pratikte somut adımlar atılmadığını belirtti. Özellikle İsrail'le yapılan ticaretin devam ettiğine ve bu durumun Türkiye'nin tutarsız politikasını yansıttığına işaret etti. Çakırözer, İsveç'in NATO üyeliği ve Türkiye'nin bu konudaki tutumuna da değinerek, Türkiye'nin dış politikadaki belirsizliklerini eleştirdi.

Çakırözer'in sözleri, Türkiye'nin Filistin politikası konusunda da önemli iddialar içeriyor. Filistinlilerin yaşadığı acıların Türkiye'deki siyasi çıkarlar için kullanıldığını ve bu durumun ülke siyasetinde tutarsız bir yaklaşım olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı gibi uluslararası platformlarda somut adımlar atamadığını belirtti.

Milletvekili Çakırözer'in eleştirileri, Türkiye'nin İsrail ve Filistin politikalarının yanı sıra iç politika ve uluslararası ilişkilerdeki genel yaklaşımını sorguluyor. Bu açıklamalar, bölgedeki uzun süreli çatışma ve gerginliklerin çözümüne yönelik Türkiye'nin rolü ve etkisini de tartışmaya açıyor. Bu durum, özellikle bölgesel barış ve istikrar açısından önemli sonuçlar doğurabilecek bir konu olarak ön plana çıkıyor. Milletvekilinin bu açıklamaları, Türkiye'nin dış politikasındaki mevcut durumu ve gelecekte atabileceği adımları da gözler önüne seriyor.

''Yine, kınadığımız Hamas’ın masum sivilleri hedef alan 7 Ekim terör saldırısı İsrail'in masum sivillere yönelik katliamlarını asla meşru kılamaz, kılmayacaktır. İsrail ile Hamas arasında 5’inci günü dolan ateşkesin uzatılması, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve bir an önce kalıcı barışın sağlanması temel dileğimizdir. Görüştüğümüz önerge konusuna gelince, bakıyoruz, Erdoğan ve sözcüleri İsrail ve Netanyahu yönetimini en ağır biçimde eleştiriyor.

Terör devleti, barbarlık, eşkıyalık ve daha niceleri, doğrudur, İsrail yaptıklarıyla hepsini hak ediyor. Peki, ama siz ne yapıyorsunuz? Lafa gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz ama iş İsrail'i caydırmaya, yaptırımlara gelince ortada yoksunuz, hamaset dışında tek bir icraat yok. NATO'nun İsrail'le askerî iş birliğine geçit veren bu AK PARTİ iktidarıdır.

Peki, bugün NATO toplantısı vardı Brüksel'de, Dışişleri Bakanınız çıkıp “İsrail'le ilişkiyi askıya alalım.” diyebildi mi? Diyemedi, söyleyemezsiniz. Peki, ya ne söylemiş Hakan Fidan, İsveç Dışişleri Bakanına müjde vermiş “Birkaç hafta içinde üyeliğiniz onaylanacak.” demiş. Değerli milletvekilleri bu İsveç'in üyelik protokolü şu anda nerede? Burada, Mecliste değil mi, Mecliste hatta geçen hafta anlaşılmaz bir biçimde kendiniz Komisyondan geri çektiniz.

Hâl böyleyken atanmış bir isim olan Dışişleri Bakanınız yabancılara nasıl takvim açıklayabiliyor? Soruyorum: Hangi hak, hukuk ve yetkiyle yüce Meclisimizin iradesine ipotek koymaya kalkıyor. Sayın Fidanın Meclisi yok sayan bu tutumunu kınıyor, derhâl düzeltilmesini talep ediyoruz. Önergeye dönersek İslam İşbirliği Teşkilatından, Türk Devletleri Teşkilatından hangi yaptırımları çıkartabildiniz? Koca bir hiç; toplandınız, konuştunuz, dağıldınız.

Peki, hadi onlar yapmıyor, yapamıyor; siz ne yaptınız? Bu işler Coca-Cola ve Nescafe boykotuyla çözülür mü sanıyorsunuz? İşte, rakamlar, İsrail'in ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye 3’üncü sırada, İsrail Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında 13’üncü sırada. Ayda 500-600 milyon dolar, yılda 5-6 milyar dolar mal satıyoruz. Sadece on ayda 800 milyon dolar çelik, 500 milyon dolar petrol ürünü Türkiye'den gitmiş, petrolünün yakıtını sizin gemileriniz taşıyor. Bir yandan nutuk at, öbür yandan ortada bir katliam yokmuş gibi ticarete devam et.

Bir de üstüne yaptıklarınızı belgeleriyle ortaya koyan Metin Cihan gibi gazetecileri soruşturma ve davalarla susturmaya, cezalandırmaya kalkıyorsunuz. Neresinden baksanız tutarsızlık, neresinden baksanız iki yüzlülük. Bitmedi, işin bir başka üzücü, bir başka vahim boyutu da var. o da Filistinlilerin acılarını siyasete alet etme çabalarınız. Neymiş dört ay sonraki belediye seçimlerinde Netanyahu oylanacakmış. Ayıptır, ayıp; hiç ders almadınız, almıyorsunuz. Bir önceki seçimde de Sisi’yi oylatmıştınız bu millete ama iradesiyle dalga geçtiğiniz bu millet size öyle bir sille attı ki hâlâ kendinize gelemediniz, Sisi’nin verdiği derslere ise girmiyorum bile.

Yol yakınken uyarıyoruz: Filistinli kardeşlerimizin acıları üzerinden oy devşirmeye kalkmayın, kalkarsanız da bu millet size çok daha ağır bir ders verecektir. Şu anda yapmamız gereken, Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in dün açık biçimde söylediği gibi, tüm partilerin ortak bir biçimde, kol kola, barışa katkı sağlaması, Filistin’le dayanışmasıdır. Filistinli kardeşlerimizle gerçek dayanışma için atılması gereken adımları ulusal ve uluslararası birlikteliklerle hayata geçirmek için Meclisimizde komisyon kurulması önerisini destekliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.'' dedi.