Gizli İnfaz Pazarlığı ve Anayasa Oyunu Kamuoyundan Saklanıyor mu?

Gizli İnfaz Pazarlığı ve Anayasa Oyunu Kamuoyundan Saklanıyor mu?

Cemal Enginyurt, infaz düzenlemesi ve anayasa değişikliği süreçlerindeki belirsizliği, siyasi pazarlıkları ve adalet sistemindeki çarpıcı olayları sert sözlerle eleştiriyor; vekillerin bile yasa taslağından haberdar olmadığını öne sürüyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında aylardır beklenen infaz düzenlemesi ve Anayasa değişikliği tartışmaları sürerken, süreçteki şeffaflık eksikliği ve kapalı kapılar ardındaki müzakereler dikkat çekiyor. Milletvekili Cemal Enginyurt, bu süreçte yaşananları bir "oyun" olarak nitelendiriyor ve kamuoyunun yanı sıra milletvekillerinin bile yeterli bilgiye sahip olmadığını iddia ediyor. Enginyurt'a göre, ne kendisinin ne de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Yeni Yol Partisi ve DEM Parti gruplarının infaz düzenlemesine ilişkin net bir bilgisi bulunuyor. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com adresinde de yakından takip edilen ve kamuoyunda endişeyle karşılanan konular arasındadır.

Enginyurt, partilerin taleplerini ilettiğini ancak AKP'nin bu talepleri reddettiğini belirtiyor. Müzakerelerin devam ettiği ve "bu akşam tekrar görüşeceğiz" denildiği ancak görüşülecek yerin "saray" olduğu yönünde bir izlenim paylaşıyor. Bu durum, kararların parlamentodan ziyade başka bir merkezde alındığına işaret ediyor.

Mevcut teklif metni üzerine yapılan tartışmaların odağında ise infaz düzenlemesinin kapsamı yer alıyor. Enginyurt'un aktardığına göre, teklif "FETÖ de çıkabilir" endişesini beraberinde getiriyor. Bu sebeple, "FETÖ'cüleri çıkarmamak için yol arandığı" öne sürülüyor. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com adresinde de yakından takip edilen ve kamuoyunda endişeyle karşılanan konular arasındadır. Ancak Enginyurt, asıl odak noktasının "kanlı katil PKK'lıları çıkarma derdine" düşülmesi olduğunu iddia ediyor. Kanlı katil PKK'lıların serbest bırakılması gündemdeyken, FETÖ'cülerin de çıkma ihtimaline karşı "yeni yol arandığını" belirtiyor. DEM Parti'nin teklifte bulunarak "darbeye teşebbüs edenleri çıkarmayalım bu metne dahil etmeyelim" dediğini, AKP ile DEM'in "darbeye teşebbüs etti diye FETÖ'cüleri buradan nasıl ayırırız" diye tartıştığını aktarıyor. Enginyurt, bu tablo karşısında "neresi bunun infaz önlemesi" diye sorguluyor.

Anayasa değişikliği de bu "oynanan oyun"un bir parçası olarak görülüyor. Enginyurt, aylardır 10. yargı paketinin beklendiğini, ancak ne infaz düzenlemesi ne de Anayasa değişikliği konusunda ortada konuşulacak somut bir yasanın olmadığını öne sürüyor. "Daha yeni hazırladım" denildiğini, "talimat verdim" dendiğini ancak Anayasa değişikliğinin 4 yıldan bu yana bir şart olduğunun, darbe Anayasası'nın yıkılması gerektiğinin konuşulduğunu hatırlatıyor.

Mevcut Anayasa'nın neden değiştirilmek istendiği konusunda da bir sorgulama yapılıyor. Enginyurt, adeta Sayın Erdoğan karşısındaymış gibi sorarak, "yahu bu anayasanın neyini beğenmedin bu anayasayla yapamadığın ne var" diyor. Hatta Anayasa'ya zaten uyulmadığını, "bütün milleti hapse attın tweet atanları tutukladın herkesi istediğin gibi dizayn ettin" diyerek eleştiriyor. Bu eleştirisini somut örneklerle destekliyor.

Verilen örneklerden biri astrolog Hilal. Mesleği fal bakmak olan Hilal'in bile hapse atıldığını ve 45 gün yattığını belirtiyor. Bir diğer örnek ise Arif Bey'in durumu. Aynı suçtan 30 gün içinde dünya tarihinde benzeri görülmemiş şekilde iki kere serbest bırakılıp üçüncü defa tutuklandığını ifade ediyor. Yirmi gün içerisinde böyle bir olayın yaşanmasının sıra dışılığını vurguluyor ve Anayasa değişikliğinin neyi değiştireceği sorusunu bu örnek üzerinden yeniden soruyor. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com adresinde de yakından takip edilen ve kamuoyunda endişeyle karşılanan konular arasındadır.

Ülkedeki gergin atmosferin ve hukukun üstünlüğünün tartışıldığı, yargı kararlarına duyulan güvenin erozyona uğradığı bir sürecin yaşandığı belirtiliyor. Bu gerginliğin nereye varacağı konusunda endişeler dile getiriliyor.

Bu ortamda yaşanan çarpıcı bir olay da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Sayın Buğra Gökçe'nin düğünü. Daha doğrusu, Silivri cezaevinde kıyılan bir nikah töreni. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in de şahitliğinde gerçekleşen nikah, olayın doğası gereği hüzün verici olarak tanımlanıyor. https://www.avazturk.com gibi platformlarda da bu tür olaylar yankı bulmaktadır.

Nikah törenine ilişkin detaylar, adalet sistemindeki insani boyutun ne durumda olduğunu gözler önüne seriyor. Cemal Enginyurt, Buğra Gökçe'nin 90 yaşındaki annesinin de aralarında bulunduğu bazı aile üyelerinin (annesinin babasının kızın gelinin annesinin babasının) başlangıçta hapishaneye girip nikah töreninde bulunmasının yasaklandığını aktarıyor. Kendi babasının vefat ettiğini belirten Enginyurt, Buğra'nın annesini bugün gördüğünü ve elini öptüğünü söylüyor.

Nikahta bulunma izninin nasıl alındığı da dikkat çekici. Enginyurt, Uğur Poyraz'ın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bu konuyu dile getirmesi ve kendisinin de dün akşam Halk TV'de konuyu gündeme getirmesi üzerine, ancak sabah 10'da izin verildiğini belirtiyor. Bu durum, kamuoyu baskısının veya siyasi girişimlerin bazen bürokratik engelleri aşabildiğini göstermesi açısından önemli. https://www.avazturk.com adresi bu tür gelişmeleri yakından takip etmektedir. Bu gelişmeler, https://www.avazturk.com adresinde de yakından takip edilen ve kamuoyunda endişeyle karşılanan konular arasındadır.

Cezaevinde tutuklu bulunan bir başka isim olan Ekrem İmamoğlu'nun ise, hücre bitişiği hücrede yatmasına rağmen Buğra Gökçe'nin "benim nikah şahidim olsun" teklifinin kabul edilmediği de belirtiliyor. Enginyurt, Buğra Gökçe'nin "suçlu değil" olduğunu vurguluyor; çünkü suçu ispat edilmiş değil, ceza almış değil, sadece "tutuklu" olduğunu hatırlatıyor. Buğra Gökçe'ye mutluluklar dilerken, öncelikle "özgürlük" dilediğini de ekliyor. https://www.avazturk.com gibi haber siteleri bu tür insani konulara da yer vermektedir.

Buğra Gökçe'nin annesinin nikahta bulunmasının başlangıçta yasaklanması olayı, Cemal Enginyurt tarafından çok çirkin bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu olayın, "vicdanlar da kurudu abi insanlık tükendi" şeklinde sert yorumlara yol açtığı görülüyor. Adalet Bakanı ve Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "insanlığı yok" veya "insanlık kurumuş" gibi ifadelerle sert eleştiriler getiriliyor.

Türkiye'de yaşanan gerginliğin bir başka boyutu ise, kamuoyuna yansıyan operasyon ve gözaltı iddiaları. Enginyurt, "yarın bir operasyona uyanmayacağımızın güvencesi yok" diyerek mevcut atmosferdeki endişeyi dile getiriyor. Hatta kimin alınacağını, nereye operasyon yapılacağını televizyon kanallarında "savcılıktan gelen bilgileri açıklayanlar" olduğunu iddia ediyor. https://www.avazturk.com adresinde de benzer endişeler dile getirilmektedir.

Bu isimlerin başında TGRT'den Cem Küçük ve Sinan Burhan'ın geldiği öne sürülüyor. Enginyurt, bu durumu FETÖ dönemindeki Mehmet Baransu'nun valizlerle haber taşımasına benzetiyor. Cem Küçük'ün yakın zamanda "İş Parka operasyon yapılacak" dediğini duyduğunu aktarıyor. İski'ye, raylı sistemlere de operasyon yapılacağını söylediğini belirtiyor. https://www.avazturk.com adresinden de bu tür haberlere ulaşabilirsiniz.

Televizyonda her akşam kimin alınacağının açıklanmasını, savcılıktan bilgi geldiği iddiasıyla yapıldığını, sonra da "ben öyle demek istemedim", "tahmin" dendiğini belirten Enginyurt, bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguluyor. "Böyle bir devlet böyle bir ülke böyle bir adalet böyle bir hukuk olur mu" diyerek tepki gösteriyor. Bu tür bir uygulamanın savcılar tarafından neden soruşturulmadığını sorguluyor. https://www.avazturk.com adresi bu konudaki tartışmalara da yer vermektedir.

Genel tablo, infaz düzenlemesi ve Anayasa değişikliği gibi kritik yasal süreçlerin şeffaflıktan uzak, siyasi pazarlıkların gölgesinde ilerlediği, milletvekillerinin bile bilgi sahibi olmadığı, yargı kararlarına güvenin erozyona uğradığı ve insani değerlerin sorgulandığı bir Türkiye portresi çiziyor. Bu sürecin Türkiye'yi nereye götürdüğü sorusu, kaynağın temel endişelerinden biri olarak öne çıkıyor. https://www.avazturk.com, bu kritik dönemeçteki gelişmeleri okuyucularına aktarmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak, Cemal Enginyurt'un açıklamaları, Türkiye'nin gündemindeki önemli yasal düzenlemelerin arka planında dönen "oyunları", adalet sistemindeki çarpıcı olayları ve ülkedeki gergin atmosferi sert bir dille ifşa ediyor. Sürecin şeffaf olmaması, milletvekillerinin bile dışarıda bırakılması ve yaşanan insani krizler, mevcut tablonun vahametini ortaya koyuyor. https://www.avazturk.com gibi bağımsız yayın organları bu süreci yakından takip etmenin önemini vurgulamaktadır.