İçişleri Bütçesi Görüşmeleri Alevlendi: Eski Bakana 'Ne Kadar Pis İş Varsa...' Suçlaması, Kimsesizler Çetesi ve...

İçişleri Bütçesi Görüşmeleri Alevlendi: Eski Bakana 'Ne Kadar Pis İş Varsa...' Suçlaması, Kimsesizler Çetesi ve...

Meclis'teki İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında sert rüzgarlar esti. Konuşmacı, eski bakan dönemindeki 'pis işler' ve çeteleşme iddialarını gündeme getirirken, 'Kimsesizler Çetesi' adlı yapılanma, esnaf tehditleri ve bürokratların 'görgüsüz'...

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında gerçekleşen İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri, beklenenin aksine sükunetten uzak, tansiyonu yüksek anlara sahne oldu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın sunumunun ardından söz alan konuşmacı, hem mevcut bakanlık dönemi icraatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu hem de önceki dönemlere ve ülkenin kanayan yaralarına dair çarpıcı eleştiriler ve iddialar dile getirdi.

Konuşmasına mevcut İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'yı dinlerken "çok duygulandığını" ve konuşmasının "çok güzel" olduğunu belirterek başlayan hatip, mevcut kabine döneminde "öyle güzel şeyler yapılmış ki" ifadesini kullandı. Hatta, bir önceki kabine döneminde CHP'nin yaptığı iddia edilen "bütün usulsüzlüklerin" mevcut dönemde "allah razı olsun hepsini halletmiş" olarak değerlendirildi. Bu kabine döneminde "neler olmuş neler" diyerek mevcut yönetimin başarıları vurgulandı.

Ancak konuşmanın seyri kısa sürede değişti. Eleştirilerin hedefinde, mevcut bakanlık öncesi dönem ve özellikle "bu kabine öncesi bakan" vardı. Konuşmacı, eski bakanı "pis işlerin altında" olduğunu söylediği için kendisinin mahkemeye verildiğini hatırlattı. Ardından sert ifadelerle, "abi ne kadar pis iş varsa hep eski bakan döneminde eski kabine döneminde olmuş" iddiasını ortaya attı. Eski dönemin "fitnecilik" yapmakla suçlandığı konuşmada, "fitnenin alasını yapıyorsunuz" denilerek mevcut bakana "bırak ali bu işleri sen ne olduğunu iyi biliyorsun sadece takla atıyorsun" çağrısı yapıldı. Konuşmacı, bakanı oturduğu yerde durmaya davet etti.

Güvenlik alanında terörle mücadeleye değinilirken de önceki dönemle karşılaştırma yapıldı. Sayın Bakan'ın "70 terörist kaldı sadece" sözünün "ne güzel" olduğunu belirten hatip, "1380 teröristin bu bakan döneminde bu kabine döneminde halledildiğini" vurguladı. Dolayısıyla, "önceki kabine dönemi gerçekten çok kötüydü biz de kabul ediyoruz" ifadesini kullandı. (Konuşmayı tüm ayrıntıları ile dinlemek için bağlantı: https://www.youtube.com/watch?v=Nlua4TQuFX4 )

Eleştirilerin dozu giderek arttı ve önceki dönem, ülkedeki yeraltı dünyasıyla ilişkilendirildi. Konuşmacı, "ha bu arada ne kadar kokainci varsa ne kadar eroinci varsa ne kadar çete varsa mafya varsa pis işlerde coyci varsa hepsiyle birlikte olmuştu zaten" gibi ağır bir ithamda bulundu. Ardından mevcut bakanı tebrik ettiğini yineleyerek, "niye alınıyorsunuz fitne neresinde allah razı olsun geldi huzur geldi güvenlik geldi diyoruz bundan da rahatsız oluyorsunuz" diyerek sözlerinin bir "fitne" olmadığını savundu.

Ülkedeki güncel sorunlara dikkat çekerek İçişleri Bakanı'ndan acil önlem alma çağrısı yapıldı. Konuşmacı, "memleketteki bütün pis işlerden bir an önce kurtulmamız lazım sayın bakan" diyerek söze başladı. Özellikle Adana'daki duruma vurgu yapıldı. "Kimsesizler çetesi" adı verilen bir yapının "şerefsiz çete" ve "onun bunun çocuğu bir çete" olarak tanımlandığı konuşmada, bu çetenin "herkesi tehdit ettiği" belirtildi. Adana'da "her gün 10 kişi öldürüldüğü", "her gün insanımızın birbirini öldürdüğü" bilgisi paylaşıldı.

Esnafın yaşadığı mağduriyet de Meclis gündemine taşındı. Konuşmacı, esnafın "huzursuz" olduğunu ve "telefon açıp whatsapp'tan tehdit edildiğini" dile getirdi. Kendisine bizzat söylendiğini belirterek, tehdit edenlerin "sana 5 milyon 10 milyon ceza kestim" gibi ifadeler kullandığını aktardı. Bu durumun sadece Adana ile sınırlı olmadığı, "sizin memleketinizde de böyle" denilerek genel bir sorun olduğu ima edildi. Bu çetelere "dur denilmesi" ve "önüne geçilmesi" gerektiği vurgulandı. Aksi takdirde "insanların sokakta rahat yürüyemez hale geldiği" uyarısı yapıldı. Konuşmacı, bakanın bu sorunu da çözeceğine inandığını belirterek, bu yapıları "operasyon çocukları" olarak nitelendirdi ve onlara karşı "gereğini yapma" çağrısında bulundu.

Tarım politikaları da eleştirilen konular arasındaydı. Tarım Bakanı'nın desteklerden bahsettiğini hatırlatan hatip, 12 yıl önce Ordu ve Giresun'da fındık için verilen doğrudan gelir desteğinin 170 lira olduğunu ve o zamanlar 80 liraya mazot alınabildiğini anlattı. Ancak bugün hala aynı desteğin (170 lira) verildiğini ve bu parayla ancak 4 litre mazot alınabildiğini belirterek çiftçinin içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekti. "Çiftçinin bu sorununa da çözüm üretilmesi gerektiği" vurgulandı. Tarlada kalan ürünlere ("patates tarlada limon tarlada") değinildi. Merhum Ömer Fethi'nin çiftçinin derdini anlatmak için yaptığı her işin "allah razı olsun" denilerek takdir edildiği ancak iktidarın bu sorunları "bir türlü anlamadığı" dile getirildi. İktidarın çiftçinin derdini dinlemek yerine "bize cennet anlatıyorsunuz" eleştirisi getirildi.

Konuşmanın son bölümünde ise ülkedeki haksız servet edinme ve yolsuzluk iddiaları sert bir dille ele alındı. Milletvekillerinin çoğunu tanıdığını ve bunun "yalakalık olsun diye" söylenmediğini belirterek, onların "onuruyla şerefiyle yaşayan insanlar" ve "maaşını hak eden insanlar" olduğunu ifade etti. Ancak iktidar döneminde ortaya çıkan bazı durumların kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Daha dün bir uçakta "70 milyon dolara pettas'ı satın alan bir görgüsüzün" olduğu ve utanmadan "türkiye'yi satın alırım" dediği bilgisi paylaşıldı. Bu "görgüsüzü kimin bu hale getirdiğinin hesabının bir an önce sorulması gerektiği" belirtildi.

Yine bir valinin "100 milyon liralık servet yaptığı" iddiası gündeme getirildi. Konuşmacı, dinleyicilere "yüreğiniz sızlamıyor mu" diye seslenerek, kendi çocuklarına bir daire alamazken veya evlatlarını evlendiremezken bir bürokratın bu kadar servet yapmasının "vebalinin emin olun size sorulduğunu" ifade etti. Sokakta bu nedenle sürekli eleştirildiklerini belirterek, "bu ülkede haksız yolsuz bir şekilde servet sahibi olanların servetinin hesabının sorulması gerektiği" çağrısını yaptı.

Son olarak, Çalışma Bakanı'nın "birilerini silkelemek üzere talimat aldığı" duyumuna değinildi. Eğer bu ülkede "silkelenecek birisi varsa" bunların "beşli çete denen vergi yüzsüzleri" ve "sigorta yüzsüzleri" olduğunu belirterek, bakanın öncelikle "bunları silkelemesi" tavsiyesinde bulunuldu.

Meclis kürsüsünden dile getirilen bu sert iddia ve eleştiriler, bütçe görüşmelerine damgasını vurdu ve ülkenin güvenlik, ekonomi ve etik sorunlarına dair derin endişeleri bir kez daha gözler önüne serdi.