İktidarın çöküşü başladı mı: Türkiye siyasetinde deprem dalgaları yükseliyor!

İktidarın çöküşü başladı mı: Türkiye siyasetinde deprem dalgaları yükseliyor!

AKP'nin üye kaybı, belediyelere yönelik operasyonlar ve erken seçim senaryolarıyla çalkalanan Türkiye siyaseti, tarihin en kritik dönemeçlerinden birini mi yaşıyor? Merdan Yanardağ'ın dikkat çeken analizleri, iktidarın geleceğine dair çarpıcı ipuçları...

Türkiye siyaset sahnesi, ardı arkası kesilmeyen operasyonlar, tartışmalı tutuklamalar ve partilerin iç dinamiklerinde yaşanan köklü değişimlerle her geçen gün daha da hareketleniyor. Bu haber makalesi, ülkenin içinde bulunduğu siyasi gerilimin derinlemesine bir analizini sunarken, olayların nereye evrildiğine dair önemli işaretleri sizlerle paylaşmaya devam edecek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen ardından başlayan ve yerel seçimlerle doruk noktasına ulaşan bu çalkantılı süreç, www.avazturk.com olarak yakından takip ettiğimiz kritik bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Son olarak Tele1 YouTube kanalında yayınlanan bir programda, Merdan Yanardağ'ın yaptığı çarpıcı değerlendirmeler, iktidar partisinin yaşadığı iç sorunları ve muhalefete yönelik artan baskının altında yatan dinamikleri gözler önüne seriyor.

Programda Merdan Yanardağ'ın aktardığı bilgilere göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) son dönemde yaklaşık 700-800 bin üye kaybı yaşarken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise yaklaşık 300-400 bin yeni üye kazanmış durumda. Yanardağ, bu durumun siyaset sosyolojisinin yasalarına uygun olduğunu belirterek, "Siz bu ülkede %29’la giderek inen %19’larla %20’lerle 24’lerle bu kadar büyük bir ülkeyi yönetemezsiniz" ifadesini kullanıyor. Ayrıca Yanardağ, ülkeyi yönetecek bir gücün kim olacağı sorusunun ön planda olduğunu ve iktidarın ortağına darbe yaptığını, "kandırıldık" demediğini hatırlatıyor. Mevcut siyasi iktidarın "her hesabını iktidarın ömrünü uzatmak üzere kuran ve bunun için her yolu kendi açısından mübah sayan" olağan demokratik bir iktidar olmadığı vurgulanıyor.

Kulislerde konuşulan ve siyasi çevrelerde yankı bulan bir diğer tartışma ise, CHP'den 30 milletvekilinin istifa ederek ara seçime gidileceği yönündeki formül. Bu formülün, eğer AKP %30'un altında kalırsa Erdoğan'ın meşruiyetinin tartışılacağı iddialarını beraberinde getirdiği belirtiliyor. Ancak Merdan Yanardağ, bu "cin fikir" olarak nitelendirilen öneriyi "saçma sapan bir öneri" olarak değerlendiriyor. Yanardağ'a göre, meclisin ara seçim kararını vereceğini ve bu durumda CHP'nin 30 milletvekilini istifa ettirip yalnızca 12-13 milletvekiliyle geri dönme ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade ediyor. Yani CHP'nin 30 milletvekili verip 12-13 milletvekilliğiyle geri döneceği uyarısını yapıyor. Ona göre, "31 Mart seçimlerinden daha büyük bir referandum" olmadığını ve AKP'nin orada seçimi kaybettiğini, ancak bunu "yerel seçim" diyerek umursamadıklarını belirtiyor.

İktidarın ömrünü uzatma çabaları sadece ara seçim senaryolarıyla sınırlı kalmıyor; Merdan Yanardağ'ın aktardığına göre, "haksız ve hukuksuz bir biçimde belediye başkanlarını tutuklayarak adliye ve polis baskısıyla iktidarın ömrünü uzatamazsınız". Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek'in gözaltına alınması ve tutuklanması girişimleri, bu operasyonların en çarpıcı örnekleri arasında yer alıyor. Özellikle Zeydan Karalar'ın, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olmasına rağmen "ortada somut hiçbir suçlama" olmaksızın, yalnızca "duymuştum ifadesi üzerinde" yani "böyle söyleniyordu" ifadesiyle gözaltına alınması, hukukun nasıl araçsallaştırıldığına dair ciddi endişeler yaratıyor. Lale Özan Arslan, Merdan Yanardağ'a "bu çatışma nereye kadar sürecek" diye sorduğunda, Yanardağ'ın yanıtı net oluyor: "AKP iktidarının bitişine kadar sürecek bu iş".

Merdan Yanardağ'ın analizine göre, bu durumun temelinde AKP'nin toplumsal tabanının dağılması yatıyor. Metin Külük, Mehmet Uçum ve Fahrettin Altun gibi isimlerin dahi Erdoğan'ın "yalnızlaştığı" ve çevresinde "dağılma olduğu" yönünde uyarılarda bulunduğunu aktarıyor. Yanardağ, iktidarın bu şekilde çözüldüğünü ve toplumsal desteği daralan iktidarın, geleneksel "şeriatçı" ya da "katı muhafazakar" tabanına doğru bir daralma tehlikesi yaşadığını vurguluyor. Ülkedeki yoksulluğun derinleştiği, sefaletin arttığı bir dönemde, iktidarın "150 milyar doları daha yakması", "rezervlerin tükenmesi" ve "ormanları söndürmekten aciz kalması" gibi sorunlar, halkın tepkisini giderek artırıyor. Yanardağ, işçi sınıfının grevlerle ve direnişlerle kendisini ortaya koymaya başlayacağını, TÜSİAD'a dahi operasyon yapan bir iktidarın Avrupa desteğini de kaybettiğini ve sürdürülemez olduğunu belirtiyor.

Tüm bu yaşananlar, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal fay hatlarında büyük bir hareketlenmeyi işaret ediyor. Merdan Yanardağ'ın öngörülerinin, 31 Mart sonrası AKP'nin CHP'li belediyelere yöneleceği ve baskın seçimle ömrünü uzatmaya çalışacağı yönünde olduğunu ve bu öngörüleri aşan biçimde polis ve adliyenin kullanıldığını belirtmesi, mevcut durumun ne denli vahim olduğunu gözler önüne seriyor. Peki, bu gerilim nereye kadar sürecek ve halkın bu duruma tepkisi ne olacak? Yanardağ'ın asıl vurgusu, "halk bir süre sonra sokağa çıkar, meydanlara çıkar ve erken seçim talebini eylemli demokratik bir biçimde ve hukuk içinde kalarak eylemli bir şekilde ortaya koyarsa bu bürokraside de çözülmeye, bu iktidarda da çözülmeye yol açacak" yönünde. Tıpkı Demokrat Parti'nin bir dönem söylediği gibi "Yeter söz milletin" denildiğinde, iktidarın ülkeyi yönetemeyeceği ve bir süre sonra iktidarın çevresinin dağılacağı öngörülüyor. Bu çalkantılı süreç, Türkiye'nin yakın geleceğinde yeni siyasi dengelerin oluşacağının ve halkın sesinin yükselerek mevcut iktidar yapılarını sorgulayacağının en güçlü göstergesi olarak www.avazturk.com sayfalarında yerini alıyor.