Kartalkaya Yangını Davasında Tansiyon Yükseldi
Kartalkaya Grand Kartal Otel yangını davasında son dakika gelişmeleri! 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği korkunç yangının onuncu duruşmasında mahkeme ara kararlarını açıkladı. Yüzlerce yıl hapis cezası istenen sanıklar arasında kimler tutuklandı.
Kartalkaya'da yaşanan ve tüm Türkiye'yi yasa boğan Grand Kartal Otel yangını davasında adalet arayışı soluk kesmeden devam ediyor. Bu önemli davanın onuncu duruşması, mahkeme heyetinin kritik ara kararlarını açıklamasıyla yeni bir boyut kazandı ve gözler bir kez daha davanın akıbetine çevrildi. Müştekiler ve sanıklar arasındaki gerilimin yüksek olduğu duruşma salonunda yaşananlar, trajedinin boyutunu ve adalet beklentisinin ne denli büyük olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bu makale, davanın son gelişmelerini ve devam eden adalet mücadelesini detaylı bir şekilde ele almaktadır.
7 Temmuz'da başlayan ve ilk beş gününde sanıkların savunmalarının alındığı, ardından müşteki ve tanık beyanlarının dinlendiği duruşma süreci, 36'sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği bu korkunç olayın tüm yönleriyle aydınlatılması hedefiyle ilerliyor. Toplamda 19'u tutuklu olmak üzere 32 sanığın yargılandığı dava, "olası kastla öldürme" ve "olası kastla kasten yaralama" gibi ağır suçlamaların yanı sıra, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" iddialarıyla da dikkat çekiyor. Sanıklar için istenen cezalar ise dehşet verici: bazı sanıklar hakkında 78'er kez "olası kastla öldürme" ve "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplamda yaklaşık 2 bin yıla kadar hapis cezası talep edilirken, diğer sanıklar için "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşmanın onuncu gününde mahkeme heyeti, önemli tutuklama ve tahliye kararları açıkladı. Otelde denetim yapan tutuksuz sanık itfaiye eri İrfan Acar'ın tutuklanmasına hükmedilirken, daha önce tutuklu bulunan mutfak çalışanı Faysal Yaver'in ise yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine karar verildi. Diğer tutuklu sanıkların halleri ise devam edecek. Ayrıca, tutuksuz yargılanan Mudurnu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Polat, Mudurnu A.Ş. yetkilisi İsmail Karagöz, resepsiyon personeli Yiğithan Burak Çetin ve FQC Denetleme Firması sahibi Ali Ağaoğlu için uygulanan ev hapsi tedbirinin devamına karar verildi. Avazturk.com gibi önemli haber kaynakları da bu kararları yakından takip ediyor. Duruşmanın dokuzuncu gününde savcı, bu isimlerin yanı sıra LPG teknisyeni Doğan Aydın ve denetleme firması çalışanı Kübra Demir'in de ağır kusurlu bulunarak tutuklu yargılanmasını talep etmişti. Bir sonraki duruşma 22 Eylül'de yapılacak.
Sanıkların duruşmadaki savunmaları ve mağdur ailelerin tepkileri, davanın duygusal yoğunluğunu gözler önüne serdi. Otelin sahibi Halit Ergül, kendini savunacak durumda olmadığını belirterek yazılı savunma vereceğini bildirdi. Ergül'ün eşi ve kızları tahliyelerini talep ederken, otelin Genel Müdürü ve Ergül'ün damadı Emir Aras'ın sözleri dikkat çekti: "Yaşanan acı için çok üzgünüm. Pişmanlıklarım çok fazla. Tahliyemi istemiyorum. Kusurum var ama bilerek yapmadım". Ancak bu sözlere rağmen, duruşma salonunda Emir Aras ve ailesinin otelden kaçtığına dair görüntülerin izletilmesi büyük infiale neden oldu. Yangında sekiz yakınını kaybeden müşteki avukatı Yüksel Gültekin, bu görüntüler karşısında sanıklara sert tepki göstererek, "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz. Gözümüzün içimize baka baka yalan söylemeye utanmaz. Organize cinayet şebekesi" ifadelerini kullandı ve tüm sanıkların derhal tutuklanmasını talep etti.
Yangından eşi ve çocuğuyla pencereden atlayarak kurtulan Gülnihal Temizkan'ın kürsüdeki anlatımı ise tüyler ürperticiydi. Temizkan, "Alarm yoktu, çıkışı gösteren bir tabela yoktu. Hayatta olduğumuz için şükredemez haldeyiz" sözleriyle oteldeki güvenlik zaaflarını gözler önüne serdi ve yaşananların ne denli büyük bir ihmalin sonucu olduğunu vurguladı. Yangında 18 yaşındaki oğlu Ömür Kotan'ı kaybeden Zeynep Kotan, ara kararları "uygun bulduklarını" belirterek, Adalet Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin de yargılanması taleplerinin mahkemece ayrı bir soruşturma dosyası olarak sürdürüleceğini ve Danıştay'dan bu konuda lehlerine bir sonuç beklediklerini ifade etti. Kotan, soruşturma izni verilmemesi gibi bir olasılığın olmadığını düşündüğünü belirtti.
Müştekiler, mevcut sanıkların yanı sıra, yangında sorumluluğu olduğu düşünülen ancak soruşturma izni verilmeyen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin de tespit edilerek davaya dahil edilmeleri için mahkemeye talepte bulundular. Bu dava, sadece bir otel yangını davası olmaktan çıkarak, kurumsal ihmallerin ve bürokratik engellerin sorgulandığı bir hukuk mücadelesine dönüşmüş durumda. Yüksel Gültekin'in "Böyle bir cinayette dışarıda sanık kalırsa, yüreğimizde kan durmaz" sözleri, mağdur ailelerin adalet arayışının ne denli kararlı olduğunu gösteriyor. Tüm bu gelişmeler ışığında, Kartalkaya yangını davası, sadece bir trajedinin değil, aynı zamanda kapsamlı bir adalet mücadelesinin de sembolü haline gelmiş durumda ve kamuoyu, bu korkunç olayın tüm sorumlularının en ağır şekilde cezalandırılacağı son kararı büyük bir merak ve heyecanla bekliyor!