Kılıçdaroğlu'ndan Akşener'e Siyaset Arenasındaki Gizli Hesaplaşmalar!
Meral Akşener'den Ekrem İmamoğlu'na uzanan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun stratejik hamleleriyle şekillenen Türk siyasetinin arka planındaki zehirli güç mücadelesini ve koltuk savaşlarını açığa çıkaran detaylı bir haber makalesi.
Türk siyasetinin koridorlarında dönen dolaplar, ittifakların çözülüşü ve liderlerin kaderini belirleyen gizli pazarlıklar, kamuoyunun merakını uyandırmaya devam ediyor. Bu haber makalesi, Türk siyasetinin derinliklerindeki karmaşık ilişkileri ve iktidar mücadelesinin acımasız yüzünü gözler önüne sererken, ortaya çıkan her yeni bilgiyle sizi koltuğunuza bağlayacak ve konu ilerledikçe daha da şaşırtıcı detaylarla dolu olduğunu göreceksiniz.
Gazeteci Bahar Feyzan'ın YouTube kanalında yayınlanan videoda, gündemin en sıcak konularından biri olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi geleceği tartışılırken, halkın ve parti içinden bazı kesimlerin Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirileri çarpıcı bir şekilde ifade ediliyor. Yorumlarda, Kılıçdaroğlu'nun gitmesi gerektiği yönündeki beklentiler dile getiriliyor ve hatta bazı kişilerin "kayyum daha iyi" ifadesini kullandığı belirtiliyor. Bu yorumu yapanlar, bir kayyumun derhal seçim yapacağını ancak Kılıçdaroğlu'nun koltuğa yerleşmek için elinden geleni yapacağını düşünüyor. Videonun sunucusu Bahar Feyzan, Kılıçdaroğlu'nun "AK Parti'nin adamı" gibi yorumlandığını ve "madem bu kadar çok çalışmayı seviyor bari açık açık gitsin AK Parti'de çalışsın" gibi görüşlerin dillendirildiğini aktarıyor. Ayrıca, Bahar Feyzan'a göre, Kılıçdaroğlu'nun iktidara dolaylı olarak "ben gelirsem tam senin istediğin gibi bir şekil alacağım" mesajı verdiğine dair çıkarımlar yapılıyor. Özellikle, Ekrem İmamoğlu'na yönelik iddia edilen şartı dikkat çekici: "Ekrem'i içeride bırak yargılansın temizlenebiliyorsa öyle gelsin" ifadesi, Kılıçdaroğlu'nun siyasi hesaplarını gözler önüne seriyor. Bu durum, Bahar Feyzan tarafından Devlet Bahçeli'nin MHP kurultayındaki durumuna benzetiliyor; tıpkı MHP'de yaşananların İyi Parti'nin kuruluşuna yol açması gibi, CHP'de de benzer bir kopuşun yaşanabileceği öngörülüyor. Bahar Feyzan, Kılıçdaroğlu için yapılan "kurultay borcunu öde öde bitiremiyor Erdoğan'a" şeklindeki yorumların Bahçeli için de yapıldığına dikkat çekiyor.
Peki bu karmaşık düğüm nasıl çözülüyor? Hikayenin başlangıcı, pek çok kişinin düşündüğünün aksine Ekrem İmamoğlu olaylarından çok daha eskiye, Meral Akşener'le başlayan süreçlere dayanıyor. Programda Bahar Feyzan tarafından aktarılan, bu süreçleri içeriden bilen önemli bir kaynağın yorumuna göre, Altılı Masa'daki tartışmalar öncesinde Meral Akşener'in Ekrem İmamoğlu'nun davası için Saraçhane'ye koşarak gitmesiyle her şeyin başladığı belirtiliyor. O akşam Saraçhane'de düzenlenen güçlü miting, iktidara önemli bir mesaj vermiş: Bahar Feyzan'a göre iktidar, oradaki görüntüyü "Eğer Ekrem İmamoğlu'nu yargılayacaksak veya başka bir işlem yapacaksak, yanından Meral Akşener'i çekmezsek bu güçlü bir ses, bu işimize gelmez, oradaki birliği dağıtmamız lazım" şeklinde okumuş. İşte tam bu noktada, kulislerde dolaşan şaşırtıcı bir iddia, Türk siyasetinin derinliklerine işaret ediyor: Kimi yorumculara göre, Meral Akşener bir yerden "yakalanmış" ve sonrasında süreç farklı bir şekilde örülmeye başlanmış. Bu gelişmelerin daha fazlası için https://www.avazturk.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Nitekim, Akşener'in belediye seçimlerinde CHP ile yan yana gelmekten dahi kaçınması, Özgür Özel, Mansur Yavaş ve İmamoğlu'nun ısrarlı ziyaretlerine rağmen net bir tavır sergilemesi, hatta "bıktım ne ablaymış" gibi açıklamalar yapması bu iddiaları güçlendiriyor.
Bahar Feyzan, normalde uzatılan bir dalı bu kadar sert bir şekilde, hatta partisinin hezimeti pahasına itmenin ancak kişisel ikbal ve gelecek kaygısıyla açıklanabileceğini vurguluyor. Feyzan, kaynağının yorumuna dayanarak, Akşener'in seçimlerde iyi sonuç alamayacağını bildiğini ve bu nedenle "bırakırım" dediğini, nitekim siyasetten çekilerek dediğini yaptığını belirtiyor. Ancak burada daha da çarpıcı bir ihtimal gündeme geliyor: Bahar Feyzan, kendi "beyin jimnastiği" olarak adlandırdığı bir senaryoyu paylaşarak, eğer Meral Akşener İmamoğlu ile yan yana yürümeye devam etseydi, bugün Silivri'de olabileceği ihtimali üzerinde düşündüğünü ifade ediyor. Bu, bir komplo teorisi olarak da görülebilecek, siyasetin arka odalarındaki hesaplaşmaların ne denli acımasız olabileceğini gösteren ürpertici bir bakış açısı sunuyor. Aslında bu sürecin, belediye seçimlerinden çok daha önce kurgulandığı, düşünüldüğü veya stratejik olarak planlandığı yorumları da dile getiriliyor.
Siyaset sahnesinde yaşanan bu gelişmeler, Bahar Feyzan'ın ifadesiyle, adeta bir "ensest şey form" gibi tanımlanıyor; bugün "ana-oğul" ya da "abla-kardeş" olanların yarın birbirlerine etmedik laf bırakmadığı zehirli bir döngü. Bahar Feyzan, 2023 seçimlerinden önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ekrem İmamoğlu için attığı "benim evladım" tweet'ini hatırlatıyor. Ancak bu ifadeler, Bahar Feyzan'ın yorumuna göre, siyasette "birisi size benim evladım canım ciğerim diyorsa anlayın ki kapıya çok yakınsınız ya da başınıza bir çorap örülüyor" şeklinde yorumlanıyor. Bu durum, Kanuni Sultan Süleyman'ın İbrahim Paşa'yı dostça bir yemek sonrası boğdurması gibi tarihi ve dramatik örneklerle karşılaştırılıyor, iktidar ilişkilerinin ne denli acımasız ve hesaplı olabileceğini gözler önüne seriyor. Güç, iktidar ve yönetim ilişkilerinin "çok zehirli" olduğu ve insanları akıldan, normalden, vakardan fersah fersah uzaklaştırdığı acı bir gerçek olarak dile getiriliyor.
Tarihin tekerrür ettiğini gösteren bu olaylar zinciri, iktidar uğruna babaların, oğulların, evlatların dahi feda edildiği gerçeğini bir kez daha kanıtlıyor. Zira söz konusu iktidar olduğunda, kimsenin babasını, çoluğunu çocuğunu tanımadığı, zehirli bir koltuk veya kaftan misali, insanları yozlaştıran bir gücün hüküm sürdüğü net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu acımasız siyasi satranç oyununda, görünen o ki, sadece figürler yer değiştirmiyor, aynı zamanda geleceğin kurbanları da belirleniyor, ve bu karanlık dansın gerçek bedeli, koltuğu elinde tutmak için nelerin göze alındığıyla ölçülüyor.